Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) Genel Sekreteri Anthony Bellanger, Türkiye'de özgür medyaya baskının günlük işleri(takibi) haline geldiğini söyledi.
Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Brüksel Basın Kulübünde (Press Club Brussels) gazeteci ve sendikacı gözüyle Türkiye'deki basının durumunu konuştu.
Türkiye'deki basın özgürlüğünün "günlük işleri" haline geldiğini söyleyen IFJ Genel Sekreteri Anthony Bellanger,"Pazar(1 Kasım) gününden önce de tedirgindik, şimdi daha çok tedirginiz." diyerek medyaya yönelik baskılara dikkati çekti.
Birleşmiş Milletler'i (BM) basın özgürlüğünü ihlal eden ülkelere, ekonomik yaptırımlar uygulamaya davet ettiklerini söyleyen Gazeteciler Federasyonu Başkanı, "Medyaya baskı uygulayan ülkelere ekonomik yaptırım uygulanması lazım. Ekonomik yaptırım deyince akla ilk ambargo gelmesin, BM'nin ilişkisi olduğu bir sürü uluslararası ekonomik kurum var IMF (Uluslararası Para Fonu) gibi." diye ekledi.
"TÜRKİYE REKORU ELİNDE TUTUYOR"
Nokta dergisinin iki çalışanının hapsedildiğini hatırlatan IFJ Genel Sekreteri, Türkiye'nin bu alanda rekoru elinde tuttuğunu söyledi. Bu bağlamda Türkiye'nin, "Avrupa'nın en büyük gazeteci hapishanesi." olduğunu ifade eden Belanger, aynı zamanda en çok şikayet edilen ülke de olduğunu söyledi.
Haftalar önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a mektup yazdıklarını hatırlatan Belanger, Avrupa Konseyi'nin Gazeteciliği ve Gazetecileri Koruma Platformu'na en çok şikayet edilen ülkenin Türkiye olduğunu, federasyon tarafından yapılan şikayetlerin de çeyreğini oluşturduğunu ifade etti. "Türkiye'de, gazetecileri, sendikacıları ve vatandaşları korumak için daha sert olmak lazım." diyerek konuşmasını tamamlayan Belanger, halkın bilgi alma özgürlüğünün "temel bir hak" olduğunu hatırlattı.
"TÜRKİYE'DEKİ MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KOZA MEDYA GRUBUNUN ELE GEÇİRİLMESİYLE ÖZETLEYEBİLİRİZ"
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Uğur Güç, AK Partri hükümetinin yıllardır muhalif olan gazetecilere baskı uyguladığını söyledi. Güç, geçtiğimiz hafta Koza-İpek Medya Grubu'nun devlet tarafından ele geçirildiğini hatırlatarak, bunun Türkiye'deki medya özgürlüğünün özeti olduğunu dile getirdi. Güç şöyle konuştu: "Yıllardır AKP hükümetinin gazeteciliğin üzerine baskıları bire bir yaşayan muhalif gazetecileriz. AKP hükümeti 2002 yılında göreve geldi. Bir tekelleşme vardı. Geçtiğimiz hafta AKP'nin 'paralel 'ilan ettiği bir medya kuruluşuna kayyumlar atandı. Polisler eşliğinde bir baskın oldu ve devlet tarafından mafyatik bir şekilde ele geçirildi. Yayın yapması engellendi ve gazeteciler işten atıldı. Türkiye'deki medya özgürlüğünü bu şekilde özetleyebiliriz."dedi.
TGS İstanbul Şube Başkanı ve Evrensel Gazetesi muhabiri Gökhan Durmuş da medyaya yapılan baskı süreci neticesinde, farklı dünya görüşü taşıyan gazetecilerin aynı masa etrafında buluşabildiklerini söyledi. Durmuş, "Daha önce yan yana gelemeyen gazeteciler bir masanın etrafında buluşabiliyor. TGS'nin toplantılarına Today's Zaman'ın genel yayın yönetmeni de geliyor, Evrensel Gazetesi'nin genel yayın yönetmeni de. İkisi de çok ayrı kutup olmalarına rağmen. Ama basın özgürlüğü konusunda bu kurumlar bir araya gelmek durumunda kalıyorlar. Bu dayanışmanın daha da artacağını düşünüyorum. Çünkü, baskılar artacak. Baskı arttıkça dayanışmalarda artacak." şeklinde konuştu. CİHAN