Bilgi
Teknolojileri ve İletişimi Kurumu (BTK) Başkanı
Tayfun Acarer,
mobil iletişimi sağlayan '
baz istasyonları' konusunda çeşitli spekülasyonların ortaya atıldığını belirterek, ''Baz istasyonları şehir dışına çıkarılırsa, mobil iletişim olmaz'' dedi.
Acarer, düzenlediği basın toplantısında, iletişim konusundaki çeşitli konulara değindi. Baz istasyonları ile ilgili tartışmaların son günlerde yeniden gündeme getirildiğini kaydeden Acarer, baz istasyonlarının yerleşim yerleri dışına çıkarılması halinde mobil iletişimin sağlanmasının mümkün olamayacağını söyledi.
Bas istasyonlarının, şu an kullanılan 2'nci ve 3'üncü nesil
haberleşme sistemlerinin 'olmazsa olmazı' konumunda bulunduğunu ifade eden Acarer, şöyle devam etti:
''Mobil iletişim için baz istasyonu gerekiyor. Baz istasyonları, tüm dünyada olduğu gibi
Türkiye'de de aynı mantıkla çalışıyor. Tüm dünyadaki markalar, sistemler,
firmalar ne ise, Türkiye'de de aynısı bulunuyor. Zaten bu sistemleri üreten 4-5 tane firma var.
Bu teknoloji gereği, baz istasyonlarının,
radyo ve televizyon vericileri gibi yerleşim dışına yapılması mümkün değil. Bu teknoloji böyle çalışmıyor.
Uydu teknolojisinde, uyduya göndermeden uydu haberleşmesi yapıyorum, diyemezsiniz.
Baz istasyonları, yani mobil sistem şu anda, sinyallerin baz istasyonundan dönmesiyle çalışır. Bu nedenle, siz baz istasyonlarını şehir dışına çıkarttığınızda, cep telefonları çalışmaz.''
Baz istasyonlarının yerleşim yeri dışına alınması durumunda, bugün ispat edilemeyen insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkisiyle ilgili iddianın daha da artacağını ileri süren Acarer, ''Baz istasyonlarının şehir dışına alınmasıyla, baz istasyonlarının değil ama cebinizdeki telefonun riski artar.
Normalde baz istasyonlarının gücü, 10-20 volt\metre arası değişir. AB ülkelerinde 41 volt\metre normal sinyal seviyesi olarak kabul edilirken, Türkiye'de 10 volt\metredir.
Baz istasyonu uzaklaştığı zaman cep telefonunun ürettiği sinyalin gücü artar. Bunun ispatı da baz istasyonundan uzaklaştığınızda yaptığınız görüşmede, cep telefonunuzun şarjı daha çabuk biter.
Baz istasyonu uzaklaştığı zaman, cep telefonlarınız daha fazla enerji sarf eder'' diye konuştu.
Türkiye'nin mobil iletişim konusunda, dünyada güvenlik açısından sınır değerleri en düşük 5 ülkeden birisi olduğunu kaydeden Acarer, ''Kimse yerleşim yerinin içine baz istasyonu koyma meraklısı değil. Demek ki teknoloji bu şekilde çalışıyor ki, insanlar, bir sürü bedel ödeyerek şehir içinde baz istasyonu kuruyorlar'' dedi.
Acarer, Türkiye'de mobil haberleşme (cep telefonu) uygulamasının 1994 yılında başlamasıyla birlikte, baz istasyonlarının sağlık üzerindeki etkilerinin de tartışılmaya başladığını ifade ederek, ''Bu konu 17 yıldır her yönüyle ve ilgili ilgisiz pek çok yer tarafından araştırıldı, ama henüz ortaya ciddi somut bir sonuç çıkmadı. Baz istasyonlarının sağlık üzerindeki etkileri hala bir iddiadan öteye geçemedi'' diye konuştu.
İnsan yaşamında haberleşmenin çok önem kazandığını ve artık haberleşme araçlarının insanların ayrılmaz bir parçası haline geldiğini bildiren Acarer, ''Cep telefonlarına o kadar alıştık ki, evde cüzdanımızı unutsak gitmiyoruz, cep telefonunu unutunca, gidip alıyoruz'' şeklinde konuştu.
İNTERNET YASAKLARI
Sektörde 'internetin yasaklanması' konusunun yer aldığını, bu konuda duygusal yaklaşımlar sergilendiğini de ifade eden Acarer, ''
İnternet erişiminin engellenmesi,
mahkeme kararıyla ya da bize gelen ihbarların değerlendirilmesiyle yapılıyor. Son günlerde basında yer alan engellemeler de mahkeme kararıyla, bizimle alakası olmadan yapılan işlemlerdir'' dedi.
Acarer, internet
servisi sağlayıcılarına gönderilen son yazının yeni olmadığını, bundan önce de çeşitli defalar gönderildiğini belirterek, şunları kaydetti:
''Bizim tabi olduğumuz yasal düzenlemelerde, intihara
teşvik, pornografi, internette
kumar gibi 9 ayrı katalog suçu bulunuyor. Bize çeşitli kanallardan internet servisi sağlayıcılarının bu suçları işleyip işlemediklerine dair bilgiler, ihbarlar geliyor.
Biz de bu ihbarları değerlendirip işlem yapıyoruz. İlk önce uyarıyoruz. Bu tür suç sayılabilecek yayın yapan servis sağlayıcılarıyla ilgili sorunların yüzde 97,3'ü uyarılarla çözüldü, ancak yüzde 2,7'si ise ne yaptıksak çözülemedi.
