Üniversitelerin bu fonksiyonu yerine getirebilmesi için ise sanayi ile yakın
işbirliği içinde olması gerekiyor.
Bilim,
Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Nihat
Ergün, Zaman Gazetesi'nin Bilişim-Elektronik Sektör Buluşmaları'nda geçen sene sonunda yapılan Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu'nda bu konuda kritik kararlar aldıklarını söyledi. Bakan Ergün, üniversitelerin
girişimcilik ve yenilikçilik endeksiyle ölçüleceğini,
öğretim üyelerinin akademik
kariyerlerinde aldıkları
patentlerinin de dikkate alınacağını açıkladı.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Nihat Ergün:
Bilişim Zirvesi'nde
sektör temsilcisi arkadaşların konuşmalarının büyük bölümünü Fatih
Projesi işgal etti ama güncelliği ve sektörü derinden etkileyecek proje olması açısından
doğal karşılamak lazım. Gerçekten de hem eğitim sisteminde hem de bilgi eğitim teknolojilerinde önemli bir gelişme sağlayacak özelliklere sahip. Sadece donanım ve
tablet bilgisayarın üretilmesi ya da akıllı tahtanın üretilmesi meselesi değil. Bunun gelecekte meydana getireceği etkilerin tartışılması... Bu belki çok ciddi
yazılım da ortaya çıkaracaktır. Eğitim sitemi değişecek, öğretmenler değişecek, öğrenciler değişecek. Eğitimde farklı bir yöntem ortaya çıkacak. Bunun getirisi sadece bazı firmalarımızın
tablet bilgisayar üretmeye başlaması, bu teknolojinin gelişmesi, bazı firmalarımızın akıllı tahtaları üretmeye başlaması ve bu teknolojiyi geliştirmesi değil. Tabii bunlar da önemli. Bunların küresel
pazarlarda yer alacağına inanıyoruz. İçerikleriyle beraber yer alacaklardır. Kuşkusuz burada firmaların konuya yaklaşımları önemli. Ama kamunun yaklaşımı da önemli. Çünkü kamu artık çok arkadan gelmiyor. Bir arkadaşımız 'kamu önden gidiyor' dedi ama her açıdan sizin önünüzde gitme şansı yok. Bizim yapmak istediğimiz bu projeyi
özel sektör eliyle gerçekleştirmek.
Kamunun buradaki rolü altyapıyı hazırlamak, destekl
emek, öncelik etmek, moral vermek, ulusal ve uluslararası engel varsa kaldırmak. Biz bu konuda kamu olarak gereken adımları atmaya çalıştığımızı söyleyebiliriz.
Türkiye'de
Ar-Ge ve bilimsel altyapınız yoksa, teknoloji üretmek de mümkün olmayacaktır. Bu konuda bir altyapı oluşturmak gerekiyordu. Teknoparklar, Ar-Ge merkezleri, girişimcilik bu amaçla desteklendi.
