Adalet Bakanlığı ise 2019-2023 yıllarında adalet ve yargı alanında atılacak adımlara yönelik Yargı Reformu Strateji Belgesi’ne son şeklini verdi.
T24'ün haberine göre belgenin, Ramazan Bayramı öncesinde kamuoyuna açıklanması ve kısa vadede yapılacak yasal değişikliklerle ilgili taslakların Meclis’e sevk edilmesi bekleniyor. En kritik nokta ise Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ile ilgili bir adım atılıp atılmayacağı.
Haberde yer alan bilgilere göre TMK’de, Anayasa Mahkemesi’nin son kararlarına paralel, sınırlı da olsa değişiklikler yapılabileceği konuşuluyor.
Hükümetin bu konudaki kararı, hem on binlerce dava, hem de AB süreci açısından büyük önem taşıyacak. Belgede, denetimli serbestlik kapsamının genişletilerek, cezaevlerindeki sayının düşürülmesine yönelik adımların atılabileceği de ifade ediliyor.
Adalet Bakanlığı’nın uzun bir süredir üzerinde çalıştığı belgenin Ocak ayında açıklanması bekleniyordu. Ancak bakanlık, AİHM, Avrupa Konseyi, sivil toplum örgütleri temsilcileri ile yaptığı görüşmeler sonrasında çalışmalarını sürdürdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında 9 Mayıs’ta yapılan Reform İzleme Grubu toplantısında da belgede yer alacak AB odaklı başlıklar masaya yatırıldı.
Kulislerde, bakanlığın, Ramazan bayramı öncesinde belgeyi açıklayacağı, kısa vadede yapılacak yasal değişikliklerle ilgili taslakların ise Meclis’e sevk edileceği konuşuluyor.
Venedik Komisyonu da TMK’nin propaganda başlıklı 7/2. maddesinin yarattığı sorunlara işaret ederek, son derece muğlak olan bu düzenlemenin değiştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Slogan atmaktan bildiri imzalamaya, afiş hazırlamaktan haber yapmaya kadar AİHM’ye göre ifade özgürlüğü kapsamında kalan bir dizi eylem yargı tarafından TMK 7/2 kapsamında değerlendiriliyor. Barış Akademisyenleri, Cumhuriyet gazetesinin eski yazar ve yöneticileri, çok sayıda sendikacı, yazar, gazeteci, öğrenci bu maddeden yargılanıyor.
Kulislere yansıyan bilgiler, Strateji Belgesi’nde bu konuda sınırlı da olsa adım atılacağı yönünde. Maddenin somutlaştırılarak, hem eleştirilerin karşılanacağı hem de eleştiri konusu olan bazı davaların düşmesinin yolunun açılabileceği iddia ediliyor.
Ancak son karar verilmiş değil. Olası bir değişiklik cezaevindeki Cumhuriyet gazetesi eski yazar ve yöneticileriyle, halen dosyaları Yargıtay’da olan Cumhuriyet eski yazarlarının durumunu değiştirebilecek. Barış için Akademisyenler’le ilgili davaların kapsamının da değişmesi söz konusu olabilecek.
Anayasa Mahkemesi’nin, Beyaz Show’a bağlanarak, “çocuklar ölmesin” dediği için ceza alan öğretmen Ayşe Çelik’le ilgili verdiği “hak ihlali” kararında işaret ettiği kriterlerin olası bir değişiklikte referans alınabileceği de konuşuluyor.
Kulislerdeki bir diğer tartışma, belgede denetimli serbestliğin kapsamının genişletilmesi düzenlemesine yer verilerek, örtülü bir affın kapısının aralanabileceği yönünde. Kapsamın genişletilmesi, cezaevinde yatan mahkumların bazı davalarının da denetimliğe serbestliğe girmesini sağlayabilecek.
70’e yakın başlığın yer alması beklenen belgede, ceza adaleti ve infaz sistemi odak alınarak, atılacak adımlar sıralanacak.
Buna göre, savcı ile failin suçun ikrarına bağlı olarak anlaşma yapması, öazı suçların basitleştirilmiş ve hızlı bir yargılama usulüyle görülmesi sağlanacak.
Çocuklara yönelik özel düzenlemeler yapılacak. 15 yaşın altındaki çocukların ağır suçlarla ilgili olmayan cezalarının ertelenmesi, cezalarının indirilmesi ya da seçenek yaptırımların geliştirilmesi tartışılıyor.
Belgede, ağır hasta olan hükümlülerle ilgili düzenlemelerin de yer alması bekleniyor.
Belgede, mahkumların aileleriyle görüntülü görüşebilmesi gibi yeniliklerin de yer alacağı ifade ediliyor.
Belgede, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun kurumsal yapısının güçlenmesi, Kamu Denetçiliği Kurumunun etkinliğinin arttırılmasına yönelik düzenlemeler de yer alacak.
Belgeye paralel olarak İnsan Hakları Eylem Planı’nın açıklanması da bekleniyor.