Maraş depremi sonrasında Hatay Cezaevi’nde yaşanan isyan skandalında, isyana katılmayan ve kadın tutukluları kurtaran siyasi mahpusların hem cezaevi personeli hem de adli mahkumlar tarafından darp edildiği ve fiziki işkenceye uğradığı ortaya çıktı.
Aktifhaber’de yer alan habere göre adli mahkumlar deprem sonrası zor durumda kalan yakınlarına yardım için salıverilme talep etti ancak red cevabı aldı. Bunun üzerine adli tutuklu ve mahkumlar içeride yangın çıkarıp isyan başlattı. Anahtarları da ele geçiren tutuklular, tüm koğuşları ateşe verdi.
Bu arada ceza infaz kurumu personeli dış kapıyı kilitleyerek cezaevinden çıktı. Tutuklu ve hükümlülere ise “Vatanını seven koğuşuna girsin, isyan etmesin.” anonsu yapıldı. 3 mahkumun öldüğü 12’sinin ise yaralandığı isyan iki güne yakın sürdü.
Siyasi mahkumların katılmadığı isyanda kadın koğuşundakilerin zarar görme ihtimali üzerine Gülen Hareketine yönelik soruşturmalara kapsamında tutuklu olanlar harekete geçti. Kadın mahkumlar önce boş bir koğuşa alındı. Ardından erkeklerin kaldığı koğuşun üst katı kadınlara tahsis edildi.
AİLELER VE YAKINLARI YAŞANANLARI DOĞRULADI
Sonrasında yaşananları, eşi bu cezaevinde tutuklu olan Bedia Yakışıklı sosyal medya hesabından duyurdu: “Eşim Ufuk Yakışıklı Hatay T Tipi Kapalı Cezaevi’nde çıkan isyanda dumandan ve yangından 4 koğuş arkadaşı ile birlikte kadınları kurtarıp kendi koğuşlarına getirmişler. Bir de çocuk varmış. Hemen su maskesi yapıp vermiş, sonrasında nizamiyeye gidip yardım istemiş. Askerler eşimi hiç dinlememişler. Ters kelepçe yapıp, soğukta gece boyu dövüp dışarda bırakmışlar. Hakaret etmişler. Sonrasında adlilerin arasına koymuşlar. Onlar da dövmüşler. (Muhtemelen isyana katılmadığı için) Bu bir insanlık suçu değil de nedir? Mahkumlar size emanet değil mi? Böyle mi koruyorsunuz siz?”
Bedia Yakışıklı’nan paylaşımlarına cevap veren bir takipçisi ise olayı doğruladı: “Benim baldızım Hatay Cezaevi’nde tutukluydu. ‘Bir abi bizi son anda kurtardı’ diye bugün ağlayarak yaşadıklarını bize anlattı. Allah abiden razı olsun. Rabbim yardımcıları olsun. Bizimkileri İzmir’e götürmüşler.”