Önceki gün vefat eden Hizmet Hareketi Gönüllülerinden Cemal Sadık Fırat (78) gözyaşları arasında ve dualarla Sydney’deki kabristanlıkta (Forest Lawn Memorial Park Cemetery) toprağa verildi. Damadının evinde kalp krizi geçirmesi sonucu hastaneye kaldırılan Fırat, yoğun bakım ünitesinde beyin kanaması geçirmesi sonucu vefat etti.
GÖZYAŞLARIYLA UĞURLANDI:
Helallik alınması ve toprağa verilmesi sırasında duygusal anlar yaşanırken başta eşi, kızı ve sevenleri gözyaşlarına boğuldular. Cenaze namazını kıldıran Bahtiyar Öztürk Hoca, zulümden dolayı, evlatlarından ve ülkesinden uzaklarda, mazlum ve mağdur olarak vefat edenlerin Allah katında yerlerinin çok farklı olduğunu belirtti. Öztürk yaptığı duada; “Allah’ım yaptığımız hizmetlerimizi daim eyle, hizmet yolunda, bizlere mani olanların engellerini bertaraf eyle” dedi.
İLERLEYEN YAŞINA RAĞMEN, ÇAREYİ YURTDIŞINA ÇIKMAKTA BULDU:
Cemal Sadık Fırat, AKP rejiminin baskı ve zulümleri yüzünden, ilerleyen yaşına rağmen, eşiyle birlikte Türkiye’yi terk etmek zorunda kalarak, Avustralya’ya iltica etti. Fırat’ın, üç oğlu Avrupa’da sürgün hayatını yaşarken, ikisi Türkiye’de, kızı ise Sydney’de yaşıyor. Damadının evine yerleşmek zorunda kalan Fırat, Türkiye’de defalarca polis baskınına uğrayarak, cadı avından nasibini aldı.
CADI AVI, FIRAT AİLESİNİ DARMADAĞIN ETTİ:
Aile bireyleri, Fırat’ın en büyük hayalinin 7 yıldan beri ayı olduğu tüm evlatlarıyla bir araya gelmek olduğunu belirttiler. Avrupa’da sürgün hayatını yaşayan biri KHK’lı olmak üzere üç evladının bulunduğu kaydedildi. Fırat, AKP rejiminin baskı ve zulümleri yüzünden, ilerleyen yaşına rağmen, Türkiye’yi terk etmek zorunda kalarak, Avustralya’ya yerleşti.Ülkesinden 20 bin kilometre uzakta, Kıta Ülkesi Avustralya’da yaşamak zorunda kalan Cemal Sadık Fırat, yapılan zulümlerden dolayı çok üzülüyor ve mazlumlara çok dua ediyordu.
OĞLU, BABASININ 30 KÜSÜR YIL ÖNCEKİ HATIRASINI PAYLAŞTI:
Avrupa’da sürgün hayatı yaşayan KHK’lı oğlu ise babasının şu hatırasını paylaştı: “Söylenecek çok söz var belki ama ne diyeceğimi bilemiyorum. Babamın çok samimi bir mümin olduğuna inanıyorum. Şu an aklıma gelen bir olayı kısaca anlatayım. Eniştemizin, kız kardeşime talip olduğu zaman ben de damat adayımızı tanımadığım için babama “Baba ne düşünüyorsun?” diye sormuştum. Otuz küsür yıl önce söylediği şu söz hâlâ gün gibi aklımda ve kalbimde: “Oğlum, bir insan Hocaefendi şuraya git ve orada hizmet et diyor ve bu insan da hiç tereddüt etmeden gidiyorsa, daha neyi düşüneceğim” İşte bu söz benim için tarihi bir sözdü.”
KAYINPEDERİM, HOCAEFENDİ’NİN YILLAR ÖNCE SÖYLEDİĞİ MÜJDEYE NAİL OLDU:
Bu arada damadı Mustafa Erdil, bundan 30 yıl önce Fethullah Gülen Hocaefendi’nin, Orta Asya’ya gönderirken, şu cümleyi kullandığın söyleyerek; “Gidin fakat bir daha geri dönmeyin. Oralarda şehadete ulaşın ve kabriniz orada kalsın. Mezarlarınız gittiğiniz yerlerde gelecek nesillere Yâd-ı Cemil olsun. Onun için kayınpederim de bu müjdeye nail oldu, diye düşünüyorum. Ruhunun ufkuna bu hicret diyarı Avustralya’da ulaştı ve gelecek nesillere Yâdı Cemil olur inşallah. Zaten son cümlesi de; ‘Rabbim, bizleri de muhacirlerden eylesin.’ oldu.
ZAMAN-Avustralya