Hz. Muhammed'in (sav) hangi yemekleri yediği, yemek konusunda nelere dikkat ettiği, sofra adabı ve bu konudaki hadisleri kitap oldu. Sünnete göre yaşayarak beslenmenin önemini anlatan 'Resûlullah'ın (sav) Sofrası' adlı kitapta, şifa kaynağı sofrasındaki yemeklerin tarifleri de yer alıyor. Kitabın yazarı Ülkü Menşure Solak, "Beslenme konusunda tüm söylenenler bir kenara bırakılmalı ve O'nun sofrasına bakılmalı." dedi. Solak, Resulullah'ın mütevazi hayatının, mutfağına bakıldığı zaman daha iyi görüldüğünü söyledi.
Hz. Peygamber'in asırlar öncesinde söylediği her sözün ve sünnetlerinin sağlık açısından faydalarının yapılan bilimsel araştırmalarla daha yeni yeni anlaşıldığını belirten mutfak kültür ve tarihi yazarı Ülkü Menşure Solak, "Her konuda olduğu gibi sağlıklı beslenmede de O'nun sofrasından alınacak çok ders var. Ancak bu alanda hem dünyada hem de Arap coğrafyasında yazılmış yeterli düzeyde eser bulunmuyor. Peygamber Efendimiz'in beslenme konusundaki sünnetlerinin tüm bilinenleri değiştirebileceğine inanıyorum." ifadesini kullandı.
4 yıllık araştırması sonucu 'Resûlullah'ın (sav) Sofrası' adlı kitabı hazırladığını ifade eden Solak, kitabın gastronomi literatürüne önemli bir katkı sağlayacağına inandığını söyledi. Solak'ın Hz. Muhammed'in sofrası hakkında bilgiler sunduğu eseri dört bölümden oluşuyor. İlk bölümde beslenmenin Müslümanların hayatının neresinde yer aldığı sorgulanıyor. Helal ve haram gıdalar bölümünün ardından Hz. Peygamber'in sofra adabına, yeme-içmede gösterdiği hassasiyetlere yer veriliyor. Son bölümde ise ayet ve hadislerde bahsi geçen yiyecekler tek tek ele alınıyor, Hz. Muhammed'in tükettiği yiyeceklerin tarifleri gibi daha birçok ilginç konu anlatılıyor.
Kitabın alanında yazılmış ilk eser olduğunun altını çizen Solak, Hz. Muhammed'in ellerini yıkayarak yemeğe başlamasından itibaren her ayrıntıyı okurlara sunmaya çalıştığını söyledi. Sofraya oturuşu, sofra adabı, sofradaki davranışı, yemeği nasıl ve hangi sıraya göre yemesinden sofradaki çeşitlere kadar birçok konunun ele alındığını aktardı. Solak, "Bir beslenme eğitimcisi olarak yemenin yaşamı şekillendiren çok ciddi bir unsur olduğundan eminim. Allah bize alışverişten ibadete kadar hemen her şeyi Efendimiz aracılığıyla öğretmişken, nasıl besleneceğimizi öğretmemiş olamazdı. Günümüz hastalıklarının birçoğu da beslenme alışkanlıkları konusundaki ayet ve hadislere sadece 'şifa aramak' maksadıyla bakmış olmamızdan kaynaklanıyor. Oysa Allah'ın emrettiği ve Resulullah'ın öğrettiği gibi beslenme alışkanlıkları edinseydik, ruhen de bedenen de daha sağlıklı bir toplum olabilirdik." diye konuştu.
'BESLENME KONUSUNDA TÜM SÖYLENENLER BİR KENARA BIRAKILMALI VE O'NUN SOFRASINA BAKILMALI'
Kitap için en temel kaynağın Kur'an-ı Kerim olduğunu vurgulayan Solak, Resulullah'ın da Kur'an'a göre yaşadığını hatırlatarak, şunları söyledi: "Efendimiz'in görüşü dururken kendi fikirlerini söyleyenleri anlamıyorum. Neyi nasıl yapacağını televizyondaki hocalara sorana kadar O'nun beslenme konusundaki yaptıklarını soran yok. Bence bütün diyet kitapları, beslenme uzmanlarının anlattıkları bir kenara bırakılmalı ve Efendimiz'in sofrasını iyi anlamalıyız. Acilen bunu yapmalıyız. Uyurken namaz kılarken nasıl sünnete uyuyorsak yerken içerken de sünnete uymalıyız. Bizzat hadislerde adı geçen yemekleri araştırdık ve hadis imamlarının en az iki tanesinin yer verdiği bilgileri aldık. O dönemde yemek konusu fazla konuşulmadığı için ya da hadis aktarıcılar yazmadığı için kaynak çok az. Bu konuda yazılan yeterli kitap da yok. Birçok kaynağı araştırarak Efendimiz'in yemek kültürünü yansıtmaya çalıştım. Peygamberimiz tüm insanlığın peygamberi. Tüm insanlığın rehberi. İnanmayan bir insan veya farklı dine mensup bir kişinin de reddedemeyeceği bilgilere ulaştık. Sağlıklı yaşam adına herkesin kabul edebileceği konular. İlk kez duyduğumuz yemek tarifleri var. Önce hadis sonra tarifine yer verdik. Resulullah'ın yaşadığı günlere en uygun malzemelerle o günün şartlarına uygun pişirme araçlarını kullanarak tarifler hazırladık. Örneğin telbine çorbası. Hadislerde adı çok geçen bir çorba. Hz. Ali'ye hastalandığında tavsiye ettiği bir çorba. Mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi geldiği biliniyor. Tam bir şifa kaynağı."
'ET YEMEĞİNE YAĞ EKLETMEZDİ'
Hz. Muhammed (sav) zamanında ambargo ve kıtlık dönemleri yaşandığını hatırlatan Menşure Solak, arkeolojik verilere göre yemeklerin çoğunda arpa kullanıldığını anlattı. Solak, sözlerine şöyle devam etti: "Mekke bir ticaret merkezi olduğu için bizden önce pirinçle tanışmışlar, tarhananın birçok çeşidini yapmışlar. Koyun ve devenin et ve sütünü değerlendirmişler. Peygamberimiz'in kurutulmuş balık yediğini de biliyoruz. Arpa ve çavdar ekmeği de yerdi. Mutfağının ana malzemesi ise arpa. Arpa; çorba, lapa, kabakla ve etle karıştırılmış halde yeniyormuş. Hz. Ömer dönemine kadar arpa ağırlıklı bir beslenme görülmüş. Efendimiz süt ve balı, et ile yağı karıştırarak yememiş. Asla et yemeğine yağ ekletmezmiş. Kendisine ikram edildiğinde de reddetmiş. Mesela yemeği sıcak yememiş, suya nefes vermenin, yemeği üfleyerek soğutmanın doğru olmadığını ifade etmiş."
'EN İYİ AÇLIK DİYETİ ORUÇ'
Hz. Muhammed'in hadis ve sünnetlerinin günümüzde yapılan araştırmalarla sağlığa yararlarının bilimsel olarak da ortaya çıktığını belirten Solak, "Eğer bilim insanları O'nun tavsiyelerini inceler ve üzerinde araştırmalar yaparlarsa başta obezite olmak üzere birçok sağlık problemiyle başa çıkacak yollar fark edeceklerdir. Peygamber Efendimiz günlük bir veya iki öğün yemek yermiş. Bütün hastalıkların kaynağı birbirini üstüne yemek yemektir. İnsanlar günümüzde açlık diyeti yapıyorlar. Bağışıklık sistemini açlığın güçlendirdiği yeni fark edildi. Su veya açlık diyeti yapanlar var. Bırakın insanlar oruç tutsunlar. Yıllardır oruç tutmayın dediler ama bugün bilim aksini söylüyor. Düzenli olarak tutulan oruç bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Beslenmeyi sadece Ramazan ayında konuşuyoruz. Yediğimiz besinler ruhumuzu da etkiliyor. Bunun en güzel örneği de Ramazan ayı. Ramazan'da çok farklı hissederiz kendimizi. Çünkü beslenmemiz diğer aylara göre farklıdır." dedi.
'SOFRASINA BAKTIĞIMDA NE KADAR MÜTEVAZI HAYATI OLDUĞUNU GÖRDÜM'
Kitabı yazarken ve tariflerdeki yemekleri pişirirken gözlerinin dolduğunu anlatan Solak, Resulullah'ın mütevazi hayatının, mutfağına bakıldığı zaman daha iyi görüldüğünü belirtti. "Allah bana böyle bir kitap yazma fırsatı verdiği için hep şükrediyorum. O'nun için bir şey yapmaya çalıştım" diyen Solak, kitabın Arapça ve İngilizce'ye de çevrilmesini arzu ettiğini sözlerine ekledi.
HİTİT KİTABI DÜNYA BİRİNCİSİ OLDU
2006 yılında Hitit yemeklerini araştırmaya başlayan Ülkü Menşure Solak'ın yazarları arasında yer aldığı 'Deneysel Bir Arkeoloji Çalışması Olarak Hitit Mutfağı' adlı kitap 2008'de yayınlandı. Kitap, 1 dünya birinciliği, 2 Türkiye birinciliği olmak üzere 3 Gourmand Cook Books Awards ödülü aldı.
Daha sonra 2011'de 'Çorum Mutfağına Güzelleme Kitabı Projesi'nde de yer aldı. Bu kitap da Gourmand Cook Books Awards'ın 'Türkiye'nin en iyi yemek kitabı' ödülüne layık görüldü.
Mutfağın insanlık tarihini şekillendirmedeki rolü ve unutulmuş beslenme kültürleri üzerine araştırmalarına devam eden yazar, Çorum Hitit Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde mutfak eğitimcisi olarak görev yapıyor. CİHAN