Tarık Toros / Tr724.com
YARIN BEKİR BOZDAĞ, ‘AKP DEVLET AKLINI YOK ETTİ’ DERSE BUNU AYNEN BASACAK MISINIZ?
Yaşadığımız günler,
-Büyük yanılgılar,
-Hayalkırıklıkları dönemi..
Ve muazzam bir hafıza sorunu var.
Sadece toplumda değil, gazetecilerde de var bu.
**
Osman Can, Cumhuriyet gazetesine konuşmuş.
“AKP devlet aklını yok etti, yönetilemez bir tablo ortaya çıktı.”
Özeti bu.
Söyleşiye bakınca daha sert ifadeler var:
-AKP 2013’ten sonra ciddi travma yaşadı.
-Hızla içine kapandı, komplolara sarıldı ve lider kültüne teslim oldu.
-AKP demokratik olmayan devlet aygıtının sunduğu konforu, katı merkeziyetçi idarenin fırsatlarını kullanmayı seçti.
-Devlet aygıtını bütünüyle irrasyonelleştirdi.
-Kurumsal hafızalar devre dışı bırakıldı.
-Devlet aygıtı siyasi kararları rasyonelleştiren ve frenleyen aygıt olmaktan çıkarıldı.
-Aslında devlet aklı yok edildi. Bu ise bütünüyle yönetilemez bir tablo ortaya çıkardı. (Cumhuriyet, 28 Mayıs 2018)
**
İnsan üzülüyor.
Medyada malum hastalık devam ediyor.
Bitecek gibi de görünmüyor.
Ülkede gazeteciliğin tanımı şu adeta:
-İşinize gelen bir ifade buldun mu,
-Önüne arkasına bakmadan,
-Kimin söylediğine takılmadan bas gitsin..!
**
Osman Can, profesör doktor.
Uzmanlık alanı hukuk.
Anayasa Mahkemesi’nde raportörlük yapmış bir isim.
Daha sonra AKP’nin MKYK üyesi oldu.
Bu bilgiler söyleşide unutulmamış neyse ki.
Lakin sonrası yok.
**
Erdoğan rejiminin 2013, 2014, 2015 hukuk katliamlarının beyin yapıcılarından biridir Osman Can.
Özellikle Star’da yazdığı yazılarla, yandaş kanallarda kadrolu programcılığıyla.
Cumhuriyet gazetesi, ne buna değinmiş ne de şöyle sormuş kendisine:
-Hazret, böyle konuşuyorsunuz ama o günlerde, hukukun belli dönemlerde askıya alınabileceğini hem yazıyordunuz, hem anlatıyordunuz. Şimdi yakındığınız o sürece hiç mi katkınız olmadı?
**
Osman Can’ın müdafaa ettiği sistem, bugün on binleri içeri tıktı.
HSYK’nın partiye bağlanması ve icat edilen sulh ceza hakimliği sistemi, bilinen bütün hukuk normlarını alt üst etti.
17-25 Aralık büyük rüşvet operasyonunu yapan polisler, içeride beşinci ramazanını idrak ediyor.
Osman Can, 2014-2015’te kanal kanal dolaşıp hukukun Hayrettin Karamanlığını yapıyordu.
**
Yaşayan en büyük edebiyatçılardan 90 yaşındaki Adalet Ağaoğlu, iki sene önce demişti ki:
-2010 Anayasa referandumunda ben direkt ‘evet’ diyenlerdendim. Osman Can’ın peşine takıldık referandum sürecinde. Bir de güzel bir kitap yazmıştı: ‘Darbe Yargısının Sonu’, pişmanlığım bu. Ben bir an bile onun asıl amacının AKP milletvekili seçilmek olduğunu anlayamamışım. Evime kadar çocuklarını getirdi, benim elimi öpsünler diye. Ona kandık o süreçte. Bu yüzden hâlâ başımı duvarlara vuruyorum. (Özgür Düşünce, 29 Şubat 2016)
**
Adalet Ağaoğlu o kadar kırılmış ki, geçen hafta verdiği son röportajda yine Osman Can’ı anmadan duramamış:
-Ben Osman Can’ı sahiden çağdaş ve özgürlükçü olarak düşünmüştüm. Bunu kitabına göre değerlendirmiştim. Fakat sonradan baktım ki iktidarın milletvekilliğine adaylığını koymuş. Yenilmem bu yüzden oldu. Bu benim kabahatim değil, karşı tarafın kabahati. Evet veya hayır meselesinde yanıldığım söz konusu ama karşı taraf nedeniyle aldatıldık. (Ahval, 24 Mayıs 2018)
**
Osman Can,
7 Haziran 2015’te milletvekili olarak parlamentoya girdi.
Ne çare, bu çok kısa sürdü.
1 Kasım’da tekrar aday gösterilmedi.
Birkaç ay geçmedi, partisini eleştirmeye başladı.
İlk sağlam röportajı Medyascope’a verdi:
“Erdoğan tek kişinin her şeyi kontrol ettiği bir başkanlık istiyor.” (6 Mart 2016)
Medya da sağolsun, Osman Can’a özel ilgi gösteriyor.
İçeriden gelen bir isim olarak AKP’yi eleştirdiği için bunu nimet sayıyor.
Erdoğan’ı sıkıntıya sokacak lafları sayfa sayfa basıyor.
Belli ki, basmaya da devam edecek.
**
Merak ediyorum.
Acaba yarın Efkan Ala, mesela:
“AKP travma geçirdi, komplalara sarıldı” derse…
Medya, önüne arkasına bakmadan basacak mı?
**
Mesela, Bekir Bozdağ:
“Devlet aklı yok edildi” diye konuşursa…
Medya, “Yahu Sayın Bakan, bunda sizin de epeyce emeğiniz olmadı mı?” diye soracak mı?
**
Osman Can, şu dönemin ve malum rejimin taşlarını döşeyen isimdir.
İşinize gelen laflar ediyor diye…
Onu böyle karşınıza alıp AKLAYAMAZSINIZ!
Diyeceği varsa…
Adresi gazeteciler değil…
Savcılardır.
Öyle de olacaktır.