Hocaefendi'den Hicret edenlere önemli bir dua tavsiyesi...

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Nisan 27 2018
Fethullah Gülen Hocaefendi'den Cebri olarak hicret etmek zorunda kalan Hizmet Gönllülerine önemli bir dua tavsiyesi
Hocaefendi'den Hicret edenlere önemli bir dua tavsiyesi...
Fethullah Gülen Hocaefendi Herkul.org internet sitesinde yayınlanan Kırık Testi yazısında Cebri olarak hicret etmek zorunda kalanlara önemli bir dua tavsiyesinde bulundu...

[KIRIK TESTİ]


   Soru: Dua Mecmuası’nda da yer aldığı üzere Rasûl-i Ekrem Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) teşrif edeceği bir beldeyi gördüğü zaman, “Allah’ım, bizi bu belde halkına, bu beldenin salihlerini de bize sevdir.” diyerek dua ediyor. Dünyanın dört bir tarafına açılan hizmet sevdalıları için Efendimiz’in fem-i güherinden sâdır olmuş bu dua neler ifade eder? Lütfeder misiniz?

   Cevap: Malum olduğu üzere dua ile alâkalı yapılan taksimattan biri de onun fiilî ve kavlî olarak ikiye ayrılmasıdır. Üstad Bediüzzaman hazretlerinin verdiği örnekle anlatacak olursak, bir çiftçinin toprağı işlemesi fiilî bir duadır ki, bununla hazine-i rahmetin kapısı olan toprağı saban ile çalmış olur. Cenâb-ı Hakk’ın hususî bir atiyyesi olmadıkça, toprağa tohum atmadan o tarladan bir ürün almanın mümkün olmadığı açıktır. Dolayısıyla esbap adına ne gerekiyorsa mutlaka ortaya konulmalıdır. Fiilî duaya riayet etmek sebepler dünyası içinde yaşayan biz insanoğlu için kaçınılmazdır. Dolayısıyla fiilî dua esbabı nazar-ı itibara almak ve o sebeplerin gerektirdiği şekilde davranmakla olur.

Ayrıca Cenâb-ı Allah sebepleri izzet ve azametine perde yapmıştır. Bizim de o perdeye saygılı olmamız iktiza eder. Onları görmezlikten gelmek bu açıdan Allah’a karşı bir saygısızlıktır. Diğer bir açıdan da, esbaba riayet etmeme bizi, insan iradesini reddeden Cebrîlik düşüncesi içine sürükler ki, bu da akîde ve inanç açısından çok tehlikelidir. Evet, irade ve şuur sahibi insanoğluna düşen, sebepleri görmek ve onlarla uyum içinde yaşamaya çalışmaktır.

Bir bütün olarak ekosisteme bakıldığında apaçık bir nizam ve intizam görülmektedir. Demek ki, her varlık Allah’ın meşîet ve iradesiyle o sisteme uymaktadır. Bununla beraber ekosistemin irade ve şuur sahibi müstesna bir parçası olan insanoğlu, zaman zaman bi

Bu haberler de ilginizi çekebilir