Hürriyet'in Washington Temsilcisi Cansu Çamlıbel, yaptırım krizi ve sonrasında iki ülkenin düzelen ilişkilerini ele aldığı yazısına göre, Trump'ın Türkiye'ye karşı sert açıklamalar yaptığı ve yaptırım kararı aldığı dönem "resmi görüşmelerde Türkiye’ye adeta ültimatom verilirken Trump arka kapılardan Beştepe’ye güven telkin etmeye dönük bazı mesajlar da yolluyordu."
Brunson'ın serbest kalması ve Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrası artan görüşme trafiği nedeniyle ilişkilerin düzelmeye başladığını söyleyen Çamlıbel, Erdoğan ve Trump'ın son 20 gün içinde iki kez telefonda konuştuğunu aktardı.
Hürriyet yazarına göre bu görüşmeler olumlu geçti, hatta Trump, Erdoğan'a şu iltifatlarda bulundu:
"Hatta buzları eriten 21 Ekim görüşmesinde Trump’ın Erdoğan’a ‘Bu aralar burada da televizyonlar devamlı seni gösteriyor, ne kadar da yakışıklısın’ türünden iltifatlar ettiği kulağıma gelenler arasında."
Çamlıbel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ABD Başkanı Trump’tan beklediği asıl jestin Halkbank konusunda olduğunu dile getirerek şunları yazdı:
"New York’ta Zarrab davası olarak başlayan ve Atilla davası olarak nihayetlenen İran yaptırımlarını delme davasının bir sonucu olarak ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıkların Kontrol Ofisi’nin (OFAC) Halkbank’a kesmeye hazırlandığı ceza başından beri Brunson pazarlıklarının gölge unsuru oldu. Nitekim 12 Ekim’deki duruşma öncesinde Trump yönetiminin bu cezayı aynı Mehmet Hakan Atilla’ya verilen ceza gibi en alt sınırda tutulabileceği anlaşılmıştı"
"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen hafta Trump’la yaptığı görüşmede Halkbank konusundaki soruşturmanın düşürülmesini istediği anlaşılıyor. Erdoğan hafta boyunca yaptığı açıklamalarda Trump’ın konuyla ilgili bakanlara talimat verdiğini ve görüşmelerin olumlu yönde devam ettiğini söyledi."
Hürriyet yazarı, Halkbank aleyhindeki iddianamenin ise yakında kamuoyuna açıklanacağını ileri sürdü:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bahsettiği olumlu gelişmelerin hangi soruşturmayla ilgili olduğu ise henüz bilmiyoruz. Zira yukarda bahsettiğim OFAC soruşturması dışında Halkbank aleyhinde devam eden ikinci bir soruşturma da Zarrab ve Atilla’yı tutuklayan New York Güney Bölgesi Başsavcılığı’nda (SDNY) devam ediyor. Washington’da son haftalarda konuşulan Halkbank aleyhindeki iddianamenin hazır olduğu ve çok yakında kamuoyuna açıklanacağı.
Trump, Hazine Bakanlığı altındaki bir birimin keseceği ceza konusunda elbette son sözü söyleyebilir. Ancak eğer SDNY’deki ikinci soruşturmanın düşürülmesi için devreye gireceği yönünde bir mesaj verdiyse bu yılın haberi!
Çünkü bu Başkan Trump’ın kişisel avukatı Michael Cohen’i yargılayan mahkemede açılacak muhtemel bir davanın seyri için hukuki sürece müdahil olma taahhüdü verdiği anlamına gelir. Hele de üç gün önceki Kongre seçimlerinin ardından Demokratların Temsilciler Meclisi’ndeki çoğunluğu ele geçirdiği bu yeni dönemde Trump’ın SDNY’deki dosyanın kapatılması için kişisel bir risk alması çok akla yatkın görünmüyor. Ama sonuçta karşımızdaki Trump!
Umalım ki Halkbank konusu Ankara-Washington hattında yeni bir yanlış anlama/anlaşılma krizine dönüşmesin."