HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Ankara'nın 'YPG'nin Fırat'ın batısına geçişi kırmızı çizgimizdir' dediğini hatırlatarak, "Dün bu kadar acı, üzüntü arasında büyük bir müjde aldık. Tişrin özgürleştirildi. YPG'nin öncülüğündeki Demokratik Suriye Güçleri, (QSD) Fırat'ın batısına geçti. Ankara'ya duyurulur. Kırmızı çizgiyi aştık, Fırat'ın batısına geçtik." dedi.
HDP Adana İl Örgütü tarafından düzenlenen istişare programında konuşan Milletvekili Meral Danış Beştaş, Kürt hareketinin Ortadoğu'nun şekillenmesinde özellikle Rojava'da IŞİD barbarlığına, zulmüne karşı halkların birlikte yaşamına, eşit ve özgür birlikteliğini esas alan bir güç olarak büyük bir direnişe imza atmaya devam ettiğini savundu. Türkiye'nin ise Kürtlerin Rojava'da, Kobani'de, Afrin'de, Tişrin'de, Cezire'de elde ettiği kazanımları tümüyle yok etmek üzerine bir dış politika güttüğünü ileri süren Beştaş, "Türk dış politikasının ise tek bir gayesi var, ne Türkiye'de ne de Rojava'da Kürtlerin kendi hak ve özgürlüklerini alma noktasında bir adım ileri gidememesidir. Bu dış politikanın iflas ettiği ve daha da derinden sarsılacağı bugünlerde Fırat'ın batısına geçişle zaten artık herkes biliyor, herkes duyuyor." ifadelerini kullandı.
Ankara'nın 'YPG'nin Fırat'ın batısına geçişi kırmızı çizgimizdir' dediğini hatırlatan Beştaş, "Dün bu kadar acı, üzüntü arasında büyük bir müjde aldık. Tişrin özgürleştirildi. YPG'nin öncülüğündeki Demokratik Suriye Güçleri, (QSD) Fırat'ın batısına geçti. Ankara'ya duyurulur. Kırmızı çizgiyi aştık, Fırat'ın batısına geçtik." diye konuştu.
'MİRAY BEBEĞİ KENDİLERİ ÖLDÜRDÜ'
Konuşmasında dün Cizre'de çatışmalarda hayatını kaybeden Miray bebeğe de yer veren Beştaş, iktidar medyasının Güneydoğu'daki her ölümü örgüte ihale ettiğini iddia etti. Bebeğin ve dedesinin ölümüne ilişkin ellerinde görüntülerin olduğunu iddia eden Beştaş, şunları kaydetti: "Ama anında AA, TRT ya da kendi emir ve talimatları altındaki basın yayın kuruluşları 3-5 dakika sonra orada yaşanan vahşeti başka bir dille kamuoyuna, Türkiye'nin batısına servis ediyorlar. Miray bebek son örnekti. İnerken keskin nişancılar tarafından öldürülüyor. Aslında yaralı ve arıyorlar emniyeti, 155'i. 'Beyaz bayraklarla inin, sizin geçişinize izin vereceğiz, bebeği götürmenize.' deniyor. Babaannesi ve dedesi bebeği kucağına alıyor fakat yolda giderken keskin nişancılar taramaya devam ediyor. Dedesi de yaşamını yitirdi, bebek de yolda ikinci kurşunla yaşamını yitirdi. Ninesi de burada Aşkın Tüfekçi Hastanesi'nde yatıyor. Bunu bile şöyle servis ettiler; 'Terör örgütü bebek ve dedesini öldürdü' diye manşetten anında servis ettiler. Bu kadar da utanmazlar, bu kadar da ahlaksızlar. Gerçekten orada sivilleri, her gün, her an katletmeye devam ediyorlar, ne bebek dinliyorlar, ne yaşlı dinliyorlar, ne kadın dinliyorlar, ne genç dinliyorlar. Cenazeleri defnetmemize izin verilmiyor, Taybet İnan'ın cenazesi bir hafta sokağında kaldı, asla izin verilmedi ve en son büyük girişimler sonucunda zar zor eve götürülebildi. Defne izin verilmeyen bir ortamda büyük savaş suçlarının, büyük insanlık suçlarının işlendiğini bir kez daha ifade etmek istiyoruz."
'BİZİ HAİN İLAN EDENLER, PUTİN İLE TELEFONDA GÖRÜŞMEK İÇİN İNANILMAZ HAMLELER YAPTILAR'
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Rusya ziyaretinin eleştirilmesine de tepki gösteren Beştaş, "Bugün, eş genel başkanımızın ve heyetimizin Rusya'ya yaptığı ziyaret etrafında kıyamet koparanlar, bizi hain ilan edenler, Putin ile bir telefon görüşmesi yapmak için, Lavrov ile koridorda karşılaşmak için inanılmaz hamleler yaptılar ama kendileri görüşemediler ya, bizim görüşmemize de tahammül edemiyorlar." şeklinde konuştu.
Konuşmasında 'Türkiye'nin IŞID'e destek verdiğini' asla unutmayacaklarını savunan Beştaş, Türkiye'nin IŞID'e verdiği destekle ilgili yüzlerce belge ve delil olduğunu ileri sürdü. Güneydoğu'da çatışmaların yaşandığı bölgelerde duvarlara yazılan 'Esedullah Timi' denen bir yapının devrede olduğunu anlatan Beştaş, bunların Türkçe ya da Kürtçe değil, Arapça konuştuklarını dile getirdi. Bu kişileri polisin bile tanımadığını vurgulayan Beştaş, bunların Rojava ve Kobani'de IŞID'in yürüttüğü zulümle bağlantılı olduğunu söyledi.
AK Parti iktidarının şu an fiilen darbe hukukunu aşan bir rejimle ülkeyi yönettiğini ileri süren Beştaş, "Öz yönetim iradesinin kesinlikle kabul edilmesi gerektiği ve halkın kendini yönetme hakkı olduğunu her zaman söyledik. Bunu devlet kabul edecek. Bu, Birleşmiş Milletler belgelerinde bile ulusların ulusların kendi kaderini tayin hakkı vardır. Buna, birçok ülkede buna referans verilerek yaşama geçirilmiştir." dedi.
HDP'SİZ BİR ANAYASA YAPAMAZLAR
Hükümetin yeni anayasa çerçevesinde HDP'ye yapacağı ziyaretin iptaline de değinen Beştaş, şu ifadeleri kullandı: "Baskı ve zorla aldıkları oya güvenerek insanları kendilerine mecbur ettiklerini düşünerek bir anayasa tartışıyorlar. İşte bize yapılan ziyarette anayasayı tartışmak üzerineydi. Eş başkanlarımızın, heyetimizin Rusya'ya gidişinden ve açıklamamızdan sonra bizimle konuşacak şeyleri yokmuş. Valla gelseler de aynı şeyi söyleyecektik, bizim demokratik bir anayasa için önce özgürlük ortamı lazım, önce insanların anayasayı bir tartışabilmesi lazım, önce şu cezaevlerindeki düşünce suçlularının, siyasi suçlularının serbest kalması lazım, şu katliam politikasının bitmesi lazım, özyönetim iradesinin anayasaya yansıması lazım. Biz bu düşüncemizi gelseler de gelmeseler de söylemeye devam edeceğiz. Ama şunu unutmasınlar ki HDP'siz bir anayasa yapamazlar." CİHAN