15 Haziran tarihinde duruşması görülen bylock mağduru Kayseri Orman Bölge Müdür Yardımcısı Uğur Dursun’un kardeşi Mustafa Dursun’un mektubunu Yeni Asya Gazetesi'nde yayınlandı.
da, Türkiye’de halihazırda artarak devam eden mağduriyetler zincirinin mahkeme safahatındaki hukuksuzluklarını teşhir etmekte. Tam bir trajediler yumağı olan gözaltı ve tutukluluk süreçlerinin ardından gerek iddianamelerin, gerek yargılama ve savunma safahatlarının ne türden hukuk katliamları içerdiğini gözler önüne sermekte.
Bu savcı ve hâkimler ne kadar sağlıklı karar verir?
Mektupta şu ifadeler yer alıyor; “Bizler, bize bir ayrıcalık tanınsın istemedik. İstediğimiz tek şey dosyamızın hızlı bir şekilde araştırılıp karara bağlanması ve yeni mağduriyetler üretilmemesi idi. Yaşadığımız bu süreçten dolayı mahkemelere atadığımız savcılarımız o kadar genç ki; bir karar verirken baskıdan çekinmeden, dosyaya bakarak karar verebilmesi imkânsız gibi gözüküyor. Çünkü biliyor ki; masum bir kişi dahi olsa onu tahliye ettiğimde hakkımda ya bir kovuşturma açılır, ya açığa alınırım, ya sürülürüm ya da içeri girerim korkusunu yaşamaktadırlar. Bu savcı ve hâkimler ne kadar sağlıklı bir karar verir, varın siz düşünün. Hele ki ilk duruşmamızda tam bir hukuk faciası yaşadık. 2 ayı geçkin bir sürede dosyaya suçlamaya ek belge olarak, bir tane dahi bilgi dosya eklenememişken, istenilen tüm belgelerde dosyaya eklenmişken;
O zaman neden bu kadar kuruma yazı yazıp dosya istediniz?
Mahkeme Başkanının; “Tamam dosyana her şeyi güzel bir şekilde koymuşsun, anlattıklarına da inanıyorum; ama benim için bu dosyanın bir önemi yok! MİT’ten gelen bu ByLock listesi benim için önemli” dedi. Güler misiniz, ağlar mısınız? O zaman neden bu kadar kuruma yazı yazıp dosya istediniz. Buna BTK’ da dâhildir. BTK’ dan gelen HTS ve NAT kaydı raporu neden incelemeye dahi gerek duyulmaz? Eğer bir Ortaoyunu kurulmuş, bizlerde figüran olarak ortaya sürülmüşsek, formaliteden bir mahkemeye yapmanın anlamı nedir? Bu yaşanana şahitlik edecek avukatımızda dâhil en az 4 kişi varız. Bir mahkeme başkanı dosyanın önemi yok, dedikten sonra neden mahkeme yapılır o zaman. Kendi istedikleri kurum ve kuruluşlardan bir tane bile abimizin aleyhine olacak bir bilgi veya belge koyamamışken bu yargılamanın adilliğine nasıl bakarız ve sessiz kalırız. Mahkeme esnasında Hâkim Beyin telefonu ile uğraşmasından tutun, sağına soluna bakınıp oflamalar, puflamalar, saçını kaşımalar,... Kısaca Hâkim Beyimiz karşısındakini dinlerken bile adam yerine koyma zahmetinde bulunmuyor.”