Eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz ise “Tanımadığım insanlarla nasıl bir örgüt kurup casusluk yaparım? Telepatiyle mi haberleşiyoruz?” dedi.

Dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ofisi ve konutundan dinleme cihazı (böcek) bulunduğu iddiasıyla açılan davaya dün devam edildi. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı ve eski BİLGEM Başkanı Hasan Palaz’ın açıklamaları damga vurdu. Tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi’nden mahkemeye getirilen Palaz, hakkındaki iddiaların delil ve belgeden yoksun olduğunu söyledi. Tanımadığı insanlarla örgüt kurmakla suçlandığını belirten Palaz, “Suçlanan TÜBİTAK çalışanlarını da, polisleri de tanımıyorum. Mahkeme sürecinde tanıdım. Allah aşkına, ben tanımadığım insanlarla nasıl bir örgüt kurup casusluk yaparım? Telepati yaparak mı haberleşiyoruz? Ortada bir tane somut delil ve belge yok.” dedi. Tutuklanmasının tek gerekçesinin, MİT’in talebi doğrultusunda TÜBİTAK tarafından hazırlanan böcek raporu olduğunu kaydeden Palaz, “MİT bize dinleme cihazını gönderdi, biz de teknik olarak gerekli çalışmaları yaptık. Bu cihazın nerede bulunduğuna dair bile en ufak bilgimiz yoktu.” şeklinde konuştu.

Dünkü duruşmada, Romanya’da gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak cezaevine konulan Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Dairesi Teknik Büro Müdür Yardımcısı Sedat Zavar ile şubede görevli polis memuru İlker Usta da hazır bulundu. Kredi kartı ve banka hesabını kullanarak dinleme cihazı almakla suçlanan Sedat Zavar, “Kredi kartı kullanmam, hesabıma dinleme cihazı için para yatırıldığı da yalan. Gösterilen dekont sahte. Devlette, 500 TL’lik bir bilgisayar alımı için bile ciddi prosedürler uygulanırken, 37 bin 500 liralık dinleme cihazının bir polis tarafından alınması söz konusu olabilir mi?” diye sordu. Görev yaptığı dönemde Tayyip Erdoğan’ı korumak için canla başla mücadele ettiklerini dile getiren Zavar, “Şimdi casus olmakla suçlanıyoruz. Bunu anlayamıyorum.” ifadesini kullandı.

Sedat Zavar’ın avukatları ise dosyada tek bir somut bilgi ve belgenin dahi olmadığına dikkat çekti. Dava kapsamında şüpheden sanık oluşturulduğunu kaydeden avukatlar, “Birileri siyasi casusluk dediği için casusluk olmaz. Kime ve kimlere ne tür bilgi ve belgeler servis edildi? Delilleri karartacak bir durum söz konusu değil. Adli kontrol şartıyla tutuklu polislerin serbest bırakılmasını talep ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. Mahkeme de soruşturmanın genişletilmesi talebinin olmaması halinde esas hakkında mütalaa için dosyanın savcılığa gönderilmesine karar verdi. Dava, 1 Haziran 2015 tarihine ertelendi.