İhlal kararları yerine getirilmezse devlet ayakta kalamaz

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Ekim 5 2023
Yalçınkaya kararıyla ilgili "AİHM kararına katılmıyoruz, bizim kararımız belli" diyerek ihsas-ı reyde bulunmaktan çekinmeyen Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın, bir yıl önce tam tersi yönde konuştuğu ortaya çıktı. Arslan, “Bir hukuk devletinde mahkeme kararlarının uygulanmasının bırakın tartışılmasını, gündeme dahi gelmesi kabul edilemez. Zira yargı kararlarının etkili icrası Anayasa’nın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesinin zorunlu bir sonucudur” dediği ortaya çıktı.
Bold Medya'da yer alan habere göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Yüksel Yalçınkaya hakkında verdiği kararı “AİHM kararına katılmıyoruz, bizim kararımız belli” diyerek reddeden Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan’ın bir yıl önce yaptığı konuşmada “Esasen bir hukuk devletinde mahkeme kararlarının uygulanmasının bırakın tartışılmasını, gündeme dahi gelmesi kabul edilemez” dediği ortaya çıktı.

AİHM’in Yüksel Yalçınkaya ve Bylock uygulaması hakkında verdiği karara Türkiye’nin “hukukun üstünlüğü” ilkelerine ve Anayasa’ya aykırı bir şekilde karşı çıkması, tartışmaları da beraberinde getirdi.

“AİHM kararına katılmıyoruz, bizim kararımız belli” diyerek ihsas-ı reyde bulunmaktan çekinmeyen Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın bu açıklaması çok tartışıldı.

AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın, 13 Haziran 2022’de “Adli-İdari Yargıda Bireysel Başvuru İhlal Kararları ve İhlalin Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması” konulu bölge toplantısında yapılan açış konuşmasında tam tersi yönde açıklamalar yaptığı ortaya çıktı.

Hukukçu Gökhan Güneş, Zühtü Arslan’ın bir yıl önce yaptığı konuşmadaki sözlerini paylaştı.

Zühtü Arslan, bu konuşmasında hukukun üstünlüğünü ve kararların Anayasa’ya göre bağlayıcı olduğunu şu sözlerle vurguladı:

“Esasen bir hukuk devletinde mahkeme kararlarının uygulanmasının bırakın tartışılmasını, gündeme dahi gelmesi kabul edilemez. Zira yargı kararlarının etkili icrası Anayasa’nın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesinin zorunlu bir sonucudur. Kanunlar ve bunlara dayalı işlemler ve kararların Anayasa’ya aykırı olamaması Anayasa’nın üstünlüğünün gereğidir. Aynı şekilde Anayasa’nın bağlayıcılığı da bir yandan anayasal hükümlerin diğer yandan da bu hükümleri yorumlayan ve uygulayan Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlamasını ifade etmektedir.

Dolayısıyla genelde yargı kararlarının, özelde ise Anayasa Mahkemesinin ihlal kararlarının etkili icrası, hem adil yargılama sürecinin tamamlayıcı unsurun

Bu haberler de ilginizi çekebilir