KADİR GÜRCAN
Herkes gibi, ismimin olmadığını bile bile “Türkiye'nin vergi rekortmenleri” listesine nazar-ı aşina etmeden duramadım. Olur da sorulursa, 2024'ün ilk günlerinde yerli zenginlerimizden haberdar olma gibi gereksiz bilgiçlikten geri kalmayalım. Ayrıca new year resolution, yeni yılda yapacaklarımız listesine nihai halini vermemiştik. İsabet oldu.
Değişik medya organları tarafından haberleştirilen bu tür bilgilerin ciddi bir özgül ağırlığı var. İtibarlı finans kurumlarından kredi ve uzun vadeli borç almakta bu listeler önemli rol oynuyor. Forbes'in sık sık yayınladığı “Dünya Zenginleri” sıralamasındaki ilk üçün değişmesi ekonomik tahmin ve öngörülerin şekillenmesine yön veriyor. Eski ABD Başkanı Trump, son yayınlanan listelere giremediği için ağzına geleni söyledi. Dergi, ticari yolsuzlukları yüzünden o mahkeme senin bu savcı benim dolaşan Trump'ın piyasa değerine itibar etmiyor. Trump'ı tanıyanlar “Adamın bir saçlarına bir de kendince var zannettiği malvarlığına söz etmeyin! Çileden çıkıyor” diye uyarıyorlar.
Alışageldimiz üzere zengin ve şöhretler kadrosuna yeni yüzlerin girmesi sevindirici. Geçtiğimiz yaz açık hava konserleri ile ortalığı sallayan Taylor Swift'in yılın en başarılı sanatçılar listesine girmesi kimseyi şaşırtmadı. Kazandığı yüksek rakamlar da birçok devletin yıllık bütçesi kadar. Bununla birlikte iktidar, Saray ve Paşababalar'a sırtını dayayıp listeye girmek şaibeli dikey sıçrama kabul ediliyor. Hani o “Babanın fakir olması senin suçun değil, ancak Paşababa'nı seçerken dikkatli ol!” meşhur deyişin muhatabı sınıf.
Geçtiğimiz hafta kısa süreli bir kalp spazmı olarak atlattığımız Suud merkezli krizden sonra First Family'de gördüğümüz siyasi hareketlilik dikkatimizden kaçmadı. Büyük Damat'ın Filistin Mitingi çağrısı, IQ'sü tartışmalı First Son ve hafta ortası itibariyle vergi rekortmenleri sıralamasında ilk sıraya Küçük Damat'ın yerleşmesi rastlantı olasılığını gözyaşları içinde bırakacak kadar nokta hedefli.
Kalabalığın büyüsüne kapılıp “Filistin'e sessiz kalan sermaye sahipleri bunun hesabını verir!” tehdidi ile sermaye patronlarına aba altından sopa gösteren First Son, vergi rekortmenleri arasında zikredilen Küçük Enişteyi'de hedef almış olabilir mi? Bir tarafta Büyük Damat ve First Son diğer tarafta zengin, gözde ve favori Küçük Damat ile Paşababa cephesi gibi bir ayrışma dikkat çekiyor. Ekonomiyi kendine benzeten Büyük Damat'ın Ağrı Eleşkirt için bile belediye başkanlığından söz edilmedi. O alınmasın da biz mi alınalım? O da bütün kalpazanların sığındığı son kale, vatan-millet tacirliğinden medet umuyor olabilir. First Son ile omuz omuza verip çapraz ateşi başlatmış olma ihtimali pek uzak değil. İyi ama Paşababa'nın gönlünde yatan aslan belli. İBB'ye ya Küçük Damat aday olacak ya da kendisi! İş o kadar ciddi.
Ülkedeki ekonomik sorunun kaynak sıkıntısı değil tamamıyla idari bir sorun olduğunu ifade edip “Diktatörler işte böyle yapar!” denilince iktidar ve medya beslemelerinin nasıl höykürdüğünü görüyorsunuz. Ülke gelirlerinden nasibini arslan payı ölçüsünde tutanlar Saray'a yakın insanlar ve bu bilinen dikta rejim reflekslerinden. Bunun ismi Crony Capitalism; Putin'in Rusya'sı ve Hindistan ve Türkiye'nin şimdiki hali bu. Ülke nüfusunun yüzde sekseni açlık sınırı altında yaşayan ülkelerin despot liderleri ya F-16 almak için ABD'nin kapısında bekliyor ya da Ay'a sert iniş yapmak için damatlara yatırım yapıyor. Croniysm ve Nephatism'den üretilen karışım, yaşı geçen diktatörler için ölümsüzlük şurubu ya da Padişah Macunu kadar hayati.
Bir yıldır görüşülen maaş zammı krizinin çözülme şansı olmadığını herkes biliyor. Saray ve taraflar arasında yapılan pazarlık tam bir bitpazarı hafifliğinde. “Siz şu kadar verin ben üstünü tamamlarım. Eksiği Saray tamalayacak! Ölümü gör, bundan aşağısı kurtarmaz!” basitlikleri geçtiğimiz yılın ekonomik tartışmaları arasındaydı. Zamlar hakkında tahmin yürüten Saray yalakaları işçi, memur ve emekli maaşlarının beytü'l-mal'dan dağıtılan ulufe olduğuna halkı inandırmak için ter döküyorlar. Tahminleri doğru çıkınca da çocuklar gibi ne de çok seviniyorlar.
Geçtiğimiz haftanın ekonomiye ait önemli haberlerinden biri de Merkez Bankası Başkanı'ndan geldi. Durum gizlenemeyecek kadar kötü olmalı ki MB rezervlerinin sekiz milyar civarında eridiğini biz bile duyduk. Başkan Hanımefendi Saray muhitinde biraz acemi, biraz iğreti ve biraz da mahcup olduğu için erimenin sebepleri hakkında pek bir şey diyemiyor. Eğer Saray'ı biraz sallayabilme cesareti olsaydı, kaybettiği sekiz milyarın izine rastlayabilirdi.
Büyük Damat ve First Son'ın öncülük ettikleri mitingin rüzgarı ikindi sonrasında son buldu. İkili'nin yediği Ocak soğuğu yanlarına kar kaldı. Küçük Enişte'nin vergi rekortmenleri listesine girdikten sonra Paşababa'nın “İkiniz bir Küçük Damat etmiyorsunuz! Elinden su için de biraz kafanız çalışsın!” diye söylendiğini duyar gibi oluyorum. “Nereden çıkarıyorsun bunları?” diyenlere, miting öncesi iki kafadarın verdiği görüntü ile Küçük Damat'ın paylaştığı resimdeki müstehzi gülümsemeye bir kez daha bakmalarını tavsiye ederim.
Yeni yıl ile alakalı hedef listemizi geciktirmekle ne kadar isabet ettiğimizi siz de gördünüz. Geçen yıldan “Elden düşme ikinci el bir Tesla!” projesini gerçekleştiremediğimiz için o da yine bu yılki hedefler arasında yerini koruyacak. Dişimizi biraz sıkarsak gelecek yıl vergi rekortmenleri listesine girme limitini bile zorlayabiliriz. “İyi de bu kadar büyük rakamlar memur, işçi, emekli, dul ve yetim aylığı ile birikir mi?” türünden umit kırıcı hatırlatmalara şimdiden kulaklarımızı tıkadığımızı söyleyelim de kendinizi fazla yormayın.