Adıyaman İnsan Hakları Derneği(İHD) Başkanı Osman Süzen, "Emniyetin bombacıları takip etmemesi onlara meşruluk kazandırdı. Teşvik etti, cesaret verdi." dedi.
İHD Adıyaman Şubesi Başkanı Osman Süzen, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Ankara katliamını; daha önce yaşanan Diyarbakır, Suruç gibi olayların aydınlatılmamasına bağladı. Bombacıların güvenlik güçlerince takip edilmeyerek büyük bir ihmale yol açtığını, hatta cesaretlendirdiğini öne süren Süzen, "Aileler çocuklarının IŞİD'e katıldığına dair emniyete başvuruları var. Burada bu örgütlenme biliyor. Dokumacılar grubunun Adıyaman'a çalıştığı biliniyor. Ailelerin başvurusundan sonra bir süre sonra çocuklar Adıyaman'a döndü. Çocuklar 3 -5 ay burada kaldı. Burada kaldıkları günlerde örgütlenmelerini sürdürdüler. Bu çocuklar Kobani eylemlerinin ardından bunlar geri döndüler. Emniyet de bunların burada yaşadığını biliyordu. Bunlar bilinmesine rağmen ciddi soruşturma yapılmaması bir ihmalkarlıktır. Bu, müsamaha göstermektir. Üzerine gidilmemesi üzerine örgüt üyeleri cesaretlenmiştir. Burada yapılanın suç olmadığı cesaretine kapılmışlardır. Emniyet soruşturmuyorsa buna herkes kapılabilir." sözlerini kaydetti.
"BÜYÜK BİR VAHAMET"
"Bir çay ocağının etrafından toplanıp Suriye'ye gidiş gelişler olmuş. Bunlar nasıl oraya geçti?" diye soran Süzen, bombacıların sınırı tek başlarına geçmesinin mümkün olmayacağının altını çizerek, bağlantılarının bir an önce deşifre edilmesi gerektiğini vurguladı.
Bombacılarla ilişkili kişiler deşifre edilmeden yeni bombaların patlamasının muhtemel olduğu uyarısında bulunan Süzen, şöyle devam etti: "Bunların sorgulanmamış olması büyük bir vahamettir. Çocukların sınırları tek başına geçme yetenekleri yoktur. Çocuklar, örgütün diğer unsurlarıyla bağlantılarla oraya götürülmüştür. Bilindiği gibi sınır diye bir şey yok güneyde. Bu çocuklar daha önce Adıyaman dışına çıkmamış. Ama buradan Suriye'ye gidişleri derin ilişkiler ağıyla gerçekleşmiştir. 18-19 yaşlarında çocuklar bunlar. Bunlara yardım eden, örgütleyen çok ciddi bir yapı ortadadır. Bu yapının tüm ilişkileri deşifre edilmediği müddetçe yeni bombalama eylemleri kaderimiz olacaktır."
"ÇOCUKLARIN IŞİD'İN ELİNDEN ALINMASI MÜCADELESİNDE DEVLET, AİLELERİ YALNIZ BIRAKTI"
İHD Başkanı Osman Süzen, Ankara bombacısı olduğu öne sürülen Ömer Deniz Dündar'ın ailesinin daha önce derneklerine ve emniyete başvurduklarını anımsattı. Ailelerin çocuklarını geri getirmek için büyük mücadele verdiğini ancak devletin bu konuda aileleri yalnız bıraktığını ileri süren Süzen, "Ankara katliamını gerçekleştirdiği söylenen Ömer Deniz Dündar'ın babasının çocuklarını Suriye'den getirmek için verdiği mücadele var. Bu mücadelede devletten yardım istenmiş, ancak maalesef bu çocuklar bedenleri parçalanmış olarak bulunabildi. Devlet, hükümet bu konuda ciddi adımlar atmamışlardır. Ailelerin çağrılarını görmezden gelmişlerdir. Hatta IŞİD için Suriye'ye gittiklerinde evlendikleri kadınlarıyla buraya gelmişler ve yaşamışlardır. Burada eşleri doğum yapmışlardır. Devlet hastanelerinde doğumlar yapılmıştır. Burada bu ilişkilerin hiçbiri sorgulanmamıştır. Bu bir teşvik değilse nedir?" diye sordu.
"SORUMLULAR YARGILANMADIKÇA YENİ KATLİAMLAR MUHTEMELDİR"
"Ülkemizde istenildiğinde birçok insanın telefonları dinlenmektedir. Diğer yandan devletin canlı bombaları 'eyleme geçmeden tutuklayamayız' demesi kabul edilemez." diyen Süzen, Başbakan Davutoğlu tarafından yapılan bu itirafın, bu ülkede kişi güvenliği ve özgürlüğünün artık geçerli olmadığını kabul etmek anlamına geldiğini dile getirdi.
Süzen şöyle devam etti: "Böyle bir yaklaşım devletin ve yetkililerin sorumluluğunu görmemesidir. Yetkililerin bir an önce bu ilişkiler ağının tümünü deşifre etmesi gerekir. Etkin soruşturma yapması gerekir. Görevlilerin kastı, ihmali varsa tespiti ve yargılanması zorunludur. Bu ihmal kasıtla olduğu ortaya çıkarsa Susurluk benzeri bir durum söz konusudur. Cumhurbaşkanı'nın, Devlet Denetleme Kurulu'nu faaliyete geçirmesi, sadece Ankara'daki patlamayla sınırlı olmadan geniş bir inceleme yapılması gerekir. Sorumluların yargı önüne çıkarılmaması durumunda bu durum yeni suçların işlenmesine vesile olacaktır."
"KAMUOYUNUN ADALET BEKLENTİSİ VAR"
Soruşturmalarda gizlilik kararları verilmesinin anlamsız olduğunu dile getiren Süzen, bunların neye hizmet ettiğini bilemediklerini ifade etti. Süzen, "Kamuoyunun adalet beklentisi var. Suruç soruşturmasında, Diyarbakır soruşturmasında hiçbir ilerleme yok. Niğde'de de askerlere yönelik saldırı var. O dava bile tıkanmış durumda. Bu derin ilişkiler ağını çözmeye karar vermedikçe bunların hiçbirini çözemeyiz. Bunu göze almak gerekiyor. Bunu çıkarmak için bir çaba olmalıdır. Bu gerçekleşmediği sürece soruşturmalarda ilerleme beklemek mümkün değildir. Yeni bombalamaların olmaması için de bunların yapılması gerekiyor." ifadelerine yer verdi.
Öte yandan Adıyaman'ın IŞİD ile anılmasının doğru olmadığını aktaran Süzen, IŞİD'in yurdun dört bir yanından eleman topladığını söyledi. Bunun adliye ayağının ihmal edildiğini, devletin ciddi soruşturma yapmadığını, burada ihmal olduğunu aktaran Süzen, ihmalde kasıt varsa vehametin burada olduğunu vurguladı. Devletin görevinin öncelikle yurttaşının özgürlüğünü, canını korumak zorunda olduğunun altını çizen Süzen, burada devletin anayasal görevini yerine getirmediğini savundu. CİHAN