İnsan Hakları Derneği (İHD), 2015 değerlendirme raporunu basın toplantısı ile açıkladı. İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Güneydoğu'daki sokağa çıkma yasaklarının bir an önce sonlandırılması gerektiğini ifade ederken 'demokratik özerklik' talebinin reddi ile Türkiye'nin Birleşmiş Milletlerin (BM) müdahalesi ile karşılaşabileceği uyarısında bulundu.

İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, genel merkezde düzenlediği basın toplantısı ile '2015 Yılı Türkiye Değerlendirmesi, Barış Ve Demokrasi Manifestosu'nu açıkladı. Türkiye'nin eşitlik ve özgürlük değerlerine yabancı, adaletsiz ve bütün bu nedenlerle de çatışma üreten bir hukuksal rejime sahip olduğunu ifade eden Türkdoğan, "1923-2015 yılları arasında ki 92 yıllık dönemin 41 yılı sıkıyönetim askeri rejimi ve olağanüstü hal rejimi (OHAL) altında geçmiştir. Defalarca askeri darbe ve darbe teşebbüsü gerçekleşmiştir. 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarına saygı duyulmayıp, fiili bir başkanlık denemesi yapılmış, bu kapsamda olmak üzere hiçbir yasal dayanağı olmadan 2015 yılının 16 Ağustos gününden bu tarafa da sokağa çıkma yasakları uygulanmaktadır." dedi.

Siyasal iktidarın sıkı yönetim ilan etmemek için bütün sorumluluğu vali ve kaymakların üzerine yıktığını iddia eden Türkdoğan, "Onlar üzerinden bir savaş yürütüyor. Şuanda doğrudan doğruya 1 milyon 300 bin insan (sokağa çıkma) yasaklarından etkilenmiştir. Bu siyasal iktidar gelecekte şunu diyecek; 'biz yapmadık, vali ve kaymaklar yaptı'. Bakın bu lafı duyacaksınız. Vali ve kaymakamlara sesleniyorum; sizin üzerinizden yürütülmeye çalışılan bu savaşa izin vermeyin. İtiraz edin. En fazla Ankara'da merkez valisi olursunuz. Ya da gider emekli olursunuz. Hiçbir insani hukuk kuralı tanımayan savaşa kendinizi alet etmeyin." diye konuştu.

'SAVAŞA HAYIR, BARIŞ HEMEN ŞİMDİ'

Sokağa çıkma yasaklarının AİHS, Anayasa ve ilgili kanunlara aykırı olmasına karşın, Türkiye yargısının hala durdurma kararı vermediğini ifade eden Türkdoğan, 24 Temmuz 2015 - 29 Aralık 2015 arasında ikisi anne karnında 58'i çocuk olmak üzere toplam 226 sivilin öldürüldüğünü kaydetti. Sokağa çıkma yasaklarının biran önce sonlandırılması gerektiğini üzerinde duran Türkdoğan, 10 bin kişilik ordu ile iki ilçeye girildiğini söyledi.
'Savaşa hayır, barış hemen şimdi!' sloganını tekrarlayan Türkdoğan, 1993 yılı ile 2014 yılları arasında sivillere yönelik saldırılar, kara mayınları ve serbest patlayıcılar, faili meçhul cinayetler, yargısız infazlar sonucu 8 bin 104 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.

'TÜRKİYE, BM'NİN MÜDAHALESİ İLE KARŞILAŞABİLİR'

Demokratik özerklik konusunda ise İHD Genel Başkanı Türkdoğan, Kürt sorununu barışçıl ve demokratik yoldan çözülmesi gerektiği üzerinde durarak "Türkiye, Kürtlerin kendi geleceğini belirleme hakkıyla ilgili hakkını görmezden gelirse Birleşmiş Milletler (BM) sistemi dışına çıkabilir ya da BM'nin müdahalesi ile karşılaşabilir. Hukuksal bağlayıcılığı olan bir sürecin içerisindeyiz." diye konuştu.

Türkiye'nin 5468 sayılı kanunla uygun bulduğu ve Bakanlar Kurulunun 2006/10692 sayılı kararı ile 5 Ağustos 2006 tarihinde yürürlüğe koyduğu "Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmeye ek ihtiyari protokol"ünün dikkate alması gerektiğini söyledi. Bu protokol uyarınca Türkiye'de yaşayan farklı etnik gruplara mensup her bir birey veya tüzel kişi iç hukuk yollarını tamamlayıp BM İnsan Hakları Komitesine başvuru yapabiliyor.

'KÜRTLER SİYASAL STATÜLERİNİ ÖZERKLİK BİÇİMİNDE TARİF EDEBİLİR'

Türkdoğan, "Kürtler siyasal statülerini öz yönetim ya da özerklik biçiminde tarif edip, talep edebilirler, bu talep ve ilan karşısında siyasal iktidar/hükümet ya da başka siyasi oluşumların yapacağı şey, kapatma, tehdit, vatan hainliği suçlamaları, tutuklama yöntemleri olamaz. Sonuçta bu talep ve bunun ilanı siyasal bir taleptir, bir görüş açıklamasıdır. Bu konu tartışılır, müzakere edilir, aynen ya da değişikliklerle kabul ya da reddedilebilir." diye konuştu. CİHAN