Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Malatya Şube Başkanı Ramazan Güllüoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin kapatmayı iptal kararına rağmen engellenmeye çalışılan dershanelerin sebep değil sonuç olduğunu belirtti. Zaruret doğduğu için çocukların dershaneye gittiğini söyleyen Güllüoğlu, kapatmanın orta ve dar gelirli aile çocukları için fırsat eşitliğini ortadan kaldıracağına işaret ederek, "İnsanlar zaruret olduğu için dershaneye çocuklarını gönderiyor. Benim çocuğum da yazın dershaneye gitti. Dershaneler kapanacak diye 3 bin TL vererek gönderdik. Yaz aylarında olduğu için istediğimiz verimi de alamadık. Okul zamanı daha verimli oluyor. Dershaneler, bir neticedir. Öğrencilerin ihtiyacı var. Bundan dolayı yasa veya yönetmelikle dershanelerin kapatılmasını doğru bulmuyoruz. Hükümet veya devlet Anadolu çocuklarının okumaması için her türlü tedbir alıyor gibi algı var." dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının ardından yapılan dershanelerle ilgili yeni düzenlemenin de kaosa neden olacağını vurgulayan Güllüoğlu, "Özellikle 15 Eylül ile 15 Ekim arasında büyük bir kaos olacağını düşünüyorum. Şu an insanlar yaz ve tatil modunda oldukları için farkında değiller. O dönemde insanlar üniversiteye hazırlık için yer arayacaklar. Yapılan yeni düzenleme ile bir binada 3 dersten fazla eğitim verilemeyecek. Bu ne anlama geliyor? Diyelim ki 8. sınıf öğrencisi Türkçe, matematik, İngilizce, din kültürü, fen ve sosyal bilgilerden TEOG sınavına girecek ama öğrenci bunların sadece 3'ünü bir merkezden alabilecek. İktidarın 'dershaneler insanları sömürüyor' iddiası var ya şimdi bir dershane de yetmeyecek. Çocuklar iki dershaneye gidecek. Daha fazla para ödenecek. Önceden 2-3 bin TL'ye bir dershaneye giden öğrenciler için 6 bin TL'ye yakın para verilecek. Bu ciddi bir maddi kayıp olacak. Bazı dershane ve kurs merkezlerine karşı ön yargılı bakış var. Bu adalet anlayışına ters. Bir devlette adalet mekanizması çökerse o devlette her şeyin çökmesi an meselesidir." diye konuştu.
Yönetmelik değişikliğiyle yapılacak düzenleme sonucu devlet okullarında sınavlara hazırlık kursu açılmasının planlandığına dikkat çeken Güllüoğlu, mezun öğrenciler için de illerde bazı okulların tahsis edildiğini öğrendiklerini ifade etti. Örneğin Malatya'da 10 bin mezun öğrenci için iki okulun belirlendiğini dile getiren Güllüoğlu, "İki okul 10 bin öğrenciyi nasıl barındıracak, hangi öğretmenler ders verecek? Bunlar kargaşaya yol açacak. İhtiyaca cevap vermekten uzak görünüyor. Öğretmenlerin liyakati nasıl belirlenecek? Bir sürü soru var. Bize göre dershaneler devam etmesi lazım" ifadelerini kullandı.
"EĞİTİMCİLER ARTIK HAK ARAMAYA GİTMİYOR"
Milli Eğitim Bakanlığı'nın mahkeme kararlarına uymamasının adalet olgusuna olan inancı azalttığını vurgulayan Güllüoğlu, şöyle devam etti: "Maalesef ülkemizde kuralı koyanlar, koydukları kurallara uymuyorlar. Öncelikle şube müdürlerinde mülakatla yapılan atamalar Danıştay tarafından iptal edildi. Ancak bakanlık bu uygulamaya devam etti. Halen o şube müdürleri görevde. Sınavı kazanan ve mülakatta elenen şube müdürleri bekliyor. Okul müdürlerinin görevden alınmasında da belirli bir sendikaya üye eğitimciler okul müdürü olarak atandı. Anayasa Mahkemesi bu okul müdürlerinin göreve iade edilmesine karar vermesine rağmen bakanlık yine uygulamadı. Veya kanunun yanından dolanarak bazı uygulamalara gitti. Burada şu bir gerçek, her eğitimci bunun bir sendikanın güdümünde siyasi bir şekilde yapıldığını düşünüyor. Kesinlikle görevden alınan okul yöneticilerinin göreve iade edilmesi gerekiyor. Aslında bu mülakatla atanan okul müdürleri daha fazla bu durumdan rahatsızlar. Okul müdür yardımcıları görevden alındı. Böyle bir kaos var. İhtiyacı olan okullara atama da yapılamıyor. Artık adaletin tecellisine inanç azaldı. Anayasa Mahkemesi, Danıştay hangi kararı verirse versin siyasi irade, bakanlık ne isterse o olacaktır. En çok üzüldüğümüz nokta da burasıdır. İnsanlar hakkını başka bir şekilde aramaya başlayacaklar. Hak arama mücadelesine eğitimciler artık girmiyorlar. İnsanlar sindi." CİHAN