Halkların Demokratik Partisi (HDP) Artvin milletvekili adayı Recep Demirci "1 Kasım seçimleri savaş isteyenlerle, barış isteyenlerin seçimi olacaktır." dedi.
HDP Artvin milletvekili adayı Recep Demirci ve HDP Artvin İl Eş başkanı Yılmaz Topaloğlu Hopa'da Rengin Cafe'de basın mensupları ile kahvaltıda bir araya gelerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. HDP Artvin milletvekili adayı Recep Demirci kahvaltı sonrası yaptığı açıklamada Türkiye ve Artvin gündemini değerlendirerek HDP'nin 'inadına barış' söylemi etrafında kenetlendiğini açıkladı.
Recep Demirci, 1 Kasım seçimlerinin savaş isteyenlerle, barış isteyenlerin seçimi olacağını söyleyerek "7 Haziran Milletvekili Genel seçimlerinde Türkiye halklarının bir blok oluşturarak, büyük insanlık dileğini seçim sonuçları itibariyle Meclis'e taşıdığını söyledi. 7 Haziran'da sandıktan sonucu hazmedemeyen AK Parti'nin koltuğu kimseyle paylaşmak istememesi sonrası ülkeyi yeniden bir kaos ortamına sokarak kan ve savaş üzerinden yeni bir politikayı uygulamaya soktuğunu savunan Demirci "1 Kasımda kan üzerinden seçim kazanmak istiyorlar." dedi.
Demirci açıklamalarına şöyle devam etti: "Kim ki bu katliamlara sessiz kalmıştır, işte o bu katliamların sorumlusudur. 7 Haziran'da Türkiye halklarının iradesinin ortaya çıkarak kimseye tek başına iktidar yolu açmamıştır. AKP-CHP koalisyon zemini oluşmuş ama saray 17-25 Aralık dosyalarının açığa çıkmasından korktuğu için koalisyonu da kurdurmamıştır. 7 Haziran seçim sonuçları ardından hükümet kurulamaması ile ülkenin yeni bir kaos sürecine Akçakale'de 2 polis memurunun evlerinde öldürülmesi ile girildi. Hemen ardından konan yayın yasağı nedeniyle bu 2 polis memurunun öldürülmesi olayı karanlıkta kalmış ve AKP savaş politikasını devreye sokarak bugün yüzlerce insanın ölümüne giden yolu açmıştır.
Biz soruyoruz ne oldu da 7 Haziran'a kadar devam eden barış süreci, ne oldu da 7 Haziran'dan sonra savaş rüzgarlarının esmesine neden olmuştur. Her bombalama ve ölüm sonrası oylarımız artıyor mesajı verenler bunun cevabını vermek zorundadırlar.
Bu sürecin bir parçası olarak parti binalarımıza ülke genelinde 400 civarında planlı-programlı saldırı oldu. Hopa'da da saldırdılar. Saldırının olacağını biz biliyorduk. Cumhuriyet savcılığına konu ile ilgili müracaatımız olmuş, savcılığa 17.45'de müracaatımız vardır. Savcılık polise talimat vererek grubun tünelde durdurularak Hopa'ya girmelerinin engellenmesini talep ettiğini öğreniyoruz. Ancak polis hiçbir önlem almayarak il dışından gelen grubun 19.00'da parti binamıza saldırmasının yolunu açmıştır. Burada bizce güvenlik güçlerinin ciddi bir zafiyeti vardır. Görüştüğümüz kaymakam, vali yardımcısı ellerinde kamera görüntü kayıtları olmasına rağmen saldırganların kimliklerinin hala tespit edilmemesini endişe ile izliyoruz. Görüntülerde 3 tane kar maskeli adam var. Grubun içinden çıkıyorlar, parti binamıza molotof atıp ellerini kollarını sallayarak gidiyorlar.
Bunun Ankara'da yapılan katliamdan bir farkı yoktur. Bu bize verilen bir mesajdır. Biz asla barıştan, insanlıktan yana tavrımızdan vazgeçmeyeceğiz. Barış için bizi öldüreceklerse ölüm hoş geldi, sefa geldi." CİHAN