İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şubesi Başkanı İsmail Akbulut, 30 Eylül 2015 günü gözaltına alınan Siirt şube başkanı Zana Aksu ve beraberindekilerin serbest bırakılmasını istedi.
Eş zamanlı operasyon kapsamında, İHD Siirt Şube binası ile HDP ve DBP Siirt il binalarında ve bazı STK'larda polis tarafından aramalar yapıldığını anlatan İHD Hakkari Şubesi Başkanı İsmail Akbulut, "Bu operasyonla ilgili olarak İHD Genel Merkezi'nin Siirt Cumhuriyet Başsavcılığından ve Siirt Emniyet Müdürlüğünden telefonla bilgi verilmesi talebi karşılanmamıştır. Dolayısıyla polis operasyonu ve gözaltına alınanlarla ilgili net bir bilgiye sahip olmadığımızdan dolayı endişeli olduğumuzu kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Gözaltına alınan şube başkanımız Zana Aksu ve diğer kişilerle ilgili yapılan işlemlerin usulsüz yürütüldüğünü özellikle belirtmek istiyoruz. Polisin evlerde ve bürolarda arama yaparken şüphelilerin yasal haklarını hatırlatmadığını, avukat bulundurma taleplerinin karşılanmadığını ve aramalarda refakatçi eşliğinde arama kuralına uymadıklarını vurgulamak istiyoruz. Bu bilgiler, gözaltına alınanların yakınlarının görgü tanıklığına dayanmaktadır. Dolayısıyla usulsüz aramalar sonucu elde edileceği belirtilen bilgi ve bulgulara dayanılarak suçlama yapılamayacağını hatırlatmak istiyoruz." açıklamasında bulundu.
İHD Siirt Şubesinin aranması esnasında sadece mahalle muhtarının büro önünde tutulduğunu belirten Akbulut şöyle devam etti. "Arama esnasında aramaya refakat edecek hiçbir yöneticiye haber verilmediği, arama esnasında avukatların hazır bulunmasına imkân tanınmadığını da öğrenmiş bulunuyoruz. Bu aramada şube binamızdaki 3 bilgisayar kasamız, birkaç kitap ve polisin gösterilerde kullandığı başta gaz tabancaları olmak üzere kullandığı silahlardan çıkan boş fişek kapsüllerinin içinde bulunduğu bir torbanın polis tarafından alındığı bilgisini kamuoyu ile paylaşmak isteriz. Şube binamızın bu şekilde aranması hukuk dışılığın bir başka örneğini oluşturmaktadır.
Çatışmalı sürecin 24 Temmuz 2015 tarihinde başlaması ile birlikte çatışma bölgelerinde ve hak ihlallerinin yoğun olarak yaşandığı kentlerde yargı yoluyla baskı politikası giderek kendisini daha fazla göstermeye başlamıştır. Halkın doğru haber alma hakkını yerine getirmeye çalışan basın emekçilerinin yanı sıra olayları yerinde inceleyip raporlarla kamuoyuna doğru bilgi veren insan hakları savunucuları da hedef tahtasına konmuş durumdadır. Siyasal iktidarın BM İnsan Hakları Savunucularının Korunması bildirgesine uygun davranmasını talep ediyoruz. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı uyarınca gözaltında bulunan arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını ve masumiyet karinesine uygun hareket edilmesini istiyoruz." CİHAN