HDP Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na dilekçe vererek, TBMM bünyesinde Kürtçe (Kurmancca, Zazaca) kursların açılmasını talep etti.
Dilekçesinde UNESCO verilerine göre Türkçe, Kürtçe, Lazca, Çerkezce, Pomakça, Abhazca, Romanca, Arapça başta olmak üzere 40'a yakın dilin konuşulduğu Türkiye'nin somut olmayan kültürel miras açısından zengin bir ülke olduğuna dikkat çeken Yıldırım, UNESCO tarafından yapılan çalışmaların; 3 dilin tamamen kaybolduğunu, 15 dil ve lehçenin de kaybolma tehlikesi altında olduğunu ortaya koyarak kültürel mirasın tehdit altında olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı.
Bu sebeple Türkiye'de kültürel mirasın korunması ve geliştirilmesi amacıyla anayasal ve yasal düzenlemelerin yanında çok dilliliğe ilişkin toplumsal bir dayanışma ve farkındalık bilincinin geliştirilmesinin önem arz ettiğini anlatan Yıldırım, şöyle devam etti: "Türkiye'nin her köşesinden seçilen milletvekillerini bir araya getiren Türkiye Büyük Millet Meclisi kültürel çeşitliliğimizi ve çok dilliliğimizi tek çatı altında buluşturabilmeyi başaran bir alandır. Dolayısıyla TBMM, Türkiye'de yaşayan tüm halkları temsil ederek onların taleplerini yerine getirip onlar adına yasama faaliyeti yürütmektedir. Aynı şekilde TBMM çatısı altında bir araya gelen milletvekilleri de seçim bölgelerinin tarihini, doğasını, kültürünü, dilini, ekolojisini vb. değerlerine sahip çıkmakla yükümlüdürler. Özellikle ülkemizde normalleşmenin sağlanması ve birlik ruhunun gelişmesi amacıyla TBMM, farklı dillerde kamusal hizmet verebilme kapasitesini göstererek halklar arasında dayanışmaya vesile olabilir.
Bu bağlamda; TBMM'de vatandaşlarımızın daha nitelikli hizmet alması ve aidiyet ruhunun gelişmesi amacıyla Ortadoğu'da en çok konuşulan dördüncü, ülkemizde ise Türkçeden sonra ikinci dil olan Kürtçe'den başlayarak bu coğrafyanın kadim dillerine TBMM çatısı altında yer verilmelidir. Milletvekillerinin kürsüde ifade ettiği her Kürtçe kelimenin TBMM tutanaklarına 'bilinmeyen dil' olarak yazılması ya da X ile işaretlenmesinin toplumsal birliğimize yansıması olumsuz olmaktadır. Oysa birden çok dilin resmi dil olarak kabul edildiği İsviçre, Belçika, Kanada vb. birçok ülkede kamusal hizmet çok dilli olarak verilmektedir. Bu anlamda ülkemizin de bünyesinde Türk, Kürt, Laz, Çerkez vd. halkları kendi kimlikleri ve bölgesel adlarıyla bir araya getiren Kurucu Meclisi'mizin 1920 ruhunu tekrar yakalaması gerekmektedir.
Bugün TBMM dahil olmak üzere tüm kamu kurumlarında halkımız çokdilli kamusal hizmet talep etmektedirler. Hali hazırda bu süreci başlatmış olan Türkiye 2012 yılında yüzlerce öğrenciye, kamuda istihdam edilmek üzere lisans ve lisans üstü eğitim vermiştir. Bu sürecin geliştirilmesi, hayata geçirilmesi, içinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte barış ortamının sağlanmasına büyük bir katkı sağlayacaktır. Bu anlamda ilk adım olarak TBMM çatısı altında milletvekilleri, hizmet elemanları ve parlamento muhabirlerine yönelik Kürtçe'den (Kurmancca, Zazaca) başlayarak 6253 sayılı TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanunu'nun 9. Maddesi kapsamında kurslar açılmalıdır.
TBMM bünyesinde, kısaca belirttiğim nedenlere istinaden, Kürtçe (Kurmancca, Zazaca) kursların açılmasını talep ettiğimi; bu kursların planlanmasında, materyal ve içeriklerinin oluşturulmasında ve kursların verilmesinde aktif bir şekilde görev ve sorumluluk almak istediğimi saygılarımla arz ederim." CİHAN