Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) ve Yargıçlar Sendikası üyeleri, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)'nun Mevlana Bulvarı üzerinde bulunan binasının önüne gelerek, hakim ve savcıların adaletsiz olarak yerlerinin değiştirildiğini ifade edip, bina önüne siyah çelenk bıraktı. HSYK önüne gelen YARSAV üyeleri adına konuşan YARSAV Genel Sekreteri Leyla Köksal, teröre, trafik kazalarına, iş kazalarına, kadın cinayetlerine ve tacizlerine dikkat çekerek, bu kaosa son verebilecek en önemli etkenin yargı olduğunu ve yargının da kan kaybettiğini belirtti. 6 Haziran 2016 tarihinde sabaha karşı yayımlanan 2016 Yılı Adli ve İdari Yargı Kararnamelerinin yargıya atılan bir bomba olduğunu savunan Köksal, "3746 yargıç ve Cumhuriyet savcısının görev yeri değiştirildi. Bomba diyoruz, çünkü bu kararnameler son altı yıldır çıkartılan diğer kararnameler gibi bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerini içselleştirmiş yargıç ve savcıların kıyım kararnamesidir" dedi.

HSYK Birinci Dairesi'nin göreve başlamasının üzerinden 20 ay geçmeden son atamalarla birlikte 8 bin 720 yargıç ve savcının yerinin değiştirildiğini belirten Köksal, "Yargıç ve savcıların neredeyse dörtte üçüne dokunarak çalışma hızı ile bir rekora da imza atmıştır. Yargı erkinin niteliği, kıdemi, liyakatı dikkate almadan ödül ve ceza mantığı ile hazırladığı bu kararnameler, yargıç ve savcıların HSYK seçimlerindeki tercihlerinin ödülünü aldıkları, bedelini ödediklerinin işaretleri ile doludur. Ve yine seçimlerdeki rakiplerin etkisiz kılınması amaç edinilmiş, kişisel, ailesel mazeretler görmezden gelinerek, yargıçlık güvencesi ve coğrafi teminat ilkeleri de hiçe sayılmış kendilerinden olmayanların tasfiyesi sürdürülmüştür" ifadelerini kullandı.

HSYK binasına siyah çelenk bırakarak, 2016 Yılı Adli ve İdari Ana Kararnameleri protesto eden YARSAV ve Yargıçlar Sendikası adına Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ da açıklamalarda bulundu. Karadağ, bu kararnamenin siyasi iktidarın emri doğrultusunda çıkarıldığını savunarak, "Anayasa HSYK'nın mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlerin tarafsızlığı ilkesine göre çalışacağını ön görüyor. Fakat özellikle HSYK 1. Dairesi 2010 HSYK'sının devamı olduğunu hatırlatır şekilde bize her türlü liyakat, hak, adalet duygusundan yoksun bir şekilde siyasi iktidarın istediği gibi düşünen, istediği gibi karar veren, siyasi iktidarın ne düşündüğünü emir gören bir yargı yaratılmak isteniyor. Siyasi iktidarın beğenmediği kararları veren, soruşturmaları yapan, takipsizlik kararlarını kaldırtan, onları eleştiren, yanlış yapıyorsunuz diyen bütün meslektaşlarımızı HSYK siyasi iktidarın emri doğrultusunda tasfiye etmiştir. Biz bu kararname ile yargıda tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesinin tasfiye edildiğini söylüyoruz. Yargı bu kararname ile bir kez daha artık yok edilmiştir. Çünkü bitmiyor her kararnamede bunu söylüyoruz fakat biz bu kararnamenin bir atama kararnamesinden ziyade tek adamlığa gidişin totaliter ve otoriter bir rejime dönüşün önündeki yargısal engellerin kaldırılması kararnamesi olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.