Her bel ağrısı fıtık değildir!

Her bel ağrısı fıtık değildir!

ADANA (CİHAN)- Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Beyin Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derviş Mansuri Yılmaz, halk arasında bel fıtığı olarak bilinen şikayetlerin arttığına dikkat çekerek, her bel ağrısının fıtık olmadığını söyledi.

Bel ağrısının iş ve iş gücü kaybına neden olan önemli bir toplum sağlığı problemi olduğuna dikkati çeken Derviş Mansuri Yılmaz, baş ağrısından sonra en sık rastlanan ağrının bel ağrısı olduğunu ifade etti. Bel ağrısının en sık nedeninin bel omurgası, disk yapıları ve çevre bağların bozulması sonucu ortaya çıkan ağrı olduğuna vurgu yapan Yılmaz, bunun dışında bel bölgesinde gelişen enfeksiyonlar, romatizmal hastalıklar, omurga ve omurilik tümörlerin de bel ağrısına neden olabildiğine vurgu yaptı.

Görüntüleme yöntemlerinin gelişmesi ile elinde filmleri ile 'bel fıtığı oldum diye' hekimleri dolaşan hastaların ortaya çıktığına değinen Yılmaz, akut vasıftaki mekanik bel ağrılarının genellikle herhangi bir tedavi uygulanmasa da çoğunluğu yaklaşık 1-3 hafta içinde iyileşebildiğini, eğer bel ağrısı kronikleşirse o zaman kompleks bir sorun haline geldiğini söyledi.

Kronik bel ağrısının tedavisinde fizik tedavi rehabilitasyon, psikoterapi ve gerekirse cerrahi ile multidisipliner olarak yaklaşmak gerektiğine işaret eden Yılmaz, bel ağrısı şikayetleri olan hastaların küçük bir oranının bel fıtığı tanısı aldığını belirtti.

Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: "Modern yaşam ile birlikte görülme sıklığı artan bel fıtığının en önemli sebebi masa başı işlerin artması, aşırı kilo, hareketsiz bir yaşam, karın ve bel kaslarının zayıflığı. Ayrıca, sigara kullanımı, depresyon, esneme, hapşırma, dikkatsiz ve dengesiz bir şekilde eşya kaldırmak da risk faktörleri arasında sayılabilir."

Bel fıtığı hastalarının en önemli şikâyetinin ağrı olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bu ağrının karakteri, kalçadan başlayıp bacağa (siyatalji ve femoralji) doğru yayılmasıdır. Bununla birlikte, bel fıtığının şiddetine göre ayak altında, bacağın dış yüzünde, uyluk ön yüzünde, bacak arasında uyuşma, karıncalaşma, keçeleşme, ayakta ve bacakta kısmi veya tam güç kaybına bağlı yürürken ayağının takılması veya ayak bileğinin içe dönmesi, idrar kaçırma ve cinsel fonksiyon bozukluğu gibi şikayetlerde olabilir." şeklinde konuştu.

Bu hastalıktan korunmanın en önemli yolunun karın ve bel kaslarını güçlendirici egzersizler yapmak olduğunu aktaran Yılmaz, uzunca süre oturmama, bir noktada ayakta durmama, beli zorlayacak şekilde dengesiz ve dikkatsizce eşya kaldırmamanın da önemli olduğunu belitti.
CİHAN
<< Önceki Haber Her bel ağrısı fıtık değildir! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER