Avrupa Konseyi’ne üye devletlerin yolsuzlukla mücadelesini ve standartlara uygunluğunu inceleyen organı Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO), Türkiye ile ilgili 4. değerlendirme raporunu yayınladı. Raporda anayasal güvence veren düzenlemelere rağmen Türkiye’de yargının yürütme erkinden yeterli ölçüde bağımsız olmadığı belirtildi. Türkiye ile ilgili raporu hazırlayan GRECO Değerlendirme Ekibi (GDE), Türkiye’de, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) siyasi güce karşı yeterince bağımsız olmadığı algısı konusunda ciddi şekilde endişe duyduklarını ifade etti.
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) resmi internet sitesinde, GRECO raporunun özetini yayımlandı. Buna göre raporda, Türk hükümetinin itirazlarına rağmen yargı bağımsızlığının olmadığına dair güçlü görüşlerin olduğuna dikkat çekildi. Bu kapsamda 17/25 Aralık savcı ve yargıçlarının HSYK tarafından açığa alınması, görev yerlerinin değiştirilmesi, meslekten ihraç şeklinde disiplin cezalarına maruz kalmaları hatırlatıldı. Avrupa Konseyi bünyesindeki en prestijli uluslararası organizasyonlardan biri olarak kabul edilen GRECO’nun raporunda, 2010 yılında yapılan referandumla hayata geçirilen reformların HSYK’nın bağımsızlığı konusunda önemli bir başarı olduğunun altı çizildi. Ancak HSYK başkanının adalet bakanı olması, müsteşarın genel kurul ve bir daire üyesi olmasının Kurul’un bağımsızlığına gölge düşürdüğüne dikkat çekildi. Önceki raporlarda da benzer eleştirilerin yapıldığı hatırlatılarak özetle şöyle denildi: “Bakan dairelerin çalışmasına ve kararlarına katılmamakta ya da Genel Kurul tarafından disiplin konularında yapılan görüşmelerde yer almamaktadır, ancak sadece Adalet Bakanı’nın kapsayıcı ve çok önemli yetkileri bulunan Genel Kurul’da başkanlık yapması ve daire tarafından alınan karara itiraz edebilir oluşu bile HSYK üzerinde muhtemel nüfuzuna dair güçlü bir emaredir. Böyle bir ihtimal algısı bile bu bakımdan kritiktir.”
HSYK ÜYELERİNİN CUMHURBAŞKANI TARAFINDAN ATANMASI KAYGI VERİCİ
GRECO, raporunda HSYK üyelerinin cumhurbaşkanı tarafından atanmış olmasının da endişe verici olduğunu kaydetti. 2014’teki HSYK seçimlerinde en çok üye çıkaran Yargıda Birlik Platformu’nun siyasi eğilimi olmasının kaygı verici olduğu belirtilerek, “GRECO, 2014 HSYK seçimlerinde yargıçların seçildiği platformların siyasi eğiliminin bu seçimde geçmişte olduğundan daha büyük bir rol oynadığı şeklindeki algıdan endişe duymaktadır. Bu, sürecin siyasi boyutunu artırmıştır ve birçok muhatap yargının siyasi ittifakları yansıtır şekilde daha çok kutuplaştığını gözlemlemişlerdir.” denildi.
YÜRÜTMENİN YARGIYI ETKİ ALTINA ALMA RİSKİ ALARM VERİCİ
Raporda, HSYK’nın ve iktidarın, hakimlerin karar vermesinde etkili olma riskinin tehlikesi üzerinde de durularak, “Daha da önemlisi ve potansiyel olarak alarm verici olan, görevde olan bazı yargıçlar tarafından ileri sürülen, davalarla ilgili olarak yargısal karar verme süreçlerinin, yürütme erki ya da HSYK tarafından, verilecek kararın nasıl algılanacağı düşüncesi ile etki altına alınma riski iddiasıdır. GDE, her ne kadar bazı yargıçlar yargısal faaliyetlerinde bağımsız olduklarını iddia etmişler ise de, diğer bazı yargıçlarda ki bu algıyı çok ciddi gözlemlemiştir.” ifadelerine yer verildi.
Raporda, Türk hükümetine şu tavsiyelerde bulunuluyor:
GRECO, yargıç ve savcı olacak adayların seçimi ve göreve alınmaları süreçlerine yargının müdahalesi ve sorumluluğunun ciddi şekilde güçlendirilmesi gerektiği tavsiyesinde bulunmaktadır. GRECO, (i) yargıç ve savcıların istek dışı transferlerinin gerçekleşebilme ihtimallerinin azaltılmasını, bu süreçlerin objektif kriterlerle yönetilmesini, itiraz mekanizmasına tabi kılınmak suretiyle meslek teminatının yargı görevini ifa edenler için önemli ölçüde güçlendirilmesini, (ii) Adalet Bakanı’nın geçici süreli atama sürecine müdahale etme yetkisinin kaldırılmasını tavsiye etmektedir.
YARINA BAKIŞ