Twitter’da 13 günde 20 bin takipçi edinen, tarzıyla bir fenomen haline gelen
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek,
röportaj sırasında kendine gelen
mesaj sayısının
köşe yazarı Ahmet Hakan’ı geçtiğini görünce telefona sarıldı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek üye olduğundan beri Twitter aynı Twitter değil. O, gelen kimi övgü, kimi
hakaret dolu mesajlara birbirinden ilginç
cevaplar veriyor, takipçilerini yemeğe götürüyor, mesajları yazanın kendisi olduğuna inanmayanları belediye binasına davet ediyor ve sabahlara kadar bilgisayar başında oturarak Twitter’ı Türk halkıyla bir
iletişim aracı olarak kullanıyor.
Gökçek’in “Baş
bakan olsam
Kemal Kılıçdaroğlu’nu 23 Nisan’da 5 dakikalığına bile
yardımcım yapmazdım” gibi mesajlarından yola çıkarak, önce “Gökçek’in En İyi 10 Tweet’i” başlıklı bir haber yapmayı düşündüm. Ancak sonra Twitter performansını yerinde görmenin daha ilginç olacağını düşünerek Ankara’nın yolunu tuttum...
Twitter’da mesajları kim yazıyor?
Ben yazıyorum.
Bazıları klavyenin başına danışmanınızın oturup söylediklerinizi yazdığını düşünüyor...
Hayır. Hepsini ben yazıyorum. Ayrıca ben F klavyeciyim. F klavye,
Q klavyeden daha hızlı biliyorsun değil mi? Rahmetli babam
avukattı. 5 yaşındayken yazıhanesinde oturur, daktiloda yazı yazardım. O günden beri F klavye gidiyorum.
Mesajları seçerek mi yanıtlıyorsunuz?
Hayır. Twitter’a girdiğim andan itibaren aynı anda 50 mesaj geliyor. Yukarıda kalan mesajlardan 3-5’ini yanıtlıyorum. Ben daha o cevapları yazarken, 50 yeni mesaj geliyor. Hepsine nasıl yetişeceksiniz? Aşağı yukarı her 18 mesajdan birine cevap verebiliyorum. Bir gün
rekor denemesi yaptım, o kadar hızlı cevap vermeme herkes hayret etti. Özel bir
teknik kullandım.
Ama tekniğinizi açıklamıyorsunuz.
Anlatırsam herkes yapar. Kendileri bulsun.
Neden girdiniz peki Twitter’a?
Bir
arkadaşım Twitter’ı anlattı, ilgimi çekti. “Başkan, sana bir
hesap açalım” dedi.
Takip ettiğiniz 4 kişiden biri olan Ertan Aydın mı o arkadaşınız?
Evet. Ertan’la yola çıktık, sonra buradaki Twitter’cı gençler yardım etti. Twitter’ı çok iyi bilen arkadaşlardan püf noktalarını öğrendim. Bu iş gençlerin işi. Nitekim verdiğim Twitter yemeğine de gençlerden başka kimse katılmadı.
Size birçok kişiden tepki mesajı da geliyor. Onlara kendinizi daha iyi ifade edebildiniz mi?
Twitter’a ilk girdiğimde çok ağır hakaretlerle karşılaştım. Hemen tepki koydum, “Bana kimsenin hakaret etmeye hakkı yok” dedim. Fikrini beyan et, en sert şekilde suallerini sor, ama hakaret edemezsin. Hakaret içeren mesajları mahkemeye veriyoruz. Avukat bakıyor onlara. Ama özellikle kızdığım olursa, “Şuna
dava aç” diyorum.
Hâlâ geliyor mu böyle mesajlar?
Hemen hemen kesildi. Bana hakaret edenlere, kendince benimle alay edenlere çok güzel yanıtlar veriyorum. Kendisine aynı şekilde cevap verilmediğini, onları saygıya davet ettiğimi gördüklerinde sorun çözülüyor. Üslubum kimseninkine benzemiyor. Bu sayede, önceden bana antipatiyle bakan kişilerin sempati duymaya başladığını görüyorum.
Gece makamdan mı yazıyorsunuz?