Bu sektörü çok yakından ilgilendiren çok önemli kararları bundan 20 gün önce Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu'nda aldık. Baş
bakan Erdoğan'ın başkanlığında yapılan çalışmada kararlar sunduk. TÜBİTAK'ın Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu, belki 10-20 yıl sonra Türkiye'de kritik kararların alındığı toplantılardan biri olarak anılacak. Çünkü orada yeni mekanizmalar, yeni ölçüler ortaya konuluyor. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Üniversitelerin girişimcilik ve yenilikçilik endeksi ile ölçülmesi gündeme gelecek. Şimdi üzerinde çalışıyoruz: Türkiye'nin üniversiteleri ne kadar yenilikçi, hangi üniversite ne kadar patent üretiyor? Birtakım araştırmalar, yüksek
lisans, doktora tezleri var ama patente dönüşen araştırma sayısı da önemli. Bunların ne kadarı lisans alıyor ve ne kadarı sanayi ürününe dönüşüyor? Bunlar o üniversite için bir kriter olacak. Hocalar araştırmalarında şirketler ile daha yakın ilişki içerisinde olacaklar. Bir üniversite ne kadar girişimci? Kaç öğrencisi,
yüksek lisans doktora talebesiyken şirket kurdu? Kaç hocası, hocayken araştırmalarından kaç şirket doğurdu? Bunlar patent ve lisans olarak ürüne dönüştü? Bunlar o üniversitenin sicilinde yer alacak. Üniversiteler bununla öne çıkacaklar. Bizlerin yeni kriterlerle üniversiteleri motive etmemiz lazım. Girişimcilik ve Yenilikçilik Endeksi ile bunu önerdik. Böylece üniversiteler doğrudan doğruya bu işin içine girecek. Zaten katılımcılardan Başarsoft'un genel müdürü söyledi, 'Bana yazılımcı gerekiyor ama üniversitenin bana gönderdiği yazılımcı eski yazılım programlarını biliyor. Benim o yazılımı bilen adamla bir şey üretmem olanaksız.' diye. Yani sıfırdan onu eğitmek zorunda. Arkadan takip etmek yerine gelişmeleri daha önden takip etmesi gerekiyor. Ama bunun için de şirketlerle üniversitelerin daha yakın temas içerisinde olması gerekiyor. Hocaların akademik kriterlerinde de değişiklikler olacak. Sadece
makale ve atıf sayısı da akademik kariyer elde etmek için yetmeyecek. Doçentlik, profesörlük gibi unvanlara lisansa dönüşen patentler ya da patente dönüşen araştırmalar da etki edecek. Bunun gibi çok değişik kararlar o toplantıda alındı ve bu sektörü çok yakında ilgilendiren kararlar.
Bir başka husus da bakanlığımızın 'Bilim, Sanayi ve Teknoloji' adını almasıdır. 2011 yılının 2. yarısında, seçimden sonra gerçekleşmiş oldu. Burada artık bilginin, teknolojinin ve üretimin birbiri ile daha iç içe ve yan yana olması gerektiği, bunun için birtakım mekanizmaların birlikte çalışması icap ettiği bir döneme yine 2011 sonunda girmiş oluyoruz.
Bir başka kritik nokta, bu sektörlerle ilgili 'sanayi strateji' ve 'sektörel strateji' belgesi yine 2011 içerisinde gerçekleşti. Yani 2011'de Türkiye'nin atmış olduğu bazı adımlar önümüzdeki 10-20 yılda geri dönüp bakıldığında, "Ha Türkiye 2011 yılında çok önemli kararlar almış, 'sanayi strateji belgesi'ni
uygulamaya koymuş, sektörel strateji belgeleri hayata geçirmiş ve 2011 yılında Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu kararlarıyla çok önemli bazı adımlar atmaya başlamış. Kamunun satın alma gücü bazı işlerin yükselmesi için bir kaldıraç olarak kullanmaya başlanmış." denilecek.
Yerli 'cep' için
vergi düzenlemesi şart
General Mobile Yönetim Kurulu Başkanı Sabahattin Yaman: General Mobile olarak Türkiye'de cep telefonunu
yerli üretmek için birtakım çabalar gösterdik, ürettik. Bugün itibarıyla üretmiyoruz. Vergisel birtakım düzenlemeler inşallah olacak. Ardından üretime başlayacağız. Yine Türkiye'nin ilk tablet üretimini gerçekleştirdik. Parçaları yurtdışından getirip burada birleştiriyoruz. Yazılım tarafında birtakım katkılarımız oluyor. Bir taraftan da dizayn katkılarımız var. Ama bu, merdivenin birinci basamağıdır. Her geçen gün artarak devam edeceğine inanıyorum.
