Avukatlar, mahkemeye bakan 3. Sulh Ceza Hakimi için istedikleri reddi hakim talebinin yine aynı hakim tarafından reddedilmesi üzerine duruşma salonundan ayrıldı. Avukat Ebubekir Sarıkaya, "Aynı hakim, reddi hakim talebimizi kendisi inceleyip karara bağladı. Reddi hakim talebimiz üzerine ya usulen çekilmesi lazım ya da reddedip bir üst mahkeme olan Asliye Ceza Mahkemesine göndermesi gerekirken kendisi reddedip duruşmaya devam etti. Gerekçe olarak da reddi hakim talebinin Sulh Ceza Mahkemeleri için geçerli olmadığını gösterdiler." sözleriyle yaşadıkları hukuksuzluğu dile getirdi.
Yasadışı dinleme iddialarına yönelik operasyon sonrası aralarında sivillerin de bulunduğu emniyet mensuplarından adliye sevk edilenlerden 5'inin
serbest, 22 kişinin ise savcılık tarafından ifadeleri alınmadan tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilmesi üzerine avukatları reddi hakim talebinde bulundu. Mahkemeye bakan 3. Sulh Ceza Hakimi ise avukatların kendisi için istediği reddi hakim talebini yine kendisi reddetti. Avukatlar, bunun üzerine duruşma salonundan ayrıldı.
Avukatlar, konuyla ilgili adliye önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması sırasında bazı sivil polislerin görüntü alması üzerine kısa bir gerginlik yaşandı.
Avukat Ebubekir Sarıkaya, diğer illerde yapılan operasyonlar gibi Mersin'de de hiçbir delil olmadan yaklaşık 65 kişinin gözaltına alındığını söyledi. Müvekkillerine emniyette 3 gün boyunca sadece peynir ekmek salatalık verildiğini öne süren Sarıkaya, kendilerinin baskıları sonucu dışarıdan yemek söyleyebildiklerini ifade etti.
'DOSYADA HİÇBİR DELİL YOK'
Dosyada hiçbir delil olmamasına rağmen müvekkillerinin 'Silahlı terör örgütü üyesi olmak', 'Türkiye Cumhuriyetini kısmen veya tamamen çalışamaz hale getirme' gibi ağır suçlarla suçlandığına dikkat çeken Sarıkaya, bununla birlikte müvekkillerine
emniyette ve mahkemede hiçbir delil sunulamadığını söyledi.
30 kişinin serbest bırakıldığını, 22 kişinin ise savcılıkta ifadesi alınmadan tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildiğini vurgulayan Sarıkaya, sözlerine şöyle devam etti: "Bunlardan 5 tanesi Adli Kontrol Talebiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkeme bunları tamamen serbest bıraktı. Mahkemeye sevk edilenler için reddi hakim talebinde bulunduk. Aynı hakim, reddi hakim talebimizi kendisi inceleyip karara bağladı. Reddi hakim talebimiz üzerine ya usulen çekilmesi lazım yada reddedip bir üst mahkeme olan Asliye Ceza Mahkemesine göndermesi gerekirken kendisi reddedip duruşmaya devam etti. Gerekçe olarak da reddi hakim talebinin Sulh Ceza Mahkemeleri için geçerli olmadığını gösterdiler. Müdafiler olarak bu sebeple duruşmadan çıktık. Kendilerini ne olarak gördüklerini bilemiyoruz. Zulüm ve hukuksuzluk burada zirve yapmış durumda."
'USULSÜZLÜKLER KÖTÜ MUAMELE SORUŞTURMANIN EN BAŞINDAN BERİ SÜRÜYOR'
Avukat Musa Bire ise usulsüzlükler kötü muamelenin soruşturmanın en başından beri sürdüğünü iddia etti.
Müvekkilleri ile daha önce defalarca Cumhuriyet savcılığına gelerek dosya kapsamında ifade vermeye hazır demelerine rağmen gözaltı kararı verildiğini anlatan Bire, bunun hukuksuz bir uygulama olduğunu öne sürdü.
'ARKADAŞIMIZ MÜVEKKİLİ İLE GÖRÜŞTÜRÜLMEDİ'
Gözaltına alındıktan sonra müvekkilleri ile ilgili bilgi edinmeye çalışıp hangi müvekkillerinin gözaltına alındığı hakkında bilgi almaya çalıştıklarında kendilerine bilgi verilmediğini ifade eden Bire, "Avukat arkadaşımız ailesinin haber vermesi üzerine müvekkilini ararken, bunu defalarca yetkililere söyleyip 'Müvekkilimle görüşmek istiyorum, müvekkilim nerede?' diye sormasına rağmen müvekkilinin nerde olduğu hakkında bir bilgi vermemişler. Müvekkillerimiz ikiye ayırmışlar, bir kısmını merkezdeki nezarethaneye, bir kısmını ise başka bir emniyet binasındaki nezarethaneye almışlar. Avukat arkadaşımız müvekkili ile görüştürülmeyerek, CMK'dan avukat atanarak müvekkilinin ifadesi alınmıştır. Bu yapılanlar tamamen hukuksuz, usule aykırıdır. Müvekkilimizin avukat seçme hakkı engellenmiştir. Böylece savunma hakkı kısıtlanmıştır." şeklinde konuştu.
Dosyadaki gizlilik kararının müvekkilin savunmasını kısıtlayacak şekilde yapılamayacağını belirten Bire, "Bir evrakla ilgili soru soruluyorsa o evrak gösterilmesi gerekiyor. Evrakın altındaki imza kendisine ait olup olmadığını nereden bilecek. Bunları göstermeyip, gizlilik kararını bu kadar geniş yorumlayarak; müvekkillerimizin savunma hakkını başından sonuna kadar kısıtlamışlardır. Ayrıca müvekkillerimizin kaldığı fiziki koşullar iyi değildir. Avukatların müvekkilleri ile görüşme talepleri hukuksuz şekilde reddedilmiştir. Uygun olmayan ortamlarda avukat-müvekkil görüşmesi yaptırmışlardır. Bunları tutanağa geçirdik." ifadelerini kullandı.
Savcılıkta ifade verme istediğini belirtmelerine rağmen müvekkilinin savcının karşısına çıkarılmadan direkt Sulh Ceza Hakiminin önüne tutuklanma talebiyle sevk edildiğini ifade eden Bire, şöyle devam etti: "Bunların tamamen adil yargılanmadığını dile getiriyoruz. Sulha Ceza Hakimini reddetmemize rağmen adli kontrol kararında kendisinin yetkisi olmadan tamamıyla kanunsuz bir şekilde bizim reddi hakim talebimizi değerlendirmiş ve reddetmiştir. Bunlar göz önüne alındığında bunun ne kadar içi boş safsata ile dolu bir soruşturma olduğu gayet açık bir durumdur. Burada bir hukuksuzluk cereyan etmekte. Buradan gereken suç duyurusunda bulunacağımızı, bu işin takipçisi olacağımızı bildiriyoruz."