Gurbette bayram

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Perşembe, Ağustos 15 2019
Gurbetteki bu bayramda Ege minarelerinin gölgelerinde başlayan bu diriliş bestesini evrensel bir bayrama dönüştürmenin yolunun “gitmekten” geçtiğini anlıyorum.

Gurbette bayram / HARUN TOKAK 

Gurbette bir bayram daha geride kaldı. 

Arife günü gurbet diyarlarında vefat etmiş kardeşlerimizin kabirlerine uğradık. Onlar üzerinden memleketimizdeki anne babalarımıza, Fatihalar, Yasinler uçurduk. 

Süleymaniye’deki gibi olmasa da mütevazı kültür merkezinde oldukça coşkulu bir bayram sabahı yaşadık. 

Bayram boyunca evimiz doldu taştı. 

Çocukluğumdaki bayramları yeniden yaşamanın sevinci doldu içime.

Eski hatıralar yeniden canlandı…

Rahmetli babamın elimizden tutarak bizi şehre götürüşünü, o yoksul haliyle ne yapıp edip, birkaç parça bayramlık, birkaç çeşit zerzevat aldığı, baharın güzelliği karşısında sarhoşa dönen bir kelebeğin daldan dala konuşu, bir oraya bir buraya uçuşu gibi elimizde bayramlıklarla köye döndüğümüz günler…

Bir bayramlık elbiseyle, bir ayakkabıyla, küçük bir harçlıkla, jelatinli bir şekerle sonsuz sevinçlere gark olduğumuz günler artık unutulmaya yüz tutmuş rüyalar gibi…

Bayramlarda köy odaları dolar taşardı. 

Sinilerde yemekler gelir, pilavlar, keşkekler, bamyalar, baklavalar sıra sıra sofradaki yerini alırdı. 

Çorbaların dumanı, yokuş tırmanan bir tatar treni gibi tüterdi.

Yüzlerine bayram sevinci vurmuş çocuklar, birer ikişer gelirdi.

El öpen, şekerini alan giderdi. 

“Ülkemin ufkuna gün doğa bayram o bayram ola” diyen gönül sultanları, bayram ufkumuzu değiştirmeseydi, ben her bayram hep bu tanıdık yüzlerle o köy odasında olacaktım.

Bayramın biraz da “gitmek” olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.

Bu hazin gurbet diyarında köy bayramlarından uzak kaldığım ik

Bu haberler de ilginizi çekebilir