Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Avukat Mehmet Kasap, Digiturk'ün 7 kanalı yayından kaldırmasına tepki gösterdi. TV yayıncılığını yasaklamanın o TV'lere karşı yapılmış bir hukuksuzluk değil aynı zamanda güvence altına alınan haber alma özgürlüğüne yapılmış bir saldırı olduğunu belirten Kasap, "Basın yayın kurumlarının susturulması benzerine ancak darbe dönemlerinde rastlanacak olağanüstü bir uygulamadır. Gerçeklerin ortaya çıkmasını istemeyen darbeciler de tıpkı bugün olduğu gibi öncelikle basın yayın kuruluşlarını susturmuşlardır." dedi.
Hukuk ve Hayat Derneği Başkan Av. Mehmet Kasap, Digitürk'ün Samanyolu TV, S Haber, Bugün TV ve Kanaltürk gibi televizyon kanallarına sansür uygulaması kararı ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Ülke demokrasilerinin en önemli gelişmişlik göstergesinin basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti olduğunu vurgulayan Kasap, "Türkiye bu iktidar döneminde basın özgürlüğü sıralamasında maalesef 180 ülke arasında 154. sıraya gerilemiştir. Artık ülkemiz ifade ve basın özgürlüğünde üçüncü dünya ülkeleriyle birlikte anılmaktadır." ifadelerini kullandı.
Anayasa'nın 28. maddesinde düzenlenen basın özgürlüğünün sadece medya mensuplarını değil, halkın haber alma ve doğru bilgilenme hakkını da koruma altına alındığını belirten Kasap, şunları kaydetti: "Bu hak ayrıca birçok uluslararası metinle ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesi ile de güvence altına alınmıştır.Basın özgürlüğü sadece gazetecilerin görevini yapma hakkını değil, aynı zamanda vatandaşlarımızın da haber alma ve öğrenme hakkını ifade etmektedir. Her türlü farklı sesin susturulmaya çalışıldığı bir ülkede demokrasiden değil, olsa olsa başka bir rejimden söz edilebilir."
Digiturk'ün 7 TV kanalını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın isteği ile yayın ağından kaldırdığını hatırlatan Kasap, şu değerlendirmede bulundu: "Digiturk tarafından yapılan açıklamada 'Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 'Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu' tarafından yapılan bir soruşturma ile ilgili olarak Şirketimize resmi bir yazı tebliğ edilmiştir. Söz konusu yazının içeriği gereği yasal zorunluluktan dolayı Kanaltürk, Samanyolu TV, Mehtap TV, S Haber (Samanyolu Haber), Bugün TV, Yumurcak TV ve Irmak TV kanalları platformumuzdan çıkarılmıştır' denildi. Bir savcı mahkeme kararı olmadan böyle bir talimat veremez. Bu hukuksuz uygulama muhalif kanalları susturma girişimidir. Kanalların susturulduğu, gazetecilerin tutuklandığı, tehdit edildiği, hatta dövüldüğü bir ülkede demokrasiden bahsedilemez. Fikirlerin çatışmasından gerçekler ortaya çıkar. Kendisine getirilen eleştirilere cevap verecek fikri altyapısı olmayanlar yasaklara başvururlar. TV yayıncılığını yasaklamak o TV'lere karşı yapılmış bir hukuksuzluk değil aynı zamanda güvence altına alınan haber alma özgürlüğüne yapılmış bir saldırıdır."
BUNDAN BİR ADIM SONRASI KUZEY KORE'NİN DÜŞTÜĞÜ DURUMA DÜŞMEKTİR
Adil bir seçim olması için halkın haberlere ulaşmasının engellenemeyeceğini vurgulayan Kasap, şu ifadeleri kullandı: "Millet tek taraflı yayın yapan TV kanallarına mecbur değildir. Ülkemizin geldiği nokta utanç vericidir. Bugün ülkemizde düşüncelerini açıkça ifade edebilmekten çok halkın haber alma özgürlüğü kısıtlanmaktadır. Vatandaşların ülkemizde ve dünyada olup bitenler hakkında "haber alma" hakkı engellenmektedir. Her kişi ve kurumun kendisi gibi düşünmesini ve kendisini desteklemesini sağlamaya çalışan otoriter bir rejimle karşı karşıyayız. Bundan bir adım sonrası Kuzey Kore'nin düştüğü duruma düşmektir. Basın yayın kurumlarının susturulması benzerine ancak darbe dönemlerinde rastlanacak olağanüstü bir uygulamadır. Gerçeklerin ortaya çıkmasını istemeyen darbeciler de tıpkı bugün olduğu gibi öncelikle basın yayın kuruluşlarını susturmuşlardır. Ülkede darbe mi oldu da tüm muhalif sesler kısılmaya çalışılmaktadır?Her ne ad altında ve hangi gerekçeyle olursa olsun gazetecilerin, görevleri başında alıkonulmasını, basında ayrımcılığı ve vatandaşın haber alma özgürlüğüne yapılan tüm engellemeleri şiddetle kınıyoruz." CİHAN