Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nce denetimli serbestlik
uygulamalarında hayata geçirilmeye hazırlanılan '
elektronik kelepçe'
sistemi,
Çalıştay'da ele alınıyor. Elektronik kelepçeleri basına tanıtan Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman, mevzuat çalışmaları süren sistemin
kanunlaştıktan sonra uygulamaya konacağını söyledi.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nce düzenlenen 'Denetimli Serbestlik ve Elektronik İzleme Sistemi Çalıştayı' Sakarya'nın
Sapanca ilçesindeki Gürak Otel'de bürokratlar, akademisyenler, hakim ve savcıların katılımıyla gerçekleştiriliyor.
Çalıştayın açılışında konuşan Nizamettin Kalaman, elektronik
izleme yönteminin hükümlülerin
topluma kazandırılmaları için çağdaş bir uygulama olduğunu söyledi. Bugün gelinen noktada, ceza
infaz sistemine değişik alternatif yöntemlerin kazandırılmasının zaruri bir sonuç haline geldiğini kaydeden Kalaman, "Ceza infaz kurumlarında barındırılan hükümlü ve
tutuklu sayısı 120 bin civarında. Buna karşın ceza infaz kurumları, artırılmış kapasite olarak,
Aralık ayı itibariyle 114 bin 348
yatak kapasitesine sahip. Kapasitenin üzerinde bir hükümlü, tutuklu mevcuduna sahip bulunuyoruz. Ceza infaz kurumları için yatırım yapmak yerine alternatif ceza infaz modellerinin geliştirilmesi gerekiyor. Elektronik izleme yöntemiyle topluma kazandırılması mümkün olan kişilere şans tanımayı arzuluyoruz. Ayrıca bu sistem şu anda
kontrolsüz bir şekilde ceza infaz kurumlarından
tahliye edilen kişilerin kontrol altına alınmasını, toplumun ve mağdurların korunmasını amaçlamaktayız.'' diye konuştu.
Kalaman'ın konuşmasının ardından çalıştayın ilk oturumu yapıldı.
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (
HSYK) üyesi Prof.Dr. Ahmet Gökçen'in başkanlığını yaptığı oturumda ceza ve
adalet sisteminde yapılan reformlar ele alındı. İlk oturumun ardından Kalaman,
elektronik kelepçeleri basın mensuplarına tanıttı.
"RAPOR HAZIRLANIP ADALET BAKANI'NA SUNULACAK"
Elektronik kelepçe sisteminin mevzuat çalışmasını yaptıklarını söyleyen Kalaman, "Elektronik izleme sistemi şu anda mevzuatımızda yok. Çalıştayın amacı da bu. Sistem üzerinde iki yıl çalıştık. Çeşitli
Avrupa ülkelerinde ve Amerika'da incelemelerde bulunduk. Bu sistemle cezaevlerindeki doluluğu azaltacağımız gibi, toplumun içinde takip edilmesi gereken hükümlü ve tutukluların da takibini sağlayacağız. Bu aynı zamanda mağdurların korunmasını ve toplumun da güvenliğini sağlayacak olan bir sistem. Şu andaki sistemde cezaevinden çıktıktan sonra
tedbir kararı verilmeyen hükümlü ve tutuklular toplum içinde rahat ve serbestçe dolaşabiliyor. Bu sistem sayesinde belirli alanlara gitmekten belirli yerlere yaklaşmaktan veya belirli alanların dışına çıkmaktan yasaklanma imkanı getirilebilecek." dedi.
Çalışmanın sonunda düzenlenecek
raporu
Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e sunacaklarını ifade eden Kalaman, sistemin kullanımının en kısa sürede kanunlaşabileceğini düşündüklerini dile getirdi. Kalaman,
seçim sürecine girildiği için uygulamanın ne zaman kanunlaşacağını öngöremediklerini belirtti.
Sistemin kimlere uygulanacağı yönündeki bir soruyu cevaplandıran Kalaman, şu anki mevzuata göre iki yıl ve altındaki bütün
hapis cezalarında, (sadece süre olarak söylüyorum, suç
tipi olarak değil) bu sistemi uygulama imkanlarının bulunduğunu belirtti. Kapsamın genişletilmesi yönünde taleplerinin bulunduğunu anlatan Kalaman, şunları aktardı: "İki yıl çok az bir süre olduğu için
hapis cezası zaten paraya çevrilip tecil edilip hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi tedbirlerle telafi edildiğinden denetimli serbestlik kapsamında elektronik izlemeye imkan kalmıyor. Biz diyoruz ki; bu kapsamı biraz daha genişletelim. Tabi bu Meclis'in takdirinde. Öngördüğümüz bazı süreler var. Bu kapsamı biraz daha genişletebilirsek. Hükümlüler cezaevinde kaldıkları süre içinde 2,5 yılını cezaevinde geçirdikten sonra kalan 2,5 yılını ailesiyle birlikte, işine de gelip giderek, günde iki saat kamu hizmetinde bedava çalışmak suretiyle tamamlama imkanına kavuşabilecekler.
