Bu alandaki teknoloji son hızla gelişirken, ilk
dokunmatik ekran 1974 yılında tanıtılmıştı.
BBC
Focus dergisinde yer alan habere göre, dokunmatik ekranlar kapasitif ile rezistif ekran olarak ikiye ayrılıyor. İşte bu ekranların arasındaki farklar:
Kapasitif dokunmatik ekranlar: İki yaygın dokunmatik ekran teknolojisinden biri olan kapasitif
sistemde, cam ekran üzerinde yerleşmiş şeffaf bir iletken kaplama bulunuyor. Bu katman
küçük bir elektrik yükü depoluyor. Kullanıcı ekrana dokunduğu zaman, bu elektrik yükünün birazı taşınıyor ve böylece ekranın bir ucundan diğer ucuna elektrikle kaplanıyor. Köşelerdeki sensörler bu değişikliği tespit ediyor ve dokunuşun nerede olduğunu hemen hesaplıyor. Bu tür ekranların zayıf tarafı, ellerinizde
eldiven varsa akımı izole etmeniz ve bu nedenle dokunmatik özelliğin çalışmamasıdır.
Rezistif ekranlar: Diğer yaygın dokunmatik ekran teknolojisi ise endüstride kullanılıyor. Çünkü bu cihazlar
baskı uygulanarak çalışıyor. Bu nedenle rezistif ekranlar, çetin ve zor dış ortam koşullarına daha uygun.
Rezistif dokunmatik ekranlar, ekranın altına iki ince, şeffaf,
elektronik olarak iletken katmanın üst üste kapanması ile çalışıyor. Katmanlara baskı uygulandığında dokunma seziliyor ve cihaz çalışıyor.
Elektrik akımındaki değişiklik bir bilgisayar tarafından kaydediliyor ve kesin olarak yeri saptanıyor. Pratik bir sistem olan rezistif ekranlar, kapasitif sistemler kadar titiz ve hassas değil. Bu nedenle kesin girişler için sivri uçlu
kalem kullanmak gerekiyor.