Afganistan İçişleri Bakanlığı danışma kurulu üyeliği görevini de yürüten Tevhidi, basına baskıları eleştirerek sürecin böyle devam etmesi halinde "İslam dünyasının lideri olmaya çalışan Türkiye’nin despot bir ülke olarak anılacağını" kaydetti.
Afganistan'da basın özgürlüğünü geliştirmek için çalışmalarda bulunan ve Kabil, Kandahar, Mezar-ı Şerif, Herat ve Celalabad vilayetlerinde bürolarıyla hizmet veren NAI'nin başkanı Tevhidi, Karaca ve polislerin mahkeme kararına rağmen tahliye edilmemesi hakkında Cihan Haber Ajansı’na konuştu. Mahkeme kararının uygulanmamasını sert dille eleştiren Tevhidi, "Suçsuz birinin bir gün hapiste kalması, suçlu birinin yıllarca hapiste kalmasına denktir." uyarısında bulundu. Tavhidi, şöyle devam etti: "Dost bildiğimiz Türkiye hükümetinin, uluslararası temel disiplinlere özen göstermesi gerekiyor. Basın ve gazeteciler halkın göz bebeğidir. Gazetecileri bırakın hapishanelere gönderme ve tehdit etmeyi, aksine onların hükümet tarafından korunması gerekir."
CİHAN MUHABİRİNİN ÇIKARILMASI, HALKA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇTUR
AVEA organizasyonunda Cihan muhabirinin maruz kaldığı “ağlatan akreditasyon” uygulamasına da tepki gösteren Tevhidi, şunları söyledi: "Gazeteci demek, ifade ve düşünce özgürlüğü demektir. Hangi hükümet olursa olsun gazetecinin hakkının elinden alınması kanunsuzluktur. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne göre hiç kimse bir gazeteciyi bilgiye erişimden alıkoyamaz."
AVEA toplantısına diğer gazetecilerin alınıp Aydın’ın alınmamasının sadece muhabire ve kuruma karşı işlenmiş bir suç olmadığının altını çizen NAI Başkanı Tevhidi, aynı zamanda kurumun hitap ettiği kesimlerin bilgi erişiminden mahrum edildiğini hatırlattı. Despot yönetimlerin hüküm sürdüğü ülkelerin hiçbir zaman gelişmeyeceğini belirten Tehvidi, ifade ve düşünce özgürlüğünün demokrasinin temel unsurlarından biri olduğunu hatırlattı.
SÜREÇ BÖYLE GİDERSE, TÜRKİYE’YE DESPOTLUK MÜHRÜ VURULACAK
Türkiye’nin her köşesindeki gazetecinin özgürce görevlerini yerine getirmeleri ümidi taşıdığına dikkat çeken Tevhidi, "Türkiye hükümeti tarafından tehdit edilen gazetecileri duyunca, sanki küresel gazeteci topluluğu vücudunun bir kısmından yara almış gibi hissediyoruz. Umarım Türkiye’deki sıkıntılar çözülür. Eğer böyle giderse, büyük İslam ülkesi olarak tanınan ve İslam dünyasının lideri olmaya çalışan Türkiye, despotluk mührü ile mahkûm edilecektir. Bu mühür, Türkiye’nin İslam dünyası lideri olarak görülmesini engelleyecek." dedi.
Sıddıkullah Tevhidi, teknoloji ve iletişimin geliştiği günümüzde vatandaşın ifade ve düşünce özgürlüğünün kısıtlanmasının, ülke gelişimini baltalamakla eşdeğer olduğunu vurguladı. Tevhidi, sıkıntılı süreç yaşayan Türkiye'deki gazetecilerin yanında olduğunu ve onlara aktif destek vereceğini sözlerine ekledi.