Haberi Reuters dünyaya duyurdu.
Türkiye'den Malezya'ya çok sayıda IŞİD elemanı gönderilmiş. Malezyalı bir yetkili ateş püskürüyor. “Türkiye'nin yaptığı uluslararası hukuka aykırı, bize haber vermeden bu kişileri gönderdiler” diyor.
IŞİD elemanları Türkiye'den gönderilirken, nereye gitmek istedikleri sorulmuş, onlar da çoğu ülkeyle vize serbestisi olan Malezya'yı tercih etmişler. Şimdi Malezyalılar, ülkelerine giren 16 IŞİD elemanlarını arıyorlar.
Acı, acı tebessüm ettim. Başkent Kuala Lampur'daki prestijli uluslarası Hizmet okulunun müdürü Turgay Karaman'ın mayıs ayında kaçırılıp Türkiye'ye verilmesini IŞİD irtibatı olarak açıklamıştı Malezya makamları... Hizmet hareketine mensup bir eğitimcinin IŞİD ile irtibatı olamayacağını onlar da çok iyi biliyordu. Gülünç bir iddiaydı.
Ve gün geldi, Saraydaki şahıs onlara gerçek IŞİD'lileri gönderdi. Gerçekle yüzleştiler böylece... 16 masum aileyi sırf Hizmetirtibatları sebebiyle Saraydaki şahsa teslim eden Suudiler gibi...
Hayrettin Karaman'ın halife ilan ettiği Saraydaki şahsın başında olduğu Humeyni-Hitler karışımı rejimin dünyada nasıl haber olduğuna bakmaya devam edelim.
Avustralya polisi, bir uçağı bombayla infilak ettirmek isteyen iki IŞİD militanını yakaladı. Bunlara yüksek düzeyde etkili askeri bomba malzemesini Türkiye'den bir IŞİD lideri göndermiş.
Olaya dikkat edin. Bir IŞİD lideri, günü gelince Avustralya'ya bomba gönderecek kadar Türkiye'de barınabiliyor ve askeri nitelikli bomba malzemesi temin edebiliyor.
Avustralya makamları da, Saraydaki şahıs ve adamları ile Hizmet mensupları arasındaki farkı ayan beyan gördüler. Çünkü, 1994yılından beri Avustralya'da Hizmet okulları var ve binlerce öğrenci yetiştirdiler.
2011 yılında Prof. Mehmet Altan ile birlikte Avustralya'daki okulların olimpiyat gecesine katılmak üzere Sydney'e gitmiştik. 16 okul vardı Avustralya'da... Şimdi Silivri zindanında olan Prof. Mehmet Altan'ın, sahneyi çıkıp bir konuşma yaptığı o gece, Hizmetokullarında okuyan gençlerle tanıştık.
Sadeca Malezya ve Avustralya'ya mı gitti IŞİD'liler? Hayır... Rusya'da St. Petersburg'daki, İsveç'in başkenti Stockholm'deki ve İngiltere'de Manchester'daki saldırıyı yapan şahısların Türkiye irtibatları ortaya çıktı. Türkiye'den gitmişler veya Türkiye'den yardım almışlar.
Yaşanan bu olaylarla Allah, Hizmet mensupları ile Saraydaki şahıs ve adamları arasındaki farkı, ayan beyan bütün dünyaya gösteriyor.
Bir tarafta insanlığa hizmet için 1990'lı yıllardan beri dünyanın 175 ülkesinde binlerce okul, hastane, kültür merkezi açan Hizmet insanları...
Diğer tarafta bir kaç yıldır dünyaya kin ve nefret saçan; gönderdiği casuslarla bir çok ülkeyi karıştıran ve dünyanın her tarafına IŞİD elemanları ihraç eden Saraydaki şahıs ve adamları...
Dikkat edin, çeyrek yüzyıldır, dünyanın en sıkıntılı coğrafyaları dahil, 175 ülkeye binlerce Hizmet insanı gitti. Bir tanesi bile böyle kirli işlere bulaşmadı. Dünya bunları görmüyor mu?
İşin en acıklı tarafı ise, Türkiye'de kurulan Humeyni-Hitler karışımı rejimin arkasına takılıp giden yığınlar...
Peki bu nasıl oluyor?
Yale Üniversitesi, geçtiğimiz ay çok önemli bir kitap çıkardı. Kitabın ismi, “Hitler'in Canavarları”... Florida'daki Stetson Üniversitesi tarih profesörü Eric Kurlander'in yazdığı kitap, Hitler ve adamlarının Hristiyanlık ve Yahudilik dışında yeni bir din icat ettiklerini ortaya koyuyor. Hitler ve adamları seçilmiş insanlar olduklarına inanıyorlardı ve Nazi ideolojisinin temelinde bu mistik ve ezoterik inançlar vardı. Ve bütün canavarlıklarını böyle meşrulaştırdılar.
