Görüşmeye katılan avukatların aktardığı bilgiye göre, Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nden Kayseri’ye sevk edilen Mızraklı, Nazlıer ve Yılmaz, hücrelere bölünmüş bir ring aracıyla ayrı ayrı hücrelere konulup, birbirleriyle iletişimi koparılarak sevk edildi.
10 saat süren yol boyunca kelepçeleri de açılmadı. Molasız yapılan sevk sırasında, ring aracının bölünmüş dar hücreleri nedeniyle belediye eş başkanlarının hareket etmekte zorlandığı, özellikle uzun boyu nedeniyle Rojda Nazlıer’in hücreye sığmakta güçlük çektiği aktarıldı. Belediye eş başkanlarının dar ring aracı hücrelerinde vücutlarına giren kramplar nedeniyle zor bir yolculuk yaptığı aktarıldı.
‘DÜŞMAN HUKUKU UYGULANIYOR’
Birgün’de yer alan habere göre avukatlar, görüştükleri Mızraklı, Nazlıer ve Yılmaz’ın bu zorlu yolculuğa rağmen morallerinin yerinde olduğunu ifade etti.
Kendisiyle yapılan görüşmede Mızraklı, avukatlara şunları söyledi: “Bize düşman hukuku uygulanıyor. Bizi görevden alma gerekçesi ne ise sevk edilme gerekçemiz de aynıdır. Bizi nereye götürdüklerinden haberimiz yoktu. Geldiğimiz cezaevinde nereye getirildiğimizi öğrendik. Uygulanan düşman hukukudur. Dışarıda halkımızın, arkadaşlarımızın direnişi bizim durumumuzu belirler yoksa hukuktan bir beklentimiz yok. Ailelerimiz de cezalandırılıyor, bu şekilde ulaşımı olmayan bir yere getirilmemiz düşman hukukunun uygulandığının göstergesidir.”
Keziban Yılmaz’ın ise, görüştüğü avukatlara “Bir daha böylesi bir sevk işlemi gerçekleşir, kelepçeli götürülme durumu olursa mahkemelere çıkmayacağız” dediği aktarıldı.