[Harun Tokak] Doğduğumuz Toprakları Bize Dar Ettiler

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazar, Aralık 18 2022
Samanyoluhaber.com yazarı Harun Tokak'ın Pazar yazısı: Doğduğumuz Toprakları Bize Dar Ettiler
[Harun Tokak] Doğduğumuz Toprakları Bize Dar Ettiler


HARUN TOKAK 

Düşler şehri Mekke’de rüyalar yollarla başlıyor, yollarla bitiyordu. 
Ardı arkası kesilmeyen horlanmalar, hakaretler, işkenceler, inanan insanları canından bezdirmişti. Bu topraklarda daha fazla kalırlarsa ya imanlarından ya da canlarından olacaklardı.  
Mekke’nin inananlar için ateş yurdu olduğu o günlerde İnsanlığın Efendisi, mazlum Müslümanlara; 
“Siz isterseniz yeryüzüne dağılın. Allah elbette sizleri bir araya getirecektir.” demişti.
Bedenleri ile birlikte yürekleri de yaralı müminler; 
“Nereye gidelim!” diye sorduklarında, “Habeşistan’a!” demişti. “Orada halkına zulmetmeyen adil bir hükümdar var.”
Arap kabileleri Müslümanları himaye edemezlerdi.
Artık yol belli, menzil belliydi…
Hazreti Ömer’in akrabası Leyla Hatunlar da toparlanıyordu. Ömer ibn Hattâb duydu ve onlara uğradı.
“Ey Abdullah’ın annesi! Demek yolculuk var, öyle mi?” dedi. Bu kadarı Leyla Hatun’a fazla geldi.
“Evet! Allah’a yemin olsun ki zulmünüz canımıza yetti! Çıkıp gidiyoruz işte!” 
Ömer ibn Hattâb, sadece inançları yüzünden müminlere yapılanlarla bir kere daha yüzleşti.
Koca Ömer, üzüntüsünden boş bir çuval gibi kapının eşiğine çöktü. Henüz daha Müslüman değildi ama vicdanı vardı. 
Kısık bir sesle,“Allah yardımcınız olsun!” diyebildi. 
Bir şafak vakti… 
Şehir derin uykudaydı. İlk, Hazreti Osman çıktı evinden. Yanında, Peygamberimizin rikkatli ve zarif kızı Rukiye de vardı. Her ikisi de yağmur yüklü bulutlar gibiydi.
Hazreti Hatice annemizin gözyaşları sel olup aktı. İncelerden ince kızına sarıldı, gözlerinin i

Bu haberler de ilginizi çekebilir