Sosyal medyanın olmadığı bir zaman diliminde, Hitler ve adamlarının icat ettiği bu yeni din, Almanya'yı sardı. Hitler'in propaganda bakanı Joseph Goebbels, “Bir yalanı bin defa tekrar ederseniz, kitleler inanmaya başlar” diyordu.
Kitabın yazarı Prof. Kurlander, Nazi ideolojisi ile günümüzdeki radikal dinci örgütlerin ideolojileri arasında çok büyük benzerlikler bulunduğuun ifade ediyor.
Bugün Türkiye'de yaşananlara bakın, aradaki yüzde yüz benzerliği göreceksiniz...
Hayrettin Karaman, önce fetvalarıyla “Yolsuzluk başka, hırsızlık başkadır” deyip Saraydaki şahıs ve adamlarının kirli servetlerini meşrulaştırdı. Sonra laik ve demokratik düzen aleyhine yazılar yazdı, en sonunda da Saraydaki şahsın halifeliğini ilan etti.
Hizmet mensuplarına yapılan bütün gayri insani, gayri İslami operasyonlara kılıf uydurup, “Halifeye biat etmediler, bunu hak ettiler” dedi.
Ali Bulaç da alim, Hayrettin Karaman da... Ali Bulaç, “İslam'da mala, mülke el koymak yok. Bu bir cahiliye adetidir” diyor. Hayrettin Karaman, bunu meşru görüyor. Çünkü, daha en başta, Hizmet hareketine “cihad” ilan edilmesinin fetvasını verdi.
İslam, “Savaşta bile kadınlara ve çocuklara dokunulmaz” derken, bunlar 17 bin kadını hapsettiler. 500'den fazla küçük çocuk anneleriyle hapiste... BBC bu canavarlığı ve vahşeti daha yeni haber yaptı.
Oya Baydar, geçtiğimiz aylarda yazdığı bir yazıda, Saraydaki şahıs ve adamlarına “Siz hangi dindensiniz?” diye sordu. Çok haklı bir soru...
Özgür Mumcu, “Erdoğan, bundan sonra su yerine coca cola ile abdest alacaksınız diye talimat verse, abdesti cola ile alırlar” diyor. Durum aynen böyle...
Saraydaki şahıs, cola fabrikasının açılışına gidiyor, güdümündeki medya “Meyve suyu tesis açtı” diye haber yapıyor. Çünkü daha kısa bir süre önce Coca Cola Yahudi şirketi diye boykot ilan etmişler ve cola kutularını tuvaletlere dökmüşlerdi. Şimdi bu sahtekarlığı gizlemek için cola'yı meyve suyu yaptılar!
Adam bugün Almanya'ya küfrediyor, ertesi gün Alman silah tüccarlarıyla sarayında görüşüyor. En yakın adamı da bu silah tüccarlarının ortağı...
Bugün İsrail'e küfrediyor, ertesi gün İsrail ile enerji işbirliği kararı alıyor...
Ama arkasındaki yığınlardan ses yok...
Adamın gazeteleri bugün Trump aleyhine manşet atıyor, ertesi gün Trump'a yakın birini bulduk deyip, onu güya Hizmet aleyhine konuşturarak manşet yapıyor. Çoğu yalan...
Oya Baydar, bu kadar ikiyüzlülüğün, bu kadar yalanın, bu kadar sahtekarlığın temsilcilerine “Siz hangi dindensiniz?” diye sormakta haksız mı?
Sahte halife ve adamları, tıpkı Hitler ve canavarları gibi, bugün geçici olarak Türkiye'yi esir almışlar. Ama dünyadaki gidişat aşikar...
Allah tarafından seçildiklerini düşünen, kitleleri aldatmak için yeni bir din icad eden Hitler ve canavarları yenildiler. Bugün işledikleri her melanete “cihad” kılıfı uyduran Saraydaki şahıs ve adamları da yenilecekler.
Pislikleri, her geçen gün daha fazla dünyanın gündemine gelecek... Der Spiegel dergisi, “Midas operasyonu” başlığıyla Rıza Sarraf dosyasını daha yeni yayınladı. Rıza davası Ekim'de başlıyor... Saraydaki şahsın kapatmak için bütün gücünü seferber ettiği, ama başarılı olamadığı bir dava bu... Rıza'yı kurtaramadı.
Yarınların kimin olacağını görmek istiyorsanız, dünyada Hizmet ile ilgili çıkan haberleri ve Saraydaki şahıs hakkında çıkan haberleri yanyana getirin.
Hizmet, dünyanın her köşesinde yüzbinlerce insan yetiştiren kurumlarıyla ve kendilerini insanlığa hizmete vakfetmiş adanmışlarıyla biliniyor.
Saraydaki şahıs ise bütün bu eracifleriyle...
Allah'ın bir kanunu var: Kirlilerin, yalancıların, yolsuzların hakimiyeti hep geçici olmuştur.
Bunların da öyle olacak...
Faruk Mercan