MHP ile CHP arasında Meclis Başkanlığı seçimlerinde ortak bir aday üzerinde anlaşamayıp, bundan dolayı AK Parti'nin adayının seçilmesi üzerine doğan gerilim bitmiyor. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök'ün dün akşam bir televizyon programında dile getirdiği, 'MHP'nin Meclis başkanlığı seçimlerinde grubu serbest bırakacağı' yönündeki açıklamaları MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu tarafından yalanlandı. Halaçoğlu, Levent Gök ile görüşmesini doğrularken, "Grubumuzu serbest bırakacağımıza dair de en küçük bir ifadede bulunmadım. Kendisine aynen şunu söyledim: 'Bütün bunları benimle görüşmek yerine gidin Devlet beyle görüşün. Sayın Kılıçdaroğlu gitsin Devlet beyden randevu alsın konuşsun' dedim." ifadelerini kullandı.

MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, dün gece bir televizyon programına katılan CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve programda açıklamalarda bulunan CHP Grup Başkanvekili Levent Gök'ün açıklamalarını değerlendirdi. Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Halaçoğlu, "Biliyorsunuz sayın Baykal dün bir televizyon programına çıktı. Orada benimle Levent Gök arasında bir toplantı yapıldığı ve bu görüşmede grubu serbest bırakacağımızı ve kendilerini kutlayacağımızı belirttiğimi ve bir şekilde ilgisi olmayan sözleri orada sarf etti. Levent bey benden bir görüşme talep etti. Aynı koridordayız biliyorsunuz. Ben de 'buyurun gelin' dedim. Geldi. Görüşmemiz 5 dakikayı geçmemiştir." dedi.

CHP TELAŞ İÇİNDE BENİMLE GÖRÜŞMEK İSTEDİ VE GÖRÜŞTÜK

Burada bir iki konunun gündeme getirildiğini kaydeden MHP'li grup başkanvekili, şöyle devam etti: "Biliyorsunuz sırada Meclis Başkanlığı seçimleri vardı ve seçimlerin ikinci turu tamamlanmıştı, üçüncü tura geçilecekti. Bu görüşmeler sırasında genel başkanımız Sayın Devlet Bahçeli bir açıklama yaptı. Biz üçüncü turda veya dördüncü turda bile Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekleyeceğiz diye bir açıklama yaptı. Bu açıklama çerçevesinde CHP, Sayın Baykal'ın seçilemeyeceği düşüncesiyle telaşlanmıştı. Bu telaş çerçevesinde benimle görüşme yapmak istediler. Şimdi muhtemeldir ki dördüncü tura Baykal kalınca 'MHP ister istemez, eli mahkumdur Baykal'a oy verecektir' diye bir düşünce içerisine girmişlerdi. Ancak sayın Bahçeli'nin açıklaması üzerine bir telaşa kapıldılar. Benimle görüşme yapmak istedi. Evet bir görüşme yaptık."

GRUBU SERBEST BIRAKMA KONUSUNDA KONUŞMAMIZ OLMADI

Yusuf Halaçoğlu, ardından görüşmenin içeriğine dair şu ifadeleri kullandı: "Devlet bey bir de şunu ifade etti. HDP Baykal'ı desteklediğini açıklarsa biz CHP'ye oy vermeyiz. Bunu biliyorsunuz Devlet bey daha sonra yalanladı. Yani öyle bir beyanatta bulunmadığını ifade etti. Nitekim bana bunu söylediğinde ben de kendisine şunu ifade ettim. HDP böyle bir açıklama yapacaksa, 'öyleyse o da açıklama yapmasın' dedim. Ama kendilerine hiçbir şekilde HDP'yi desteklerse desteklemezse bunun dışında herhangi bir konuşma yapmadığımız gibi, grubumuzu serbest bırakacağımıza dair de en küçük bir ifadede bulunmadım. Kendisine aynen şunu söyledim: 'Bütün bunları benimle görüşmek yerine gidin Devlet beyle görüşün. Sayın Kılıçdaroğlu gitsin Devlet beyden randevu alsın konuşsun' dedim. Dün bunu ifade etmedi mamafih. Grubun serbest bırakılacağına dair bir konuşmamız olmuştur."

BAYKAL ERDOĞAN İLE NEDEN GÖRÜŞTÜ

Baykal'ın üçüncü tura kalmasından sonra MHP'nin ne Baykal'ı, ne de İsmet Yılmaz'ı desteklemediğini ifade eden Halaçoğlu, "Her ikisi karşısında da geçersiz oy kulandı. Şimdi genelde bir algı operasyonu sürdürülüyor ve MHP üzerinde bir oyun oynanıyor. Bu oyun, seçimin hemen sonrasında başladı ama bu oyunun başlangıcı sayın Baykal'ın Cumhurbaşkanı ile görüşmesi ile birlikte başladı. Sayın Baykal hangi sebeple cumhurbaşkanı ile görüştü. Teamüllerin aksine hiçbir yasada olmamasına rağmen böyle bir konuşmayı hangi sebeple ve ne konusunda yaptı. Herhalde sayın Baykal en yaşlı üye olarak Meclis'i nasıl yöneteceğini sayın Erdoğan'dan öğrenecek değildi. Yani tüzük vardır ve normal şartlarda tecrübeli bir siyaset adamı Meclis'i nasıl yöneteceğini bilir. Bunu cumhurbaşkanı ile konuşmasına gerek yoktu. Öyleyse cumhurbaşkanı ile ne konuştular ve bu konuşmada 2002 yılında sayın Livaneli'nin de açıkladığı tarzda sadece iki partiye yönelik bir operasyon mu, iki partili bir devlet için operasyon mu yapılıyordu? Bunların açıklaması tam olarak yapılmadı." diye konuştu.
CİHAN