Eleştirince hemen; “Hepimiz aynı gemideyiz!” Nedense bu laf hep gemi su alırken söylenir. Kaptanın seyir defterine kaydedilir. Normalde pek de umurunda değildir. Önümüzde koskoca buzdağı, bütün krediyi betona harca… Onca uyarıya rağmen dümeni kırma… Haliyle gemi bodoslama girsin buzdağına… Sonra da “Halkımız var! Peki, gemi personeline ne demeli? Devlet dairelerine, kamuya, belediyelere eş, dost, tanıdığı işe alırken, madenleri, arazileri, ihaleleri peşkeş çekerken “Batıracaksınız” diyenler hep vatan haini…
Millet pazara gidemiyor, faturalarını ödeyemiyor, borçlarını döndüremiyor. Geminin altında zincire vurulmuş kürek çekiyor. Geminin sefasını sürenler zaten belli… Kürek mahkumu gerisi… Böyle yönetilmeyi de kendi istedi! Memleketi yerken aynı gemide değil miydik? Biz sonradan mı geldik? Adam ihale kapıyor, parasını nakit alıyor. Sel oluyor. Yapılan yollar ve 8 köprü yıkılıyor! Kimse de bir şey demiyor. Adamlar yol yaptı, köprü yaptı ama ilk selde yıkıldı! Şimdi elimizde ne kaldı?