HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Ankara'daki terör saldırısında hayatını kaybeden Dilce Deli'nin ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Delilin en büyüğünün Diyarbakır'daki bombalama olayının olduğunu söyleyen Yüksekdağ, "İpin koptuğu nokta Diyarbakır bombalaması. Bu bombalama konusunda. Eğer Diyarbakır bombalaması sağlıklı bir biçimde araştırılabilseydi, Adıyaman, dokumacılar grubu ve çay ocağı çevresinde oluşan örgütlenme yapısına doğru bir biçimde müdahale edilebilseydi, bugün sayın Başbakan'ın 22-30 arası dediği bombacı diye tarif ettiği yapıya ulaşmak çok daha mümkün olacaktı. Hani delil yok diyorlardı ya Başbakan 'delil olmadığı için biz herhangi bir şekilde tutuklama yapamayız' diyordu ya delilin en büyüğü ve geçerlisi aslında Diyarbakır bombalamasında açığa çıkan bilgilerdi."dedi.
Yüksakdağ, Zeytinburnu Merkezefendi Parkı'ndaki alanda Ankara'daki terör saldırısında hayatını kaybeden Dilce Deli'nin ailesine taziyelerini ilettikten sonra basın mensuplarının sorularını cevapladı. Canlı bombalardan birinin tespit edilmesine yönelik soruyu cevaplayan Yüksekdağ, "Bizde basın kanalıyla duyduk bunu. O yönde şüpheler vardı. Diyarbakır bombacısının abisi olduğu yönünde şüpheler vardı. Ama bu şüphelerin hiçbirisi sağlıklı bir biçimde araştırılmadı, soruşturulmadı. İpin koptuğu nokta Diyarbakır bombalaması. Bu bombalama konusunda. Eğer Diyarbakır bombalaması sağlıklı bir biçimde araştırılabilseydi Adıyaman, dokumacılar grubu ve çay ocağı çevresinde oluşan örgütlenme yapısına doğru bir biçimde müdahale edilebilseydi bugün sayın Başbakan'ın 22-30 arası dediği bombacı diye tarif ettiği yapıya ulaşmak çok daha mümkün olacaktı. Hani delil yok diyorlardı ya Başbakan delil olmadığı için biz herhangi bir şekilde tutuklama yapamayız. Diyordu ya delilin en büyüğü ve geçerlisi aslında Diyarbakır bombalamasında açığa çıkan bilgilerdi. Orada açığa çıkan bilgiler Diyarbakır bombacısının abisinin içinde olduğu bir yapının, bir grubun bundan sonraki dönemde canlı bomba olmak üzere devrede olduğunu gösteriyordu. Ama o bilgilerin üzerine gidilmedi soruşturulup araştırılmadı. Soruşturulup araştırılmasının ötesinde tedbir alınmadı, müdahale edilmedi. Operasyon yapılması gerekiyordu." şeklinde konuştu.
GÖZALTI VE TUTUKLAMALARIN DEVAMI GETİRİLMEDİ
Suruç bombalamasının ardından gözaltı ve tutuklamaların devamının getirilmediğini belirten Yüksekdağ, "Suruç bombalamasının arkasından yapılan operasyon sonucu Ebu Hanzala adında bilinen bir şüpheli bir ay mı iki ay mı tutuklu kalıp salıverildi. Neden salıverildiğini de bilmiyoruz. Yine delil yetersizliğinden olabilir çok büyük bir ihtimalle. Bu süreç içerinde Suruç bombalamasının ardından yapılan gözaltı ve tutuklamalarda devamı getirilmedi. Gözaltına alınanlar tutuklananlar serbest bırakıldı. Bu süreçte bu yapı adeta korundu, kollandı. Kimler tarafından korunup kollandığını bunun arkasında kimin olduğunu da siyasi iktidar hükümetin açığa çıkarması gerekiyor. Eğer hükümet sorumlu değilse doğrudan devlet içerisinde bu yapıyı koruyan, kollayan, gözaltı yapmayan, operasyon yapmayan, tutuklamayan, önlemeyen yapının kimlerden müteşekkil olduğunu açığa çıkartmak zorunda." ifadelerini kullandı.
ŞAŞIRTICI OLAN HÜKÜMETİN, DEVLETİN NİYE BİR TEDBİR ALMADIĞI
"Doğrusu sadece Diyarbakır bombacısının abisiyle sınırlı bir yapıdan bahsetmiyoruz. Bu sorunu daraltmak olur." diyen Yüksekdağ konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çok daha geniş bir alanda IŞİD Türkiye'de örgütlendi, örgütleniyor. Canlı bomba ve örgütlenme alanında kaç kişinin olduğunu bilmiyoruz. Ama bildiğimiz tahmin ettiğimiz bir şey var. Bu MİT tarafından biliniyor, istihbarat tarafından biliniyor. Bize gelen bilgilerde bu yönlü. MİT'in bilgisi dahilinde hatta birçok yerde onayı dahilinde çalışma yapıyor bu yapılar. IŞİD militanları bunlar başka birileri değil. O nedenle sadece Adıyamanla sınırlandırılması sadece çay ocağı etrafında sınırlandırılması da sorunu darlaştırır, çapını daraltır. Ama tabiki olasılıklar arasındaydı. Çok şaşırmadık doğrusu. Şaşırtıcı olan bütün kamuoyunun tahmin ettiği beklediği bu olasılık karşısında hükümetin, devletin, kolluk güçlerinin niye bir tedbir almadığı. Niye önleyici gerekli müdahaleleri geliştirmediğidir"
CİHAN