(...)
Türkiye’yi 12 senedir ‘dindar-muhafazakâr değerleri’ olan insanlar yönetiyor. Geçmişte rejim onları çok ezdi. Zulme maruz kaldılar. Liste uzun. Ama şimdi Türkiye’ye helali, haramı, merhameti, ‘şehremini’ olmayı, güven vermeyi, barış yüzlü, tatlı dilli, suhulet ve sükûnet sahibi insanlar olmayı göstereceklerdi. Adil olacaklardı. Mazlumu, ammenin hukukunu, yetimin hakkını, tarihin, medeniyetin, tabiatın, çevrenin hukukunu koruyup kollayıp, gelecek nesillere güzel bir sınav vermiş olarak bu devranı teslim edeceklerdi.
Bunların hiçbiri olmadı ve olmuyor maalesef. Şaşırtıcı bir şekilde ağızları, kalpleri ve zihinleri hastalıklıymış. Meğer yıllar yılı küpün içine çok zararlı çok seviyesiz tutum ve davranışlar sıkıştırmışlar. Kapak attı, hareketlerini akıl değil kin nefret, hiddet, ihtiras, vurgun, kayırma dürtüleri esir aldı. ‘Halk kan görmek, intikam almak istiyor’ söylemi bu ağızlarında inanılmaz bir zulme vardı. Kendi suçunu ve suçlusunu yargıdan kaçıranlar yasal görevlerini yapanları bile yargısız infaza tabi tutuyor, işinden atıyor, mahkemenin huzuruna çıkarmadan zulmediyor.
(...)