Uluslararası Af Örgütü (Amnesty) Türkiye Kampanyacısı Milena Buyum'un, Netflix, TikTok, Google, Linkedin, YouTube ve Facebook'un Türkiye'deki sosyal medyaya ciddi kısıtlamalar getiren ve "sansür kanunu" diye eleştirilen kanuna uygun şekilde temsilci atama kararı almasını eleştirdi.
Amnesty'den yapılan açıklamada, “Facebook’un yanı sıra Google’ın, Youtube’un ve diğerlerinin kararı, bu şirketleri devlet sansürünün bir aracı hâline getirme tehlikesi taşıyor. Bu şirketler bize ve Türkiye’deki kullanıcılarına bu durumu engellemek için hangi somut adımları atacaklarını açıklamak zorundalar.” dedi.
"VERİLERİ AKP HÜKÛMETİNE TESLİM ETMEYİN" ÇAĞRISI
Article 19 Avrupa ve Orta Asya Program Direktörü Sarah Clarke ise şunları ifade etti: “Sosyal medya şirketlerine, Türkiye’nin online içeriklere getirdiği sansüre katkı sunmama ve kişisel verileri Türkiye yetkililerine teslim ederek kullanıcılarını keyfi gözaltı ve yargılanma riski altına sokmama çağrısı yapıyoruz.”
Clarke, “Türkiye’de yer edinen Facebook ve diğer teknoloji şirketleri, hiç kuşkusuz ki yetkililerin baskılarıyla karşı karşıya kalacakları ve bağımsız yargının olmaması göz önünde bulundurulduğunda, ifade özgürlüğü hakkına saygı göstermek için hangi spesifik adımları atacaklarını derhal açıklamalıdır.” dedi.
Şirketlerin insan haklarına saygı göstermekle ve insan hakları ihlallerinde suç ortağı olmamak için etkin adımlar atmakla mükellef olduğunu belirten Clarke, "İnsan hakları ihlallerine sebep olduğu veya ihlalleri körüklediği tespit edilen her türlü etkinliği durdurmakla ve sebep oldukları veya sorumluluk taşıdıkları tüm zararlara karşılık onarım sağlamakla yükümlüdür." tespitinde bulundu.
TEMSİLCİ BULUNDURMA MECBURİYETİNİN BİR ADIM SONRASI NE?
Günde 1 milyondan fazla kez erişilen sosyal medya platformlarına Türkiye’de temsilci bulundurma mecburiyetine uymadıkları taktirde uygulanacak reklam yasağı bugün başlıyor. Yasak, herkesin bu platformlarda reklam vermesini engelleyerek yüksek kâr kaybına sebep olacak.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile müttefiki Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) 2020 yılı haziran ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden (TBMM) geçirdiği kanun hükûmete sosyal medya platformları fiilen kapatacak yetkiler tanıyor.