Şimdiye kadar sayısız filme ve kitaba konu olan, farklı kültürel geçmişten gelen insanların, akıbetiyle ilgili farklı inanışlara sahip olduğu Kayıp Ahit Sandığı’nın içinde Tevrat tabletlerinin ve Hz. Musa ile Harun’un özel eşyalarının olduğuna inanılır. İnsanlık için çok kıymetli olan bu kutsal sandık, Hz. Musa’nın vekili Yuşa’nın ölümünden sonra düşman eline geçmişti. Kuran-ı Kerim’de 17 kez adı geçen Hz. Davud da, bu kutsal sandığı geri almaya yemin etmiş olan Beni İsrail Kralı Talut’un yanında savaşa girdi. Şu anda Topkapı Sarayı Mukaddes Emanetler Bölümü’nde sergilenmekte olan kılıcıyla Zalim Kral Calut’u öldüren Hz. Davud büyük bir başarı kazandı.
Sesinin güzelliği dillere destan olmuş, “davudî ses” teriminin isim babası, aynı zamanda yeryüzünde demire elleriyle şekil verebilen ilk insan olan Hz. Davud’un hayatının bir bölümünün de anlatıldığı Kayıp Sandık, Can Alpgüvenç tarafından kaleme alındı.
Kaynak Yayınları tarafından basılan Kayıp Sandık, dönemin insanlarını, yaşam tarzlarını, günlük hayatlarını ve kültürlerini tanıma imkanı sunması açısından da ilgi çekici.
Hz. Davud’un hayatını öğrenmek, Kayıp Ahit Sandığı’nın peşinde geçen maceralara dalıp tarihin derinliklerinde yolculuğa çıkmak isteyen kitapseverlere; macera, gizem ve fantastik ögelerle dolu Kayıp Sandık’ı muhakkak okumalarını öneriyoruz.
“… -Düşman bununla da yetinmemiş. İçinde kutsal kitabımız Tevrat tabletleri, Musa ve Harun’un emanetleri bulunan ahit sandığını da yanlarında götürmüşler.
Mark, yumruklarını öfke içinde sıkarak:
-Bütün bunlar, neden başımıza geldi?
-Allah’ın yolundan saptığımız için. Hâkim Eli, her yıl yüklü miktarda vergi ödemeyi kabul edince, düşman topraklarımızın bir kısmını terk etmiş. Ama vergiler o kadar ağırmış ki halk canından bezmiş. Çok kişi zindanlara atılmış, oralarda can vermiş. Halk bir avuç buğdaya muhtaç hale gelmiş. Bazıları köle olmak pahasına Amâlek’e kaçmış.
Mark’ın gözleri ümitle parladı.
-Ama peygamberimiz Şemun, kaybettiğimiz değerlere kavuşacağımızı müjdeliyor.
-Müjdeye kavuşmak bedel ister.
Mark’ın yüreğinden cesaret fışkırdı.
- Bedel ödemeye hazırım!”