Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) yönetimi 'çözüm süreci' adı verilen ama aslında bir çatışmasızlık süreci olan süreç boyunca devlet ve PKK örgütü eliyle pek çok sivilin katledildiğini bildirdi. Silahları birbirlerine doğrultmadıkları için çözüm sürecinin devam ettirildiğine dikkat çekilen açıklamada, "Ne zamanki taraflar silahları birbirlerine doğrulttu, süreç o zaman bozuldu ve çatışmalar yeniden başladı. Ancak gelinen noktada devlet-örgüt çatışmasında bedeli bir bütün olarak yine halk ödemekte, huzuru bozulan yine halk olmaktadır." denildi.
HÜDA PAR'dan gündeme ilişkin yapılan yazılı değerlendirmede, 2013 yılından bu yana yürütülen ve bugün buzdolabına konulduğu açıklanan sürecin geneline bakıldığında ne devletin ne de PKK'nin Kürt meselesini çözmek gibi bir niyetinin olmadığının da anlaşıldığını hatta itiraf edildiğine dikkat çekildi. Açıklamada, şu görüşlere yer verildi: "Devletin tek amacı PKK'ye silah bıraktırma, PKK'nin tek amacı sürecin verdiği güvenceyle güç devşirdiği alanlarda egemenlik kurmadır. Kürt halkı açısından zarardan başka hiçbir anlam ve ciddiyet barındırmayan afaki özerklik ilanları ile bir yere varılmayacağı açıktır. Kandil silahının vesayetinde ve gölgesinde bir HDP siyaseti de, bu partiyi huzur ve barış gelsin diye kerhen de olsa tercih etmiş olan kitlelerin beklentisini boşa çıkarmıştır. Verilen destek yanlış yorumlanarak, örgütün ideolojisine ve silahına onay olarak algılanmış ve barış vaatleri rafa kaldırılmıştır."
"ÇÖZÜM SÜRECİ YENİDEN BAŞLASA BİLE, HALK AÇISINDAN TEK KAZANIMI ÇATIŞMANIN SÜRELİ DE OLSA DURMASIDIR"
Bu süreçte, yüzyılları bulan Kürt meselesini çözmeye dair ne bir talep dile getirildiği ne de bir adım atıldığı kaydedilerek, şöyle devam edildi: "Bu şekliyle süreç yeniden başlasa bile, halk açısından tek kazanımı çatışmanın süreli de olsa durmasıdır. Maalesef görünen o ki bu bile uzun süreli olmayacak, daha şiddetli çatışmalara hazırlık için yığınak yapmak için kullanılacaktır. Sorunun kaynağı olan Kemalist sisteme neşter vurulmadıkça kalıcı bir çözüme ulaşmak mümkün değildir. Bu sebeple halkımız, kendisini, parti veya örgütün çıkarı için kullanan samimiyetsiz yapılara karşı uyanık olmalı ve süreci değil çözümü her platformda meşru vasıtalarla dayatmalıdır.
Devlet, Kürt halkının gasp edilmiş İslami ve insani tüm haklarını pazarlıksız bir şekilde bir an önce iade etmelidir. Silahlı örgüt halkın can ve mal güvenliğini tehdit etmekten ve baskı aracı olarak kullanmaktan vazgeçmeli, elindeki silahı şartsız olarak bırakmalı veya en azından silahlı elemanlarını sınır dışına çıkarmalıdır."
"SEÇİMLERİN TEKRARLANMASI SİSTEMİN ÇÖKTÜĞÜNÜN KABULÜ ANLAMINA GELİYOR"
HÜDA PAR yönetimi, diğer bir konu olarak seçimin tekrarlanmasının; 7 Haziran seçimlerinde gerçekte hiçbir partinin kazanamadığı ve sistemin çöktüğünün kabulü anlamına geldiğini vurguladı.
Seçim barajının ortadan kaldırılması ile temsilden yoksun kitlelerin de temsilinin sağlanacağı; baraj sebebiyle gerçek tercihini değil, ikincil ikame tercihini sandığa yansıtmasının önüne geçilmiş olacağına işaret edilen açıklamada, ancak o zaman gerçek anlamda bir seçim yapılmış olacağı, iktidar hevesi uğruna parasını ve zamanını zayi eden sorumsuz siyasetçilerden halkın hesap sormasının mümkün hale geleceği belirtildi. CİHAN