Adli kontrolle ilgili tedbirlerde şu anda kanunlarımızda 3 yıl ve altındakilere adli kontrol uygulayabiliyorsunuz. Bunun uygulama alanı çok dar. Halbuki Amerika'da üst sınır uygulaması yok. Hakimin takdirine bırakılmış. Bizim kanun taslağımızda da bu bu şekilde öngörülmüş ama Meclis'teki değerlendirmelerde 'üç yılla sınırlandıralım, uygulamayı bir görelim' denilmiş. Biz burada uygulamayı tartışıyoruz. Kanunu hazırlayan hocalarımız da burada onlarla birlikte değerlendireceğiz. 3 yıllık süre 10 yıla çıkarılabilir, 20 yıla çıkarılabilir süresiz yapılabilir. AB'de süresiz. Ömür boyu hapisle yargılanan insanların hakim kararıyla serbest bırakıldıklarını uygulamada görüyoruz."
Cezaevlerindeki doluluğu azaltmak diye bir düşüncelerinin bulunmadığına vurgu yapan Kalaman, dışarıda yeniden suç işlenmesinin önlenmesi, insanların topluma yeniden kazandırılması ve yeni mağdurlar yaratılmamasını amaçladıklarını söyledi.
ELEKTRONİK KELEPÇELER
Elektronik Kelepçe Projesi ile ilgili Adalet Bakanlığı'na teknoloji danışmanlığı yapan San
Diego State Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf
Öztürk de elektronik kelepçelerle ilgili basın mensuplarına bilgi verdi.
Elektronik kelepçelerin GPS/
GPRS tabanlı bir izleme ünitesiyle takip edildiğini anlatan Öztürk, "
Bağımsız izleme ünitesi, GPS'ten aldığı sinyallerle yer belirlemesi yapıp, GSM şebekesi üzerinden de yer bilgisini izleme merkezine ileten bir cihaz. Başka bir cihaz türü de iki parçalı. GPS özelliği olan bir cihazımız var. Arayüz özelliği olan bir cihazımız var. Bu iki cihaz birbiriyle eşleştirildiğinde hem GPS aracılığıyla kişinin yerini belirleyebiliyoruz, hem de bu cihazın izlediğimiz kişinin üzerinde olduğunu belirleyebiliyoruz. Başka bir cihaz türü de
ev hapsi verilen kişiler üzerinde kullanılabilecek şekilde dizayn edildi. Bu cihaz arayüz ünitesinin ev ünitesiyle eşleşmesinden oluşuyor. Bu birimde de daha çok ev hapsi uygulamaları veya sınırlı hareket kabiliyeti sağlanan durumlarda uygulanabilecek bir şey. Burada GPS söz konusu değil, normal
telefon hatları üzerinden merkeze bağlı sistem aracılığıyla, kişinin belirli saatler içinde evinde veya iş yerinde olup olmadığı belirlenebiliyor.'' şeklinde konuştu.
Sistemin handikabı olacağını belirten Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Zaman içinde sistemi uyarlayarak tedbirleri alacağız. Sonuçta bunu bir kişi tasarlayıp ideal hale getirmeye çalışıyor. Bin 500 kişi de bunu bozmaya çalışacak. Bu son 20 yıldır dünyanın hemen hemen her ülkesinde yaygın bir şekilde kullanılan bir sistem. Bugün ABD'de GPS ile izlenen kişi sayısı yüz binin üzerinde, 120 bin civarında. RF tabanlı sistemlerle izlenen kişi sayısı da yüz bin civarında. 'Ne kadar kişiye takılıp, ne kadar kişi kaçtı' diye baktığınızda, bu rakamların minimum seviyede olduğunu göreceksiniz. Bu, oldukça uzun zamandır, 20 yılı aşkın süredir üzerinde çalışılan ve denenen bir sistem. İnsan faktörünü işin içine kattığınızda teknolojinin getirdiği açıklar kapanacaktır.''
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Kalaman, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet
Kahraman, HSYK Üyesi Gökçen ile çeşitli üniversitelerden akademisyenler, hakim ve savcıların katıldığı çalıştayda, denetimli serbestlik hizmetlerinin beş yıllık değerlendirilmesi, yaşanan sıkıntılar ve çözüm önerileri, sistemin aksayan yönleri ve ihtiyaçları konuşulacak. Türk hukukunda elektronik izlemenin kullanım alanı ve sisteminin
teknik açıdan değerlendirilmesinin de ele alınacağı çalıştay 12 Ocak'ta sona erecek.