İzlanda Ulusal Üniversite Hastanesi Landspitali'nin kadın doğum bölüm şefi Hulda Hjartardottir konuyla ilgili yaptığı açıklamada "Bazı zamanlarda vaka sayısı çok azdı ama bazı durumlarda özellikle dikkatli davrandık. Ancak bence gebelerin aşılanması doğal. Hiçbir zaman gebelerin Covid-19 aşısı olmalarına tamamen karşı olmadık ama bunu tavsiye de etmedik. Şimdi yeniden talimatlar hazırlıyoruz, durum değerlendiriyoruz ve bu şekilde gebe kadınların aşı olmaları tavsiyesinde bulunuyoruz" dedi.
Bugüne kadar tereddütte kalmalarının ve genel olarak ihtiyat tavsiye etmelerinin sebebinin gebelerin Covid-19 aşısından ne şekilde etkilendiğine dair bilginin sınırlı olması olarak açıklayan Hjartardottir "Genel olarak aşıları dikkate aldığınızda, özellikle inaktif aşıların fetüse zarar verdiğini gösteren bir kanıt bulunmamaktadır" ifadelerini kullandı.
Hamileler ve çocuk emziren kadınların ilk klinik deneylerde kullanılmaması sebebiyle ilk etapta Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi ve Dünya Sağlık Örgütü sadece yüksek risk grubunda bulunan hamile ve emziren kadınların aşı olmayı tercih etmesini önerdi.
Ancak Oxford Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, Covid-19'un hamileler ve yeni doğan bebekler için bilinenden daha fazla risk içerdiğini ortaya koymuş, Pfizer ve Moderna aşılarının hamile kadınlar ve bebekleri için güvenli olduğu yolundaki kapsamlı bir raporun yayımlanmasının hemen ardından Amerika Birleşik Devletleri Bulaşıcı Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi, hamile kadınların da Covid-19 aşısı olması tavsiyesinde bulunmuştu.
İtalya'da ise hamilelik sırasında Covid-19 aşısı olan 2 kadının doğurduğu bebeklerin kanında antikor tespit edilmişti.
Hamile ve emziren hayvanlar üzerinde yapılan testler şimdiye kadar herhangi bir zarar oluşturmadığını gösteriyor. Yine de hamile ve emziren kişilerin aşı olmayı seçmeden önce doktorlarına danışmaları daha emin bir adım olarak nitelendiriliyor.