İnsan hakları aktivisti Dr. Gökhan Güneş sosyal medya platformu X'teki hesabından Human Rights Watch'ın 2024 yılında Türkiye'de yaşanan olaylara ilişkin raporuna dair değerlendirmeye yer verdi.
Güneş'in mesajında yayınlanan raporda öne çıkan hususlardan bazıları şöyledir:
AİHM'in Türkiye hakkında verdiği bağlayıcı ihlal kararları başta yargı organları olmak üzere yetkili makamlar tarafından yok sayıldı veya reddedildi, bu da ciddi hak ihlallerinin kesintisiz olarak sürmesine yol açtı.
Hizmet Hareketiyle bağlantılı oldukları iddiasıyla, binlerce kişi gözaltına alındı, tutuklandı ve adil olmayan yargılamalara maruz bırakıldı. Pek çok kişi bu gerekçeyle kamu görevinden çıkarıldı ya da yargı mensubu olarak görevlerinden ihraç edildi. Bunlar, herhangi bir etkili hukuk yolu olmaksızın uzun süreli ve keyfi şekilde cezaevinde tutuluyor. Adalet Bakanı, Temmuz ayında yaptığı açıklamada, cezaevlerinde halen hareketin üyesi olduğu iddia edilen 13.251 kişinin tutuklu veya hükümlü olarak bulunduğunu söyledi.
Türkiye makamları, AİHM’in eski öğretmen Yüksel Yalçınkaya hakkında verdiği önemli bir kararı bugüne kadar uygulamadı. Söz konusu kararda, Yalçınkaya’nın esas olarak Gülen takipçileri tarafından kullanıldığı iddia edilen ByLock adlı bir cep telefonu uygulamasına sahip olduğu gerekçesiyle, “terör örgütü üyeliği” suçundan hüküm giymesinin yasallık ilkesine aykırı ve keyfi bir uygulama olduğu tespit edilmişti. Kararda ayrıca, Yalçınkaya’nın adil yargılanma hakkı ile örgütlenme özgürlüğünün de ihlal edildiği tespit edilmiş ve Türkiye’nin bu ihlalleri gidermek için genel önlemler alması gerektiği belirtilmişti.
Bu kararın yazıldığı dönemde, AİHM önünde yaklaşık 8.000 benzer başvuru bulunuyordu. Ancak, Yalçınkaya’nın Eylül ayındaki yeniden yargılamasında yerel mahkeme, AİHM kararını dikkate almayarak kendisini aynı suçlamalarla yeniden mahkum etti.
Temmuz ayında BM’nin İşkenceye Karşı Komitesi, Türkiye’yi gözden geçirdi. Bu, 2016’daki darbe girişiminin ardından işkence ve kötü muamelede yaşanan belirgin artıştan sonra yapılan ilk gözden geçirmeydi. Komite, sonuç gözlemlerinde “iddiaların, işkence ve kötü muamelenin, özellikle ceza ve tutukevlerinde yaygınlaşmış bir şekilde vuku bulduğuna” işaret ettiğine dikkat çekerek buna ilişkin endişelerini dile getirdi. Ayrıca, bu tür fiillerle ilgili kovuşturma başlatıldığı durumlarda dahi işkencenin “sıklıkla başka suçlar olarak sınıflandırıldığını” belirten Komite, bunun da endişe verici olduğunu vurguladı. Komitenin tavsiyeleri arasında polis tarafından yaygın bir şekilde kullanılan ters kelepçe uygulamasına son verilmesi bulunuyordu.
Komite ayrıca, Hizmet hareketiyle “algılanan ya da gerçek bağlantıları olan bireyler başta olmak üzere, tüm bireylerin hukuksuz olarak iade edilmesi ve zorla Türkiye’ye getirilmesi” uygulamasına son verilmesini tavsiye etti. “Fiili tecrit” içeren, serbest bırakılma umudunu ortadan kaldıracak şekilde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının kaldırılması da Komitenin tavsiyeleri arasında yer aldı.