İngiliz bilim dergisi Nature'da yayınlanan makalede, dev
yıldızların infilak edip süpernovaya dönüştükten sonra "kadavraları" haline gelen hiper-yoğun nötron yıldızlarının, çok yoğun maddenin anlaşılmasına katkı sağlayabileceği belirtildi.
Tüm kütlesi 10 kilometre civarında çapı bulunan küreye sığabilen nötron yıldızlarının ağırlığı 500 milyon tonu bulabiliyor.
ABD'deki Socorro'da bulunan
Ulusal Radyo Astronomi Gözlemevinden yapılan açıklamada, bu sıradışı yoğunluğun, nötron yıldızlarını, fizikte bilinen en yoğun ve egzotik maddenin durumlarını incelemek için
doğal bir laboratuvar haline getirdiği bildirildi.
Araştırmanın başında yer alan Paul Demorest, Dünya'dan 3 bin ışık yılı (1 ışık yılı: 9,5 trilyon km) uzaktaki nötron yıldızının Güneş'in iki katı ağırlığa sahip olmasının "şaşırtıcı" olduğunu, bu kadar büyük kütlenin nötron yıldızlarının bileşimi konusundaki teorik modellerin devre dışı kalmasına neden olduğunu kaydetti.
Gökbilimci Demorest, bununla birlikte bu gökcisminin tüm çok yüksek yoğunluklu maddelerin ve nükleer fiziğin birçok ayrıntısının anlaşılmasına katkısı olacağını ifade etti.
Bugüne kadar bilinen en büyük kütleli nötron yıldızının ağırlığı, Güneş'in 1,67 katıydı.
Astronomlar, aynı zamanda bir
pulsar (periyodik
elektromanyetik dalgalar yayan gökcisimleri) olan bu nötron yıldızının kütlesini Dünya'dan ölçebilmek için, Albert Einstein'ın görelilik teorisinden faydalandılar.
Pulsar'ın son derece dakik bir kronometre gibi saniyedeki 317 rotasyonluk ritmle gönderdiği
radyo dalgaları, bir başka yıldız kalıntısı olan bir beyaz cüceye çarptıktan sonra, bu gökcisminin çekim gücünün uzay-zamanı bozması nedeniyle Dünya'ya gecikerek ulaştı. "Shapiro rötarı" adı verilen bu olay, bilimadamlarının iki dev yıldızı da kesin bir şekilde ölçmelerine olanak sağlıyor.