Bunun dışında, son günlerde basında yer alan
internet erişimi engellenmesiyle ilgili haberler, bizimle ilgili değil. Bunların yayınları, mahkeme kararlarıyla durduruldu.''
Ulu
Önder Mustafa Kemal Atatürk'le ilgili
hakaret içerikli yayın bulunduğu iddiasıyla '
Youtube' isimli paylaşım sitesinin yasaklanmasıyla ilgili de bilgi veren Acarer, ''Bu da, bizim dışımızda bir Bölge İdare Mahkemesi kararıyla oldu. Kaldı ki Atatürk, bizim Türk milletinin hassasiyetidir'' diye konuştu.
ESKİDEN YOL SU ELEKTRİK İSTERLERDİ!
Bilgi Teknolojileri ve İletişimi Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, internetin insanların yaşantısını kuşattığını belirterek, ''
Anne,
baba ve çocuktan oluşan çekirdek aileye internet eklendi'' dedi.
Acarer,
Erciyes Üniversitesi'nde Bilişim Kulübü tarafından düzenlenen, ''
Ulusal Bilişim
Kongresi''nde yaptığı konuşmada,
bilişim sektörünün ayrıcalıklı bir sektör olduğunu, sektörün sürekli istihdam sağladığını,
kriz döneminde bile büyüyerek diğer sektörler için lokomotif rolü üstlendiğini ifade etti.
Bilişim sektörünün çok hızlı geliştiğini, dünya nüfusunun yüzde 80'inin sabit veya
mobil internet abonesi olduğunu, 2000 yılında 12 milyon olan günlük
mail sayısının 242 milyona çıktığını kaydeden Acarer, ''Türkiye bilişim sektöründe hiç de mütevazi değil. Ülkemiz, sabit ve mobil internet altyapısı
bakımından birçok
Avrupa ülkesinden daha iyi durumda. Türkiye, internet kullanımında dünyada 12. sırada'' diye konuştu.
Kurum olarak, bilişim sektörünün istihdama katkı sağlamasını amaçladıklarını ifade eden Acarer, özellikle Doğu
Anadolu ve Güney
doğu Anadolu Bölgesi'nde açılan
çağrı merkezlerinin çok ciddi istihdam olanakları sağladığını vurguladı.
Bilişim sektöründe AR-GE ve bakım hizmetlerinde ciddi altyapı bulunduğunu dile getiren Acarer, şunları söyledi:
''Bilişim sektörü çok önemli fırsatlar sağlıyor. Bu sektördeki hızlı değişim ile birlikte her şey çok yaklaştı. İnsanların kırsal alandaki beklentileri değişti. Eskiden, yol, su, elektrik isteyen insanlar, şimdi geniş bant internet erişimi istiyor. İnternet, yaşantımızı kuşatıyor. Anne, baba ve çocuktan oluşan çekirdek aileye şimdi internet eklendi. İnternetsiz ev neredeyse kalmadı.''
BİLİŞİM SEKTÖRÜNDEKİ RİSKLER
Bilişim sektörünün gelişmesinin dış ve iç riskleri de beraberinde getirdiğini hatırlatan Acarer, lisanssız teknolojilerin kullanılması, tüketicilerin mağduriyeti, internet ortamında bilgisayarların ele geçirilmesi, siber saldırılar ve dış kaynaklı videoların dış riskleri oluşturduğunu anlattı.
Acarer, iç riskleri de, yetişmiş iş gücü ihtiyacı, aşırı
rekabet,
Türkçe içerik üretilmemesi, altyapının geliştirilmesi ve yerel yönetimlerin bilişim sektörüne bakış açılarındaki sorunlar olarak sıraladı.
İnternette
özgürlük kavramının da iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Acarer, Türkiye'de erişimi engellenen sitelerin yüzde 51'ini porno içerikli videoların ve yüzde 44'ünü çocuk pornografisi içerikli yayınların oluşturduğunu kaydetti.
Gençlere, kendilerini bilişim sektöründe geliştirmeleri tavsiyesinde de bulunan Acarer, özellikle
yabancı firmaların bu alanda kendini yetiştirmiş elemana ihtiyaç duyduklarını belirtti.
Acarer,
Sabancı Kültür Sitesi'ndeki kongre öncesinde, gazetecilerin yasadışı
dinlemeler ve görüntüler ile ilgili soruları üzerine yaptığı açıklamada da, illegal dinlemelerin geçerliliği olmadığını belirtti.
Yasadışı görüntüler veya dinlemelerin
kanuni bir
belge olarak da kullanılamadığını hatırlatan Acarer, bu tür yasadışı uygulamaları yapanların tespiti halinde de suç duyurusunda bulunulduğunu ifade etti.
Türk
Telekom Satış Başkanı
Celalettin Dinçer de, dünyada piyasa değeri en büyük şirketlerin bilişim şirketleri olduğunu, bu alandaki gelişimin çok hızlı olduğunu bildirdi.
Kişilerin bilgiye daha fazla ihtiyaç duymasının, iletişim sektöründeki erişim altyapısını güçlendirmeyi zorunlu kıldığını ifade eden Dinçer, yeni dünyada petrolün yerini verinin alacağını, Türkiye'nin bu gelişmeleri yakından izlemesi gerektiğini söyledi.
Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, insanlık tarihinin hep mücadeleyle geçtiğini, yeni dönemde mücadeleyi bilgi ve teknolojiyi doğru kullananların kazanacağını anlattı.
''Bilişimle
kalkınma'' konulu kongre, bilişim alanındaki sunumların yapıldığı oturumlarla devam etti.