Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, silah yüklü MİT TIR'larının durdurulması olayını haberleştirdikleri için ‘devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak' suçlamasıyla 5 yıl hapis cezası aldı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Dündar ve Gül hakkındaki ‘FETÖ / PDY silahlı terör örgütüne yardım' suçlamasıyla ilgili dosyanın ayrılmasını kararlaştırırken karar metninde çarpıcı ifadeler kullandı.

Mahkeme kararında, binlerce hayırseverin gözaltına alınarak tutuklanmasına gerekçe yapılan ‘paralel' iftirasına atıf yaptı. Sözde ‘paralel devlet yapılanması' adlı bir örgütün varlığı hakkında kesin yargı kararı olmadığına belirten mahkeme kararında, “Sanıkların hiyerarşik yapısına dahil olmaksızın amaç ve maksadını bilerek ve isteyerek yardım ettikleri iddia edilen ve FETÖ / PDY olarak adlandırılan silahlı terör örgütünün varlığı yönünde kesin bir yargı hükmü mevcut olmadığına ve söz konusu yapılanmanın silahlı bir terör örgütü niteliği taşıdığı iddiasıyla ilgili Türkiye genelinde yürütülmekte olan soruşturma ve kovuşturmaların halen devam etmekte olduğuna” ifadelerine yer verdi.

‘‘Paralel' iddiasıyla ilgili ‘Kesin bir yargı hükmü yok' diyen İstanbul 14. Ağır Mahkmesi başta olmak üzere Türkiye'nin birçok ilinde cadı operasyonları sonucunda 2014'ten bu yana, FETÖ iddiasıyla 3 bin 150 hayırsever suçsuz bir şekilde gözaltına alındı. Burs, kurban gibi gerekçeleri suç gibi gösteren mahkemeler, 671 kişinin tutuklanmasına karar verdi. Hukukçulara göre örgüt iddiasıyla tutuklanan tüm sanıkların serbest kalması gerekiyor.

Avukat Ömer Turanlı, Yargıtay'ın Ergenekon'la ilgili kararından sonra örgüt kanuna göre denemeyeceğini hatırlattı. Son dönemde iddia olunan FETÖ ile ilgili görülen davalarda da örgütle ilgili hiçbir delil ortaya konmadığına dikkat çeken Turanlı, mahkemenin karar metnini şöyle değerlendirdi: “Örgüt faaliyeti ciddi bir faaliyettir. Üç beş tane esrarkeşin, hırsızın, dolandırıcının gizli tanık ifadesiyle, bir grubu örgüt kapsamına alamazsınız. 

Örgütte bir şema, hiyerarşi ve organik bağ olur. Ergenekon'da 5 şema vardı. Son dönemde görülen davalarda tek bir şema, tek bir organik bağ ortaya koyamadılar. Mahkemenin karar metninde yazdığı şekilde, Türkiye'deki FETÖ diye iddia olunan bütün dosyalarda şahısların acilen tahliye edilmesi gerekiyor." 14. Ağır Ceza Mahkemesinin Selam Tevhid, Tahşiye, Hrant Dink gibi birçok davaya baktığına dikkat çeken Turanlı, şunları söyledi: 

“Bu karara göre, mahkemenin bundan sonraki davalarda da bu karara uyması lazım. Biz önümüzdeki celsede bu kararı talep edeceğiz. Bizim başından beri savunduğumuz buydu. Mahkeme bizim dediğimiz noktaya geldi."

Ceza Hukukçusu Ömer Kavili, mahkemenin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili kararında beraat hakkının çiğnendiğine vurgu yaptı. Kavili, şunları anlattı: “Dosyada deliller varsa yargılama yapılır, kesin bir kanaat veriliyorsa hüküm kurulur ve mahkumiyet kararı verilir. Ama, hiç delil yoksa suçsuz görülerek beraat kararı verilir. Eğer delil var ama mahkumiyet kararı vermeye yetmiyorsa o zaman da delil yetersizliğinden berat kararı verilir. 

Fakat delil yok, delil yetersiz ama ben burada beraat vermiyorum, başka davalar var yargılamalar yapılıyor onlar sonuçlanana kadar bu suçun yargılanmasını kenara bırakıyorum dediğinizde hukukun kuralını bozmuş olursunuz. Mahkeme burada Can Dündar ve Erdem Gül'ün beraat hakkını çiğnemiştir. Bu hukuk garabetidir."

Mahkemenin FETÖ/PDY örgütü varlığı hakkında kesin yargı olmadığına karar vermesinin, görülmekte olan davaları etkileyeceğine dikkat çeken Kavili, kararı mahkemenin bir itirafı olarak yorumladı. Kavili, "Benim de tutuklu yargılanan iki polis müvekkilim var. Orada zaten FETÖ silahlı terör örgütü olarak geçiyor. Bununla ilgili zaten deliller soruluyor oradaki dosyada yok. 

İşin ilginç yanı bu davalara da aynı mahkeme heyeti bakıyor. Bu kararı veren mahkeme heyeti benim müvekkillerimi de yargılayan mahkeme heyetindeki aynı hakimler olduğu için bunu elbette duruşmada dile getireceğim. Bu haliyle benim müvekkilimin lehine olan bir durumdur. Sadece sözlü değil tutanağa ve kısa karar metnine geçti. Bu nedenle mahkeme, silahlı terör örgütü varlığına dair kesinleşmiş bir hüküm bulunmadığını itiraf etmiş oldu mahkeme" şeklinde konuştu.