Science dergisindeki makaleye göre, içinde sensörlerin, ışıkların ve başka
elektronik sistemlerin yer aldığı, zar kadar ince ''elektronik insan
derisi'', esniyor, bükülüyor ve genişliyor.
Flaster şeklindeki sistem, suyla ıslatılarak deriye yapıştırılıyor;
kablo, yapışkan veya deriyi delmek için iğneye gerek kalmıyor.
Bilim adamlarına göre, bu, ''taşınabilir teknoloji alanında büyük bir başarı'' olabilir.
Flasterle ilk kez, tıbbi teşhis,
iletişim,
elektrik üretimi veya çevre koşullarının ölçülmesi için elektronik unsurlar doğrudan ve rahatsızlık vermeden deri üzerinde taşınabiliyor.
Elektronik epidermal sistem adı verilen flasterde bilim adamları, spiral şeklinde devreler veya zar inceliğinde yarı iletken parçalar kullandı. Kopmadan esneyebilen, sadece birkaç mikrometre büyüklüğündeki bu parçalar, hava geçiren, şeffaf bir sentetik bandın üzerine yerleştirildi.
Elektronikte kullanılan parçaların sert ve sabit, biyolojinin ise yumuşak ve esnek olduğunu belirten, araştırma ekibinde yer alan, Northwestern Üniversitesinde görevli
bilim adamı Yonggang Huang, flasterin, iki alanı birleştirdiğini kaydetti.
Geliştirdikleri temel teknolojinin çok yönlü kullanılabileceğini ve nispeten kolay olduğunu ifade eden bilim adamları, deneylerde flasteri alna, boyna veya göğse yapıştırarak,
beyin akımlarını, ses tonlarını veya
kalp atışlarını ölçtü.
Boyun bölgesine yapıştırılan flasterden elde edilen verilerle bir bilgisayar oyununu sesle kumanda eden bilim adamları, geliştirdikleri yöntemin, kas veya sinir hastalıkları nedeniyle hareketlerini
kontrol edemeyen insanlar için uygulanan robotik tedavilerde de kullanılabileceğini bildirdi.
0.09 gram ağırlığındaki flasterin benzer yöntemlerde kullanılan cihazlardan en büyük farkı da tamamen kablosuz olması.