Harun Tokak - Mahşerde Sizi Allah’a Şikâyet Edebilir miyim?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Temmuz 7 2024
Samanyoluhaber.com yazarlarından Harun Tokak, bu haftaki pazar yazısında Mehmet Ali Şengül ve hatıraları hakkında yazdı.
Gurbette bir yaz akşamında odamda oturuyorum. Günün son ışıkları penceremde parlıyor. Güneş, rengarenk güzelliğini ve ihtişamını gururla sergilemek istercesine kanatlarını açmış görkemli bir tavus gibi bütün renklerini ufka saçarak guruba hazırlanıyor.
Kuşlar, kızıl ufuklara doğru kanat çırpıyor.
Masamda çalışırken Süreyya Yayınları’nın sitesinde yeni çıkacak kitaplar arasında Mehmet Ali Şengül Hocamızın “Hatıralar Işığında Hayatım” kitabını görüyorum.
Kapakta bir çerçeve içinde üç yıl önce temmuz sıcaklarında aramızdan ayrılan Mehmet Ali Hocamızın fotoğrafı var.
Karanlık bir ormanın derinliklerinde yanan bir çift ışık gibi aydınlık gözleri çok derinlerden bakıyor.
Tolstoy, “Bir insan acı duyuyorsa canlıdır, başkalarının acısını duyuyorsa insandır.” diyor.
Mehmet Ali Hocamız gerçek bir “insan”dı.
Hizmet binasının ana kubbesini taşıyan en görkemli sütunlardan biriydi.
Yiğitti, yürekliydi, yürektendi, vefalı idi, hüzün insanı idi, sinesi güzeldi, siması güzeldi. Yüzü bir gül bahçesi, gözleri uçsuz bucaksız bir okyanustu.
Dünyada ayak basmadığı ülke kalmadı.
Hatıralarını baskıya göndermeden önce bir bak diye bana göndermişti.
Bir solukta okumuştum.
Hatıraların hepsi birbirinden değerli.
Bir gün bir zat yanına gelip özür diliyor.
 Daha önce hiç görmediği o zata, “Sizi tanımıyorum. Sizinle bir hak hukukumuz olmadı. Niçin özür diliyorsunuz?” diyor.
Adam, “Ben, görevim gereği olarak, sizi beş yıldır takip ediyorum,”diyor, “Bu beş yılda hangi partiye mensup olduğunuzu bile tespit edemedim. Ama ülkenin geleceği olan talebe ve gençlerle yakından ve çok samimi ilgilendiğinizi tespit ettim. Bir gün kar yağmıştı, hava oldukça soğuktu. Öğle namazını kılıp giden talebelerden biri çıplak ayakla çıktı camiden. Eliyle çamurlu ve ıslak çoraplarını sıkarak giymeye çalışıyordu. Siz sırtına elinizle dokunup bir şey söylediniz. Sesinizi duyamadım ama zannediyorum ‘Bekle burada.’ dediniz. Süratle oradan ayrıldınız. Biraz sonra elinizde bir çift çorap ve ayakkabı ile döndünüz. O

Bu haberler de ilginizi çekebilir