[Harun Tokak] O Ses Gülen’in Sesi

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Temmuz 16 2023
Samanyoluhaber.com yazarı Harun Tokak'ın Pazar yazısı :O Ses Gülen’in Sesi

HARUN TOKAK




Seher vakti balkon kapısını açıyorum.
Seherin sesleri geceyi uyandırmaya çalışıyor.
Kuşların cıvıltılarına, seher yelinin tatlı uğultularına, seherin bin bir türlü avazesine gözlerini açan gece, uykusunu alamamış yorgun bir insan gibi gözlerini ovuşturup yeniden yatağanına uzanıyor ve siyah yorganını üzerine çekiyor.
Lakin seherin sesleri onu uyandırmaya kararlı.
Çok geçmeden yeni bir günü müjdeleyen ezan sesiyle gece, bana bu seslerden rahat yok deyip pılısını pırtını toplayıp gidiyor.
Yerini aydınlık bir sabaha bırakıyor.
O an anlıyorum ki gök kubbenin altında en dokunaklı, en içli ve en etkili ses insan sesidir.
İnsanın kendi sesi…
Öyle ki her zaman hançereden çıkmaz, her zaman fonetik değildir ve en çok da o zaman ulaşır kendine ve diğerlerine.
O zaman sadâlaşır, o zaman gür ormanların uğultusu gibi sayhalaşır ve o zaman gök kubbede bâkîleşir.
Işte Bediüzzamanlar, Süleyman Hilmi Tunahanlar, Mehmet Zahit Kotkular, Necip Fazıllar ve daha niceleri; füsûnlu ışıklar gibi en karanlık gecelerin bağrından fışkıran bu aydınlık insanlar, akıp giden yıllar içinde yeniden doğuşun ihtişamlı destanını o sessiz çığlıkları ile yazdılar.
Sıradağlar gibi her zaman tipiye, borana meydan okuyan bu fecir süvarileri, sürekli karla-buzla savaşarak ve her mevsim meyve veriyor olmanın sırrını keşfederek, şartlar ne olursa olsun hep gül yetiştirerek ve gül türküleri söyleyerek bu dünyadan göçüp gittiler.
“Bütün yokluk mu her yer? 
Bâri bir ‘Yok!’ der sadâ yok mu?” feryadına karşı, gök kubbeye “Biz varız.” sadasını bırakarak gittiler. 
Nihayet söz sıras

Bu haberler de ilginizi çekebilir