Ergün, “Eğer hepimiz bu dönemde biraz daha vatansever duygularla hareket edeceksek, ki etmemiz lazım. Kendi iç pazarımızı kendi teknolojilerimizin gelişmesi için fırsata dönüştürmemiz lazım” dedi.
İlköğretim okullarında öğrencilere
tablet bilgisayar dağıtılmasını içeren 5 milyar dolarlık Fatih
Projesi’ne değinen Ergün, “Bir
ekip çalışmalarına devam ediyor. Tabletlerde kullanılacak hangi parçaların Türkiye’de üretilmesi gerektiğine karar verilecek. Yerli şirketlerimiz bu konuda ortak olabilir. Belki biz de bir noktada
Arçelik,
Vestel, Exper ve Casper’dan bu proje için ortak olmalarını isteyebiliriz” diye konuştu. Yerli
firmaların ortaklıklar kurarak bugün kazandıklarından daha çok kazanabileceklerini ifade eden Ergün, “Niye
Sabancı, Koç, Kibar bir araya gelip, ‘şu işi beraber yapalım’ demiyor?
Japonya’da devlet öncülük yaparak LED teknolojilerin geliştirilmesi için Sanyo,
Hitachi ve Sony’yi bir araya getirdi. Türkiye’de bu zayıf. Bunun öncülüğünü biz de yapabiliriz” şeklinde konuştu.
“TEŞVİK ETMEK BENİM GÖREVİM”
Bu dönem
sektörel organizasyonlara yöneleceklerini anlatan Ergün,
yerli tıbbi cihazlar ile
asansör ve iş makineleri üreticilerinin kamudaki büyük alıcılarla buluşturulacağını söyledi. Tıbbi cihazlarda atak Ergün, “
Sağlık Bakanlığı, üniversite ve özellerin
hastanelerini içerideki üreticilerle buluşturacağız. Bunu
teşvik etmek benim görevim. Fakat
Sağlık Bakanlığı, üniversite ve özellerin hastanelerine de bunları kullanarak geliştirme görevi düşüyor. İçerideki üreticiler pazardan 800 milyon dolar daha pay alsalar, çok büyük atılım yaparlar. Ürünlerinin kalitesini artırır, yeni ürünler geliştirirler” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar ile görüştüklerini, özel sektörü ve TOKİ’yi asanör ile iş makineleri üreticileriyle buluşturacaklarını söyleyen Ergün, “
Kamunun bazı projelerini birtakım sektör ve teknolojilerin gelişmesi için fırsata dönüştüreceğiz” diye konuştu.
Fatih Projesi kapsamında tabletlerde kullanılacak parçalardan hangilerinin Türkiye’de üretileceğine karar verileceğini hatırlatan
Sanayi Bakanı
Nihat Ergün, “Hepimiz bu dönemde biraz daha vatansever duygularla hareket etmeliyiz, iç pazarı kendi teknolojilerimizin gelişmesi için fırsata dönüştürmemiz lazım” dedi
"TOKİ’Yİ KULLANACAĞIZ"
Ergün, “Keşke TOKİ’nin önceki 500 bin konut projesini yerli asansör sektörünün gelişmesi için kullansaydık. Ama yenisinde kullanacağız” dedi.
ADRESE TESLİM İHALEYE ÖZEL EKİP
Kamu
ihalelerinde yerli üreticilere yüzde 15’e kadar
fiyat avantajı sağlayan düzenlemenin takibi için özel bir ekip kurduklarını söyleyen Ergün, “Bize şikâyetler geliyor.
Kamu İhale Kurumu ile konuşuluyor. Adrese teslim olanların düzeltilmesi için çalışılıyor. İlgili kurumla da görüşüyoruz. ‘Bak
arkadaş Başbakan’ın sıkı takep edilmek üzere hazırladığı genelgesiyle kamu alımlarını teknoloji ve sanayi geliştirmek üzere kullanmak istiyoruz ama siz duyarlı değilsiniz’ diyoruz” şeklinde konuştu. Kamunun bir hastane yapıyorsa ‘ben bunda yerli asansör kullanabilir miyim?’ diye düşünmesi gerektiğini ifade eden Ergün, “Alışkanlıklar bir günde oluşmuyor. Bence duyarlılıklar yeni oluştu. Şikâyetlerin gelmesi önemli” dedi.
TİCARET KALSA ODAK SORUNU OLURDU
Son yıllarda dünya genelinde birçok
ülkede Türkiye’deki gibi bakanlıkların yapısında değişim olduğuna dikkat çeken Ergün, “Ülkelerin neye odaklandığına göre bu değişiyor. Biz üniversite-sanayi
işbirliğine odaklandık.
Ticaret kalabilirdi ama odaklanmayı zayıflatırdı. Tüketici ve esnaf başlı başına bir mevzu. Elbette kalabilirdi, kesişen noktalar var ama ülke neye odaklandı? Ülke ileri teknoloji ve sanayii yüksek katma değere dönüştürmeye odaklandı. O zaman üniversite-sanayi işbirliği,
Ar-Ge, inovasyon önemli. Yoksa istedikten sonra hepsini birbirine bağlarsınız” diye konuştu. Ergün, iç ticaret kendisine bağlıyken Büyük Marketler Yasası’nın çıkmamasıyla ilgili olarak, “Keşke tamamlasaydık” dedi
BİRKAÇ BİN ARACI GERİ ÇAĞIRMAK SÖZ KONUSU
Ergün’e yerli değil ama
ithal otomobilleri sordum. Yaz aylarında sahte tip onay belgeli ve ikinci eli birinci el gibi gösterilen otomobiller olduğu ortaya çıkmıştı. Sahte tip onay belgeleri
araçların sayısının 3-5 bin şeklinde telaffuz edilebileceğini belirten Ergün, şunları söyledi: “Firmalara bir şans verdik. ‘Bu testleri yapın ve tip onayı alırsanız, sorunu güvenli bir alana taşırız’ dedik. Bir firmanın müşavirlik firması onun adına sahte imzalar atmış. Firma kendi işlemlerini yaptı.
Almanya ve İngiltere’ye arkadaşları gönderdik. Onay kurumlarında belgelerin karşılığı olup olmadığına baktık. Bazıları hâlâ doğru belgeleri bize ibraz edemedikleri için sorun yaşayacaklar. Birkaç bin araç için çağrılma söz konusu olabilir. Bunlar orta segmentte
ucuz arabalar. Toplatma kararı çıkarsa, firmalar bedelini öder.” dönüştüreceğiz” diye konuştu.
AMERİKA, JAPONYA VE KORE'YE TANITIMA GİDECEK
TÜBİTAK’ın Gebze’deki kampusunun 4 bin dönümünü
yabancı teknoloji şirketlerine Ar-Ge merkezi kurmaları için ayırdıklarını söyleyen Ergün, “Kasımda ABD’ye gidiyorum. Sonra Japonya ve
Kore olacak. Şirketlere sunum yapacağız. Burası için 2023’e kadar sürecek teşvikler verilebilir” dedi.
"BEDELİNİ ÖDETİRİZ"
İkinci elin birinci el gibi sokulması olayında bazı
tüketicilerin Sanayi ile
Gümrük bakanlıklarına
dava açtığını sorduğum Ergün, “Bize açılan davalarda haklı bulunurlarsa, ki biz de bazı ihmaller tespit ettik. Görevden el çektirilen, başka yere atanan ve
emekli edilenler var. Bunun bedelini öderler” dedi.
HABERTÜRK