Hangi kıdemli Türk diplomat 'ben de terörist ve darbeciyim!' dedi?

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Cumartesi, Haziran 17 2017
Gazeteci Yavuz Baydar haksız/hukuksuz tutuklamaları ve bunun yanında AKP'li diplomatların pişkinliğini yazdı
Bir sistem baştan aşağı çürümüşse, asgari vicdan sahibi ondan uzak durmayı bilmelidir. Çürümüş bir sistemin savunulacak hiçbir yanı yoktur.
 
Her şeyin artık zıvanadan çıktığı anlaşılıyor mu?

Umarım anlaşılıyor.

Bir şahsın mutlak iktidar kurma hezeyanını kendine avanta ve ikbal için yontan bir çete ülkede her şeyi ele geçirdi mi?

Kuru yaş, kadın çoluk çocuk demeden kim kendilerine ters geliyorsa 'temizleme', ezip tepeleme, kodese tıkma, hayatlarını karartma, çocuklarımızın geleceğini yok etme amacıyla ellerinden geleni artlarına koymuyorlar mı?

Adalet ve hukuk düzenini imha ettiler mi?

Etmeseler, bir tereddüt ve sabır timsali olarak temayüz eden ana muhalefet partisinin lideri neden elinde 'adalet' yazılı pankartla yollara düşsün?

Ettiler, hem de nasıl.

Mahkemeler 'şaklabanlığın ciddiyeti' şeklinde tezahür etmekte artık.

Enis'i de 25 yıl hapisle içeri aldılar.

Almaları mukadderdi, çünkü formatladıkları yol haritası inkar ve yalan üzerine bir faşizm nizamı kurmak.

Bunun önünde en büyük engel bu memlekette kökü bir türlü kurutulamayan dürüst gazeteciler. Siyasi eğilimi veya meşrebi ne olursa olsun, bunlar her zaman var oldu ve çetin ceviz çıktılar.

Bu Pazartesi o davalardan biri daha başlıyor.

Hani şu 'sübliminal' davası var ya, işte aynen o.



Ahmet ve Mehmet Altan ile Nazlı Ilıcak, bilmem kaç ay tutuklu kaldıktan sonra "Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Anayasal düze

Bu haberler de ilginizi çekebilir