Lap-top’ımda evden de yazıyorum, makamdan da...
Bazen sabah 4’e kadar mesaj girdiğiniz oluyor. Eşiniz Nevin Hanım kızmıyor mu?
“Arkadaşın azdı, iyi oldu bir arkadaş daha geldi. Bakalım ne olacak” diyor.
Twitter’da sadece 4 kişiyi takip ediyorsunuz. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Ertan Aydın ve Twittürk...
Evet. Twittürk’ten zaman zaman mesajlar geliyor. “Günlük mesaj limitiniz 1000 ile sınırlıdır” diye mesaj attılar mesela. Benden önce 1000’i zorlayan olmamıştır herhalde. Twittürk’ü performansımın nasıl geliştiğini görmek için takip ediyorum, genellikle birinciyim. Yakında belki takip ettiklerimi silerim ve sadece bir kişiyi takip ederim. Onu da görürsünüz. Çok hayran olduğum biri.
Bundan sonra her akşam, işiniz bittikten sonra Twitter’da mısınız?
Evet, birkaç ay böyle devam edecek. Ama sürekli aynı sualler sorulmaya başlandığı zaman haftada 3’e indirebilirim.
Tweetlerle Gökçek!
Takipçileri 13 günde 20 bine ulaştı.
Her gece mesaj limiti dolana kadar soru yanıtlıyor.
Yanıtladığı mesajları ‘retweet’ ederek (aynen kopyalayarak), takipçilerinin görmesini sağlıyor.
Bazı mesajları büyük harfle yazıyor. Ama kendi deyimiyle bunu internette algılandığı gibi “bağırmak” anlamında değil, dikkat çekmek için yapıyor.
Ankara Milli Kütüphane’nin yakınlarındaki Gökkuşağı Yolu’nun adını “Twitter Sokağı” olarak değiştirecek.
Her türlü soruya açık olduğunu söyleyen Gökçek, maaşının ayda ortalama 8 bin TL olduğunu açıkladı.
Özel kalemini arayan ilk 100 kişiye “Fotoğraflarla
Atatürk” kitabı
hediye etti.
AHMET HAKAN’IN PABUCUNU DAMA ATTIM
Biz Ankara’da bürosundayken Melih Gökçek, Twitter’da kendisine gelen mesaj sayısının
Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan’ınkileri geçtiğini görünce neşelenip telefona sarıldı. Hakan’a “Seni Twitter’da geçtim. Hakkımda 25 bin 204 mesaj var, senin hakkında 24 bin 364. Pabucunu dama attım” dedi ve bizim de onu dinlediğimizi belirterek Hakan ile telefonun hoparlöründen şu şekilde bir muhabbet etti:
M. Gökçek: Herhalde Twitter’ı bizim gibi kullanan olmadı.
Millet sadece mesaj vermek için kullanıyor.
A. Hakan: Hiçbiri bunu başaramadı. Sen aslında antipatik bir figürsündür. Ona rağmen...
M. Gökçek: Ama antipatik olduğumu söyleyenlerin pek çoğu şimdi, “Başkanım sizi böyle tanımıyorduk” diyor.
A. Hakan: Twitter’ı en iyi sen kullanıyorsun.
Egemen Bağış, Kemal Kılıçdaroğlu, hiç kimse böyle kullanamadı. Bizi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar; oralı olmuyorsun.
M. Gökçek: Ahmet’in hışmına neden uğrayayım?
Hedefim 100 bin takipçim olması
Twitter’da bir yığın siyasetçi,
gazeteci var. Bakıyorum bazılarının sayfasına; “Bugün lokantaya gittim” gibi mesajlar yazıyorlar. Çoğunu da kendileri söylüyor, danışmanları yazıyor. Benim tweet’lerime herkes bu yüzden ilgi duyuyor. Daha ne yenilikler getireceğim, göreceksiniz. Bu ay bir yenilik getiririz, önümüzdeki ay başka.
Gönül arzu eder ki, 100 bin takipçim olsun. Bunun için gayret edeceğim.
NEVRA GÖMDENİZ / GAZETE HABERTÜRK