Fatih Projesi'nin tablet tarafında dört aşamasında yer alıyoruz. Bu projenin hayata geçmesi için topyekûn varız. İçeride bir
ekip kurduk ve muhtemel problemleri tartışıyoruz. Bugün itibarıyla biz yüzde yüz bir Türk şirketiyiz artık. Eskiden özel sektör önde siyaseti ikna etme tarafındaydı. Bugün geldiğimiz noktada biz siyaseti takip etmeye çalışıyoruz. Ve bütün dünya bu ülkeyi takip ediyor.
Lider
marka çıkarmak için iç pazar büyümeli
HP Türkiye Genel Müdürü
Serdar Uçar: G-20 ülkelerine baktığımızda, bilgi teknolojilerine GSYH'ye göre yatırdığı oran yüzde 2,5. Yani rakiplerimiz 100 lira kazanıyorlarsa, 2,5 lira bilgi teknolojilerine yatırıyor. Türkiye'de bu oran yüzde 1'ler civarında. İkinci mesele bu yüzde 1'in yüzde 80'ini donanım, yüzde 12'si
servis, yüzde 8'i yazılım. Hem teknoloji kozlarımız olması gerekenden
küçük hem de katma değerli projeden yararlanmak için böyle küçük servis ve yazılım pazarı ile mümkün değil. Türkiye'nin lider çıkardığı profesyonel veya büyük yatırımlar yapılan endüstrilerine baktığımda hep yerel pazarın oldukça büyük olduğunu görüyorum. Yani yerel pazarınızı belli bir noktaya getirmeden bölgesel ve küresel
oyuncu olmak çok kolay gözükmüyor. Fatih Projesi, yerel pazarın büyümesi için çok önemli bir inisiyatif.
Fatih Projesi'ni yakından takip ediyoruz
TTNET Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı
İlker Koçak:
Türkiye'nin önde gelen yayın gruplarından biri olan Zaman Gazetesi'nin düzenlediği 'Bilişim Elektronik Sektör Buluşması' toplantısında, sektör yöneticileriyle bir araya gelerek bilgi ve görüş alışverişinde bulunmaktan büyük memnuniyet duydum. Toplantıda gündeme gelen konulardan biri olan Fatih Projesi'ni, TTNET olarak bizler de başından beri izliyoruz. Türkiye'nin gelecek nesilleri için son derece faydalı olacağını düşündüğüm bu projeyi takip etmeye devam edeceğiz.
2023 hedefi için devleri Türkiye'ye çekelim
Bimeks Genel Müdürü Arif
Bayraktar: Bir önerim var. Hedef 2023.
Intel genel müdürümüz de burada. HP gibi Intel'in de, bu 2023 hedefinde
bilişim sektörünün iddialı olabilmesi için Türkiye'de
fabrika kurması lazım. Bunu bir şekilde sağlamamız lazım. O zaman hedefe daha sağlıklı bir şekilde gideriz diye düşünüyorum. Bu gelecekte üreteceğimiz cihazlarda yerli katkının oranını da artırır, ayrıca uzun vadede Türkiye'nin üst teknoloji konusunda daha ileriye gitmesine ön ayak olur.
Türkler teknolojiye hızlı adapte oluyor
Nokia Pazarlama Müdürü Sertaç Şener: Fatih Proje'sinin Türk gençliğinin geleceği için çok büyük bir değer olduğuna inanıyoruz. Eğitimin dijitalize edildiği bu ekosistemin içinde cihaz kadar yerel içerik ve yazılımın da bir o kadar önemli olduğunu düşünüyoruz. Türk toplumu olarak bizler, yeni teknolojileri hayatımıza çok hızlı adapte ediyoruz. Örnek vermek gerekirse, Nokia Magaza'dan indirilen uygulama sayısı 100 milyonu aştı ki bu sayı ile Nokia Türkiye, Avrupa'da 1., dünyada da ilk 3 içerisinde yer alıyor. Bu projeyi hayata geçirmek için emek veren herkese çok teşekkür ediyoruz.
ZAMAN